HALKIN SESİ-özel
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi’nde 6 ay önce devreye giren son teknoloji lazer cihazı sayesinde görme bozukluğu yaşayan birçok hasta şifa buldu.
Dünyada üretilen en son teknolojik cihaz olan yeni nesil lazer teknolojisi Smile lazer, 22 saniyede gözlük kullanımına son veriyor.
Günümüzde dünyanın seçkin kliniklerinde, Türkiye’de ise sadece birkaç merkezde uygulamaya girmiş olan YDÜ Hastanesi’ndeki Smile Lazer, kısa sürede yoğun ilgi gördü.
YABANCI ÜLKELERDEN GELEN HASTALAR VAR
Kuzey Kıbrıs yanında Rum tarafından, Türkiye’den ve üçüncü ülkelerden YDÜ’ye gelen hastalar, söz konusu cihaz sayesinde gözlükten bağımsız yaşamaya başladı.
Görme bozukluklarını düzeltmede kullanılan en yeni, bıçaksız, korneanın dış tabakasının korunduğu, hassas, kesin ve hızlı tedavi yöntemi sayesinde hastalar kusursuz şekilde YDÜ Hastanesi’nde sağlıklarına kavuşuyor.
22 saniye süren lazer ve 5-10 dakika süren işlemlerin ardından hasta, gözlerine hiç bandaj takmadan üç saatte yüzde 80 oranında görmeye, ertesi gün ise rahatlıkla araç kullanabilecek duruma geliyor. Birkaç gün veya hastanın göz yapısına göre birkaç hafta içinde ise görme seviyesi en üst düzeye ulaşıyor.
Yurt dışı fiyatlarının yarısı kadar bir maliyetle operasyon geçiren hastalar duydukları memnuniyeti dile getiriyor.
TEK BİR ADIMDA İŞLEM TAMAM
Tüm tedavi sürecinin tek bir adımda cihaz değişimine ve korneal kapakçık açılmasına gerek kalmadan gerçekleştirilen uygulamada lazer cihazı tarafından oluşturulan 2mm.lik (diğer yöntemlere göre %80 daha küçük kesi) ince bir kesiden, kornea içinde oluşturulan, kırma kusurunu düzeltecek dokunun çıkarılması ile birlikte, tedavi kısa sürede sona eriyor.
Son teknoloji olmayan diğer lazer tedavi yöntemlerinden farklı olarak, ReLEx Smile Lazer tedavisinde korneanın yapısal olarak en sağlam ön dokusuna dokunulmadığından, daha ince kornealarda da lazer cerrahisi imkanı sunuyor ve
kornea sağlamlığını daha iyi koruyarak, doğal gözün yapısına en yakın sonucun elde edilmesine olanak sağlıyor.
ESKİ RİSKLER ORTADAN KALKIYOR
Diğer yöntemlerden farklı olarak, korneal kapakçık (flep) kesisi olmaması nedeniyle, tedavi sonrası gözü ovalama veya göze fiziksel temas halinde, kapakçığın kayması veya yer değiştirmesi gibi riskler ortadan kalkıyor.
Tedavi sırasında görme kaybı olmaması, sessiz ve yanıksız bir tedavi olması, hastada minimum rahatsızlık ve hızlı iyileşmeye imkan sağlaması ise bu tedavi yönteminin en büyük avantajları arasında yer alıyor.

BAŞARININ MİMARI DOÇ. DR. KORAY KARADAYI VE EKİBİ
YDÜ Hastanesi’ndeki Smile Lazer cihazıyla operasyonları ekibiyle birlikte başarılı bir şekilde gerçekleştiren YDÜ Hastanesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Koray Karadayı, tecrübesi ve hastalara olan yakın ilgisiyle herkesin takdirini kazanmış bir isim.
HALKIN SESİ’ne açıklamalarda bulunan ve toplumdaki göz sağlığını değerlendiren Karadayı, bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor.
GÖZ İÇİN ÇOCUKLUK DÖNEMİNE DİKKAT
Doç. Dr. Koray Karadayı, çocukluk döneminde göz gelişmesinin önemine dikkat çekerek, doğumdan sonra ilk beş yılın çok iyi takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Karadayı, şöyle konuştu:
“En önemlisi, bebeklik ve çocukluk çağı göz hastalıklarının zamanında teşhis ve tedavi edilmesidir. 5 ile 7 yaş öncesinde görmeyi engelleyen veya azaltan herhangi bir göz bozukluğu, şaşılık, katarakt gibi göz hastalıkları, göz tembelliğine sebep olabilir ve göz tembelliği 5-7 yaşından önce tedavi edilmezse maalesef ömür boyu kalıcı olabilir. Bunun nedeni, tıpkı kasların yürümeyi öğrenmesi gibi, beynin görme ile ilgili alanlarının da görmeyi öğrenmesiyle ilgilidir. Normal gelişimde, her iki göz de beyine yaklaşık eşit sinyaller yollayarak beynin bu sinyalleri tanımasını, 3-boyutlu olacak şekilde birleştirmesini sağlar. Eğer gözlerden biri zayıfsa, beyin bu gözden gelen sinyalleri baskılar ve sadece sağlam gözden gelen sinyalleri işler; dolayısıyla beyinde yine tek bir görüntü oluşmasına rağmen 3-boyutlu görme gelişmez, ya da eksik gelişir. Buna göz tembelliği adı verilir ve 5-7 yaş sonrasında kanıtlanmış bir tedavisi henüz yoktur. Bu çocuklar araç kullanmak, spor, pilotluk, cerrahi, hatta dikiş-nakış gibi 3 boyutlu işlevlerde ömür boyu güçlük çekerler. O yüzden her çocuğun 5-7 yaş öncesinde her iki gözünde de yeterli görme geliştiğinden emin olmak şarttır. Bugünkü teknolojiyle ana okullarında doktor olmadan bile kullanılabilen tarama cihazları vardır. Bozukluk cihazla tespit edildiğinde çocuk göz doktoruna sevk edilmelidir”
Ergenlik çağında ise bazı kişilerin gözlerinin miyop başlamasıyla uzağı görmemeye başladığını dile getiren Karadayı, bu sorunun sosyal yaşantıyı da olumsuz şekilde etkilediğine dikkat çekti.

AKILLI TELEFON, BİLGİSAYAR VE TABLETLER İÇİN UYARI
Akıllı telefonlara, bilgisayara, tabletlere uzun süre bakmanın ve aynı şekilde aralıksız televizyon izlemenin göz sağlığını zorladığına dikkat çeken Doç. Dr. Koray Karadayı, 30-40 dakikada bir yapılan yakın işleme ara verilip uzağa bakarak gözleri dinlendirmek gerektiğini söyledi.
Bu konuda ebeveynleri de uyaran Karadayı, söz konusu teknolojik cihazlara uzun süre bakmanın gözleri yorabileceğini ve çalışma verimini düşürebileceğini kaydetti.
HER İKİ KİŞİDEN BİRİNDE GÖZ RAHATSIZLIĞI VAR
Ülkemizde ve Türkiye’de her iki kişiden birinde göz rahatsızlığı olduğunu belirten Karadayı, bu rahatsızlığı bilmeden yaşayanların da olduğunu söyledi. Karadayı, ülkede lens kullanımının da yaygın olduğunu kaydetti.
GLOKOM HASTALIĞINA DİKKAT
40 yaşını aşmış birçok kişinin yakın gözlük takma durumunda kaldığını dile getiren Karadayı, glokom hastalığına dikkat çekti. Keskin görmeyi son evreye kadar bozmayan bu hastalığın sinsice körlüğe neden olduğunu kaydeden Karadayı, toplumun yüzde 2’sinde bu hastalığın mevcut olduğunu belirtti.
Çoğunlukla 40 yaş sonrası görülen ve hemen hemen hiç belirti vermeyen Glokom hastalığının sadece doktor muayenesiyle tespit edilebildiğini dile getiren Karadayı, “Glokom erken yakalandığında tedavisi daha kolaydır. Glokomun bir çok tipi olmasına rağmen çoğu hiç belirti vermez. Daha erken yaşlarda da nadiren görülebilse de, 40-45 yaş hem yakın gözlüğü yaşı hem de bazen ilk glokom kontrolü yaşı olarak çoğu zaman uygun bir yaştır.” dedi.
ŞEKER HASTALIĞI, GÖZÜ TETİKLİYOR
Kuzey Kıbrıs’ta şeker hastası sayısının hayli fazla olduğunun altını çizen Doç. Dr. Koray Karadayı, “Bu hastalık damarları bozan bir hastalıktır. Gözdeki damarların da hassas olması nedeniyle direkt göze etki edebilir” dedi.
Karadayı, “Şeker, tüm damarlar kalp, böbrek, göz gibi vücutta bir çok organda ve dokuda hasar oluşturabilmektedir. Şeker hastalığına bağlı göz hastalıkları her yaşta görülebilen ve eğer erken teşhis ve tedavi edilmezse körlükle sonuçlanabilen hastalıklardır. Daha çok retinayı etkilese de katarakt veya gözlük numarasında dalgalanmalar şeklinde de görülebilmektedir. Şeker hastalarının düzenli göz doktoru takibinde olmaları ve kan şekerlerini normale düşürmeleri çok gereklidir.” diye konuştu.

KİMLER SMİLE LAZER AMELİYATI OLABİLİR?
• -10 dereceye kadar Miyopisi olanlar
• +/- 5 dereceye kadar Astigmatı olanlar
• Hipermetroplarda da teknik olarak yapılabiliyor; fakat bu sene sonunda Avrupa Birliği onayı alındıktan sonra başlanacak ve şu ana kadarki deneme çalışmaları gayet başarılı.
• 18-21 yaş üstündeki hastalar. Gözlük numarası artık ilerlemeyen hastalar.
• Keratokonüs (kornea incelmesi) hastalarında uygun değil





