BM, ABD, AB, İngiltere ve batının Grekofil devletlerinin desteği de bunlara eklenince, Rum/Elen halkının başı beladan kurtulmamaktadır.
Türkiye'nin gelişen askeri gücü ve bölgedeki etkinliği, Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili garantörlük hakkı ile birlikte düşünüldüğünde, orta ve uzun vadede Kıbrıs'ın geleceğinde Türkiye'nin belirleyici olacağı açıktır.
Yasa dışı Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 1963-74 dönemindeki gibi yeniden bir kaosa sürüklenmesi, Türkiye'nin garantörlük hakkını tabii ki yeniden gündeme getirebilir.
1974'de olduğu gibi, iç savaş kaosu içerisinde zaafiyete düşülürse, "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin bizzat kendisi, Türkiye'den müdahalede bulunma talebini yeniden gündeme getirebilir.
Çünkü kaosun sebebi ve destekçisi olanlar, her zaman olduğu gibi, Kıbrıs'taki kaos durumlarında sadece seyirci durumunda kalmayı tercih ettiklerinden tek çare Garantör Türkiye'nin müdahalesi olur.
Yeter ki biz Kıbrıs Türkleri, siyasi ve ekonomik yapımızdaki zaafiyetlerle, kendi kendimize zarar vermekten vazgeçerek, bize de bulaşabilecek güneydeki bir kaostan zarar görmeyecek şekilde güvenliğimizi sağlayalım
(Çetin Uğural)
Ağustos 2023 ayında; KKTC 'de (%8.14) Hayat pahalılığı %0.95 Türkiye'den (%9.09) daha ucuz!!!
Hava tahminine devam...
Herkes farkında mı? %90 ürünleri Türkiye’den ithal ediyoruz. Alınan ürünlerin üzerine taşımacılık, gümrük vergisi ve kar payları eklenip %1 düşük çıkması muazzam bir üst hesap sistemi...
(Bayram Paşoğluları)
Bu işler gönülden olur. Herkes kendi görevini şevk ile yapar. DAÜ öğrenciyi bulur, havaalanında karşılar, otobüslerle bedava kampüse taşır ve yurtlara yerleştirir. Belediye hiç olmazsa DAÜ çevre yollarını ve sık kullanılan yolları temizler. Esnaf öğrenci ilişkileri, ile öğrenci Mağusa’da tutulur. 2000’li yılların başında yeni öğrenciler için hazırladığımız hoşgeldin yazılarını pekçok esnafın camlarına yapıştırmayı kabul etmediklerini hatırlıyorum. Bazı taksicilerin öğrencilerden normal ücretten fazla para istediklerini hatırlıyorum. Lefkoşa’daki esnafın camlarına döner mesela 80 tl, öğrenciye 70 tl yazdıklarını gördüm. Mağusa’da böyle bir ilan görmedim. Dedim ya gönül meselesi... Yütme değil...Bu yüzden her kesim kendine düşeni yapmalı....
(Gürol Özkaya)
Şimdi sosyal medyaya haber nitelikli bir şey var mı diye bakarken bir Süpermarket yöneticisinin feryadına rastladım.
Diyor ki"Tüp gaz için ilgili bakanlık gaz dağıtım şirketlerine 9 TL katkı verecekken vermemiş, şirketler de marketlere her tüp gaz için 9 TL nakliye ücreti koymak zorunda kalmış"
Şimdi bu ülkede artık çivi tutmaz. Tutmaz çünkü herkes koyan koyana yukarıdan asağıya" bir koyma muhabbetidir" gider.
Aslında kimse kimseye koymaz. Herkes bir olmuş HALKA koyar.
Halk artık o kadar bir bağışıklık kazanmış, adapte olmuş ki "zam koymaya" nasıl koyarlar ne kadar koyarlar "tıs" çıkarmaz.
(Hüseyin Cumaoğlu)



