Üstel, "Bu adımların yalnızca bir düşmanlık göstergesi değil; aynı zamanda Doğu Akdeniz barışına saplanmış yeni ve tehlikeli bir hançerdir.. Türkiye ve Kıbrıs Türk halkını hedef alan hiçbir askeri plan meşru ve sürdürülebilir değildir” dedi.

Koopbank, 30 öğrenciye eğitim bursu sağlayacak
Koopbank, 30 öğrenciye eğitim bursu sağlayacak
İçeriği Görüntüle

Yazılı açıklama yapan Başbakan Üstel, Doğu Akdeniz’de barış, istikrar ve iş birliği zeminini güçlendirmek yerine gerilimi tırmandırmayı, askeri bloklaşmayı ve dışlayıcı politikaları tercih eden bu yaklaşımı dikkatle ve ibretle takip ettiklerini belirtti.

İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin toplam 2 bin 500 kişilik bir “Hızlı Müdahale Gücü” oluşturarak bunu Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına karşı bir caydırıcılık ekseni olarak sunmasının açık bir düşmanlık göstergesi olduğunu vurgulayan Üstel, bu girişimin Doğu Akdeniz’de barışı tehdit eden tehlikeli bir adım olduğunu kaydetti.

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, Anavatanı ile birlikte kendisine yönelen her türlü tehdidi bertaraf edecek güce, hak ve menfaatlerini savunacak diplomatik ve askeri iradeye sahiptir” diyen Üstel, barışın yolunun askeri maceraperestlikten değil; adadaki gerçeklerin, yani iki ayrı halkın ve iki ayrı devletin varlığının kabul edilmesinden geçtiğini vurguladı.

- "İsrail bölgeyi ateş çemberine çekmektedir"

Üstel açıklamasında, İsrail’in Orta Doğu’da sürdürdüğü saldırgan politikalarla bölgeyi istikrarsızlaştırdığını, bu anlayışı Doğu Akdeniz’e taşımaya çalıştığını belirterek, “Bölgeyi bir barış alanı olmaktan çıkarıp çatışma sahasına dönüştürme çabaları, yalnızca Kıbrıs adasını değil, tüm Akdeniz havzasını tehdit etmektedir. Rum-Yunan ikilisinin bu tehlikeli oyunda figüran olmayı kabul etmesi, tarihsel bir yanılgıdır.” ifadelerini kullandı.

- "Rum liderliği müzakere zeminini dinamitlemektedir"

GKRY liderliğinin bir yandan uluslararası topluma “çözüm” söylemleri sunarken, diğer yandan Türkiye’ye karşı askeri ittifaklar kurma arayışında olmasının, adadaki gerçeklerden ne denli kopuk olduklarının açık bir göstergesi olduğunu belirten Ünal Üstel, bu tutumu ikiyüzlü bir yaklaşım olarak nitelendirdi.

Üstel, silahlanmayı ve askeri paktları çözüm olarak gören bu zihniyetin, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve iki devletli çözüm vizyonunun neden haklı ve zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti.

“Rum liderliği müzakere zeminini dinamitlemektedir” diyen Üstel, söz konusu adımların müzakere zeminini ortadan kaldırdığını ve olası bir uzlaşıyı imkânsız hale getirdiğini söyledi.

- “Kanlı Noel zihniyetiyle gelecek inşa edilemez”

“Kanlı Noel”in yıl dönümüne de dikkat çeken Başbakan Ünal Üstel, “Kanlı Noel zihniyetiyle gelecek inşa edilemez” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Tarihimize kara bir leke olarak geçen ve Kıbrıs Türk halkına yönelik soykırım girişiminin miladı olan Kanlı Noel’in yıl dönümünde, Rum liderliğinin bu mezalimden ders çıkarmak yerine o günkü saldırgan zihniyeti öven ve bugün askeri planlarla yeniden diriltmeye çalışan tutumu kabul edilemezdir.”

Üstel, 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kana bulayan anlayışla, bugün Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı askeri güç kurmaya yeltenen anlayışın aynı olduğuna vurgu yaptı.

- “Hak ve menfaatlerimizden asla taviz verilmeyecektir”

Ünal Üstel, Anavatan Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının et ve tırnak gibi olduğunu vurgulayarak, “Hak ve menfaatlerimizden asla taviz verilmeyecektir” dedi.

Üstel, Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan’da ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik alanlarında, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını yok sayan, Kıbrıs Türk tarafını denklem dışına itmeye çalışan her türlü askeri planın, boru hattı projesinin ya da siyasi ittifakın baştan ölü doğmaya mahkûm olduğunu kaydetti.