Guşların ganadı var
Her gulun muradı var
Leymosun’dan yar sevdim
Damağımda dadı var.
![]()
Değerli okurlar geçen aylarda çok değerli kültür insanlarımızdan Sayın Özay Akif Elder’in Leymosun’la ilgili kitabı yayımlandı. Bu çalışmanın amacı bugün sınırlarımız dışında, Güney Kıbrıs’ta kalan ve bizlerce son derece önemli olan maddi ve manevi varlıklarımızı tamamen yok olmadan kayıt altına alan ve yeni kuşaklara bu değerleri, ata yurtlarımızı, kültür mirasımızı biraz olsun tanıtan şahane bir eser.
Bilineceği gibi1975 yılında iki toplum liderinin uzlaşması sonucu nüfus mübadelesi yapılmış ve Güney Kıbrıs’ta kalan kardeşlerimiz Kuzeye göç etmek durumuyla karşı karşıya kalmıştır.
Kuzeye göç eden bu insanlarımızın maddî ve manevî tüm varlıkları geride kalmış, evleri, yerleri yıkılmış veya yıktırılmış, ağaçları kesilmiş, malları talan edilmiştir.
Güney Kıbrıs’ta bugün Rum’a kalan Larnaka, Limasol (Leymosun) Baf gibi kentlerin Türk bölgeleri yanında, kırsal yörede bulunan yüzelli kadar köyde Türk varlığı bulunduğu inkâr edilemez bir gerçektir. 256 sayfalık büyük boy renkli sayfalı bu kitap Leymosun’un 1974 yılına kadar tüm özellikleriyle ele alan, çok detaylı ve titiz araştırılmış bir kitap.13 bölümden oluşan eser şehir monografisi açısından örnek alınacak eserlerden birisi.
Bu tip çalışmaların çoğalması, değerlerimizin tamamen ortadan kalkmadan belgelenmesini açısından çok önemlidir. Bunu sadece kişisel bir istek değil aynı zamanda ulusal bir görevdir.

BİR LEYMOSUN ÖZELLİĞİ
Bir Leymosunlu,
söz ederken bir sevdiğinden
ismini telaffuz ettiğinde...
Cikleri, cıkları
cukları, cükleri
eklediğinde ismine...
Örneğin, Ahmetçik, Hasancık
Dursuncuk, Güllücük gibi
bahsettiğinde yakınlarından...
Onları küçümsemelerinden
dolayı değildir bu ifade,
aksine o kimselere olan sevgilerini
göstermek istemelerindendir.
Bu nedenle ciklerle, cuklarla
insanlar böyle anıldıkları için
hiçbir zaman ne küserler
ne de alınganlık gösterirler birbirlerine.
Hatta mutlu olurlar sevildiklerini
hissettiklerinden.
Belki bu gerçeği bilmeyenler
bunu yadırgayarak algılayabilirler.
Ancak bir gerçek var ki,
yadırganmakla gerçekler
inkar edilmezler.
Bir toplum, toplumluğunu korur,
insanlarının birbirlerini
sevmesiyle...
Baki kalır toplumlar ancak
insanlarının sevgileriyle.
Yadırganmamalı Leymosunlular
bu söylemleriyle...
Türkler askerlerine bile
Mehmetçik derler.

25/2/2024.T.E
Arz-ı Hal
Beni Leymosun’da Ankara Cadde’sinde arama
Kemeraltı’nda da arama yokum
Zaten ne o cadde var ne de Kemeraltı
Beni Lefkoşa’da da arama
Lâleli Cami’de yokum elektrik fabrikası yanında bir evde kiracı değilim
İdadi Sokağında da arama otel yok artık
Haydarpaşa Camii karşısındaki lisede arama
Lise de yok orda ben de yokum anla
Mağusa’ya bakıveren ne Şerif Arzık adlı sokaktayım
Ne de Namık Kemal zindanına yakın yok olan oteldeki bir müşteriyim
Lokantada da değilim Gazi İlkokulu’nda arama boşuna
Cambulat İlkokulu’nda da bulamazsın beni
Ne de Leymosun’da 19 Mayıs Lisesi’nde
Ya da Sedat Simavi İlkokulu’nda da yokum
Bakma sen Yukarı Çayönü’ndeki ilkokula
Yalova’daki ilkokula da bakma
Yokum oralarda da
İstanbul mu Topkapı Şehremini Beyazıt’ta sonra
Ya da Koca Mustafa Paşa’da
İstiklâl Caddesi’nde pansiyonda değilim bakma
Yokum Cihangir’de Cennet Bahçesi’nde yokum
Yokum Ayaspaşa’da Taksim’de
Yokum Vadili’deİskele’de yokum
Lefkoşa’da Bedrettin Demirel Caddesi’nde bir apartman
Gönyeli’de bir caddede bir binanın üçüncü katında
Arama yokum anla
Bak Küçük Kaymaklı’ya
Bak Karalım Apartmanları’ndan birine
Oradayım işte
Ne aşk ne meşk ne okul ne mokul
Ne gazete ne mazete
Ne hastane ne pastane
Bir gönülde de değilsem eğer
Yalnızım kendimle başbaşayım
Ve nefes alıp yaşamaktayım
Bener Hakkı Hakeri

Eski Yıllar
Maziye gider aklım
Bazan geçmişi anar
Eskileri düşünüp
Yüreğim hâlâ yanar.
Çocukluk yıllarıma
Giderim zaman, zaman
Gençlik çağımı sorman
Çocukluğumdan yaman.
Bir vakitler dünyâyı
Feci savaşlar sardı
Ölüm-kalım günleri
Tehlikeli yıllardı.
Bir cephede İngiliz
Öbüründe Almandı
İkisinin yanında
İnsanlık tümden yandı.
Arka çıkar Alaman
Uçak yollar İtalyan
Derken bir bombardıman
Başlardı zaman zaman.
Savaş zamanlarıydı
Tehlikeli yıllardı
Kulağımda sirenler
Uğuldamakta el an.
Sirenler andırırdı
Doğum yapan kadını
“Firenzo Sokağın”daydı
Hatırlarım adını.
Leymosunlu o semte
“Delikli Taş” diyorduk
Sıtma tutmasın diye
Delikten geçiyorduk.
Çocukluk yıllarımız
Kala dursun mâzide
Gençlik yıllarımız da
Geçiverdi mevzide.
Geceleri bölükte
Silâhı çatıyorduk
Sabahleyin erkenden
Dersbaşı yapıyorduk.
Günümüzden farklıca
Ne bulursak yiyorduk
Verdiği nimet için
Hakka şükrediyorduk.
Çektiğimiz çileler
Yıllar boyunca sürdü
Mehmetçikle Mücahit
Düşmanları püskürttü.
Bugün artık özgürüz
Şükür olsun Tanrıya
Özgürlüğün tadını
Çıkarın doya doya.
9 Eylül 2009 Pazartesi



