banner913
banner932
banner964

27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününüz kutlu olsun

banner476

banner974
27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününüz kutlu olsun

banner971
27 Mart bugün Dünya Tiyatrolar Günü; sanata ve sanatçıya değer verilmesi gerek
 En önemli günlerden birisi. Tiyatromuzun bugünlere gelmesi için emek veren tüm yazarlara, sanatçılara sonsuz teşekkürler. Yaşayanlara uzun ömrüler dilerken, rahmeti olanların ise ışıklar içinde olması dileğiyle. Üreten bir tiyatro ülkesi umudunu hiçbir zaman yitirmemek dilerken. 27 Şubat 2022 yılında yanan Devlet Tiyatroları binasının en erken bir zamanda yapılmasını da umuyoruz.
Meşale’, ‘Mucize’ ve ‘Altın Şehir’gibi İlk modern tiyatro eseri yazanlardan birisi olan Hikmet Afif Mapolar, Devrim gazetesinde bu konu ile ilgili aşağıdaki yazısı, kendine ait ‘Görüşler’ başlıklı köşesin-de kırk yıl önce yayımlanmıştır 14 .

 
Sanat Armağanı Derken
 
“Bu konuya çok değindik.Defalarca yazdık, yazdılar.
Bu adada sanatımızın sözü edilir bir sanat olmasını isti-yorsak, sanata ve sanatçıya bugün verdiğimiz değerden da-ha çok değer vermemiz gereklidir.                                
 Sanatçıya, sanata verilen değeri nasıl artı­rabiliriz?
Önce sanatçılarımızın bütün adaya yaygın bir dernekleri ve bu derneğe bağlı her kasabada şubeleri olmalıdır. Merkez tüzüğü hazırlandıktan sonra faaliyete geçecek sanatçı-lar, kuracakları tiyatro topluluklarıyla ayda bir olmak üze-re oyunlar ortaya çıkarabilirler ve bu oyunlardan  temin  edilecek tutarlarla derneklerini yaşatmak için gerekli olan tuta­rın bir kısmını olsun elde edebilirler. Bunun yanında derneklere sadece sanatçılar değil, ayni zamanda sanatı sevenler de üye kabul edilebileceklerdir. Bu derneklerde Kıbrıs'a ait eser­lerin tümünün bulunması da gereklidir. Ayrıca zengin kitaplıkları olmalı ve gerek üyelerinin, gerekse halkın ve bilhassa öğrencilerin yarar­lanması için günün belirli saatlerinde açık bu­lundurulmalıdır.
 
Böyle yapıldığı takdirde, bu derneklere başka­ları da iştirak edecekler ve yaşamaları daha bir düzenli olacaktır.
 
Sanatın, sanatçının sözü edilir olması, an­cak sanatseverlerin de çalışmalarıyla mümkünleşebilir. Yoksa bu adada bir avuç sanatçının gücü, güçlü bir sanat ortaya çıkaramaz. Belirli bir ortamı olmayan ve bu ortamı yaratamayan her sanat gurubu mutlaka bir gün da­ğılmağa mahkûmdur.
 

Sanat Armağanları’ derken, tüm bunları dü­şünmek zorunluluğundayız. Bunlar düşünülmeden, sanat armağanları sadece bir lâftan ileri gidemiyecektir. Sebebine gelince, dernekleri olmayan sanatçılar - bunu derken, adadaki tüm sanatçılarımızı kasdediyoruz - ne kadar uğraşırlarsa uğ-raşsınlar, bizce sanat armağanlarına dair edilen sözler olumsuz olarak kalacaktır. Esaslı bir dernekten yoksun hiç-bir sanatçı gu­rubuna herhangi bir kurum ‚sanat armağanı’ tertiplemek hakkını vermez belki. Halbuki adaya yaygın bir derneğe tüm kurumlar belirli bir yardım yapabilirler bu konuda. Ayrıca derneğin yaygınlığı, kendi kendine bir sanat armağanı tertibini de mümkünleştirir düşüncesindeyiz„
   
Hikmet Afif Mapolar, bu yazısından 23 yıl sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Turizm ve Kültür Bakanlığı Devlet Ödülü ile ödüllendirilmiştir.                          
 
 
            Usta şair,yazar Osman Türkay, Hürsöz gazetesinde 1951 tiyatro için şöyle yazmıştı.
SANAT SUSUZLUĞUMUZ…
Kıbrıs Türkleri her fırsat düştükçe, güzel sanatlara karşı olan derin sevgisini ızhar etmekten zevk duymuştur. Dünyamızı aydınlatan neşesi daha ilk gördüğü günden, tabiatın emsalsiz güzellikleri arasında bulunduğunu hisseden bu yurdun evlatları, gerçek birer sanat aşıkıdırlar. Henüz ilkokul sıralarında mısra kurmak suretiyle indeki berrak ve temiz duyguları aksettirmeye çalışan, minimini yavrularımız da, en az bizler kadar iyiyi, doğruyu ve güzeli sevmiş ve anlamış bulunmaktadırlar.
Güzel sanatlara karşı bu derece samimi ve içten bir sevgiye sahip olan Kıbrıs Türkleri aynı nispette, gerçek sanatın da hasret ve susuzluğunu çekmektedir. Gerçi şiir, roman hikaye ihtiyaç ve zevkimiz, anavatanımız Türkiye'den temiz ettiğimiz dergi ve kitaplarla tatmin edilmektedir. Lakin güzel sanatların en önemli bir dalı olan tiyatro ihtiyacımız; ancak içinde bulunduğumuz hafta başında adamıza teşrif eden Devlet Tiyatrosu sanatkarları tarafından şimdi bol bol karşılanıyor…
Kıbrıs Türk halkının hakiki tiyatro sanatıyla şimdi karşılaştığını ve susuzluğunu şimdi gidermekte olduğunu söyleyebiliriz. Devlet Tiyatrosunun genç ve olgun sanatkarları, bize Türkiye’nin bilhassa tiyatro vadisinde kaydettiği gelişmeleri açık bir surette ortaya koymuşlarıdır.
Hakikaten, son yıllarda roman vadisinde karşılaşan Türk edebiyatı, olgun tiyatro eserleri vermektedir. Paydos, Köşebaşı, Gölgeler, Oyun İçinde Oyun, Pembe Evin Kederi gibi tiyatro eserleri temsil edildikleri zaman, adeta büyük bir sanat hadisesi olmuş ve büyük bir rağbet toplamışlardır.  “Paydos” piyesi yabancı dillere tercüme edilmiştir. “Paydos” Atina’da haftalarca temsil edilerek, zengin bir sanatın bugünkü mirasyedilerinin takdir ve hayranlığını kazanmıştır.
Türk sahnesi yabancı dillerden tercüme edilen eserlerle bir kat daha zenginleştirilmiştir. Devlet tiyatrosu sanatkarları, bu tercüme eselerin en güzeli olan “ fareler ve İnsanlar” piyesini geçen iki akşam başarı ile temsil etmişlerdir. Halkımız, devlet tiyatrosunun gen sanatkarları tarafından temsil edilen bu kıymetli eseri, zevkle seyretmişlerdir. Değerli sanatkarlarımız bu akşam “ Pembe Evin Kaderi”  isimli komediyi temsil edeceklerdir. “Pembe Evin Kaderi” henüz 21 yaşında bulunan Turgut Özakman isimli bir hukuk öğrencisi tarafından yazılmıştır. Eserde; aynı evde yaşayan üç neslin görüş, duyuş ve düşünüşlerindeki tezatlar; bazen komik bazen de hazin bir şekilde belirtilmektedir. Sayın Lütfü Ay’ın geçen cumartesi akşamı Kardeş Ocağı binasında tertip ettiği basın toplantısında belirttikleri gibi, “Pembe Evin Kaderi” modern tiyatro sahamızda bir revelisyon meydana getirmiştir.
 Kıbrıs Türklerinin tiyatroya karşı duyduğu susuzluğu, Devlet Tiyatrosu artistleri verdikleri temsillerle gidermektedirler. Kendilerine minnet ve  şükran…[1]
 
14 Hikmet Afif Mapolar. ‘Görüşler’, Devrim gazetesi, 4 Mayıs 1963.
[1] Osman Türkay, “Sanat Susuzluğumuz”,Hürsöz Gazetesi, 24 Mayıs 1951, 1.
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.