Mağusa’da iki yıl önce işyeri önüne Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı açarak “Sahte devletin sahte bayrağını tanımıyorum” diyen ve mahkemelik olan sanık Koray Başdoğrultmacı ile eşi Çinel Sinem Sünel beraat etti
Yargıç Ayşen Toroslu, sanıkların kendilerine ait iş yeri önüne Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı asmasının herhangi bir yasa tahdında yasaklanmadığını belirtti ve herkesin düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğunu söyledi
Gamze PİR BAYKUR
Mağusa’da kendi işyeri önünde 2013 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı açarak “Sahte devletin sahte bayrağını tanımıyorum. Benim bayrağım budur” diyen ve Radyo Mayıs’a bağlanarak KKTC devletine karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler sarf ettiği gerekçesiyle mahkemelik olan Koray Başdoğrulmacı ile eşi Çinel Sinem Sünel hakkında verilen karar dün belli oldu. “Uygunsuz tavır ve harekette bulunma”, “İthali lisan” ve “KKTC devletine karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü gösteride bulunma” davalarından 21 Mayıs 2015’te Mağusa Kaza Mahkemesi’nde itham edilen ancak davaları kabul etmeyerek duruşmaya giden sanık Koray Başdoğrulmacı ile eşi Çinel Sinem Sünel her 3 davadan da beraat etti.
Sanık Başdoğrultmacı ile eşi Çinel Sinem Sünel aleyhine 21 Mayıs 2015 tarihinden beri devam eden duruşmada İddia Makamı 7’si polis 2’si sivil vatandaş olmak üzere toplam 9 tanık dinletmişti. 8 Haziran 2015 tarihinde ise İddia Makamının davasını kapatması üzerine savunma avukatı Eylem Şerifoğlu, mahkemeye müracaatta bulunarak sanıklar aleyhine getirilen davalar ile ilgili ilk nazarda müdafa yapmalarını gerektirecek bir şahadet bulunmadığından sanıkların müdafaya çağırılmadan beraat etmeleri yönünde talepte bulunmuştu.
TOROSLU: “İDDİA MAKAMI TANIKLARININ ŞAHADETLERİ EMARELERLE ÇELİŞKİLİDİR...”
Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Ayşen Toroslu, sanık Koray Başdoğrultmacı ile Çinel Sinem Sünel aleyhine getirilen 1. davanın Fasıl 154 madde 188’e aykırı “uygunsuz tavır ve harekeret” suçu olduğunu anımsattı. İddia Makamının 1. dava için ilk nazarda davaya konu yerin umumi bir yer olduğu ve iş bu umumi yerde sanıkların huzursuzluk çıkaracak şekilde davrandıklarını ispat etmesi gerektiğini belirten Toroslu, 1. davada, sanıkların Mağusa’da umumi bir yer olan 15 Ağustos Bulvarı 46/A adresindeki iş yerine ait binanın ön yüzüne 2 adet, kaldırım üzerine 1 adet Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklarını astıklarının yer aldığının görüldüğünü dile getirdi. İddia Makamının tanıkları sanıkların iş yerleri üzerine astıkları bayrağın özel mülkleri dahilinde olduğunun farkında olup mahkemeye verdikleri şahadet sırasında “bizim sıkıntımız kaldırım üzerinde bulunan bayrağa ilişkindir” şeklinde beyanda bulunduklarını ifade eden Toroslu, savunmanın ise kaldırım üzerinde olduğu söylenen bayrağın kaldırım üzerinde olmadığı, sanıkların özel mülküne dahil bir yerde olduğu ve bununla birlikte konu yerde kaldırım sayılabilecek bir yapının bulunmadığını ileri sürdüğünü söyledi. Toroslu, İddia Makamı tanıklarının üçüncü bayrağın yola sıfır konumda kaldırım üzerinde bulunduğunu söylediğini, ancak bu yönde İddia Makamının mahkemeye emare olarak sunduğu görüntülerden yalın bir şekilde üçüncü bayrak olarak nitelendirilen bayrağın yola sıfır vaziyette durmadığının açıkça görüldüğünü belirterek, bu anlamda İddia Makamının tanıklarının şahadetleri, sunulan emarelerle çeliştiğini açıkladı. İddia Makamının yine mahkemeye olay yerinin fotoğraflarını emare olarak sunduğunu anımsatan Toroslu, konu fotoğraf albümünde sanıklara ait iş yeri önünün gerisi ve ilerisinin yerden yüksekliği olan, siyah ve beyaz olarak ayırıcı bir şekilde boyanan ve ilk nazarda kaldırımı işaret eden bir yapının olduğunu ancak işyerinin önünde böyle bir yapının bulunmadığının görüldüğüne dikkatleri çekti.
EN ÖNEMLİ TANIK MAHKEMEYE ÇAĞIRILMADI...
İddia Makamı tarafından sanık Koray Başdoğrultmacı’nın “Sahte devletin sahte bayrağını tanımıyorum. Benim bayrağım budur” şeklinde sözler sarfettiğinin ve halkın huzursuz olduğunun iddia edildiğini söyleyen Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Ayşen Toroslu, emare görüntülerin incelendiği zaman görüntülerin hiç bir yerinde huzursuzluk yaşayan halkın olay yerinde bulunmadığının açıkça görüldüğünü açıkaldı. İddia Makamı olayları kayda alınan görüntülerin kesintiye uğradığını, olaylarda yaşananların tümünün kayda yansımadığını da iddia ettiğine değinen Toroslu, olayları kayda alan Derviş Güryel’in ithamnamede birinci tanık olasına rağmen İddia Makamının bu tanığı mahkemeye çağırmadığına vurgu yaptı. Toroslu, yine İddia Makamının, ithamnamede birinci tanık olarak yer alan ancak mahkemeye çağrılmayan Derviş Güryel’in yanlı bir tanık olduğunu ve bu yüzden dinletmediği yönünde mahkemeye izahat verdiğini belirterek, bunun kabul edilebilir bir izahat olamayacağını açıkladı.
“BAYRAK AÇMAK SUÇ DEĞİL...”
Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Ayşen Toroslu, sanıkların kendilerine ait iş yeri önüne Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı asmasının herhangi bir yasa tahdında yasaklanmadığını belirtti. Kararında KKTC Anayasasının 24. maddesine de değinen Toroslu, Anayasanın 24. Maddesine göre herkesin düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğunu ve kimsenin düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını belirterek, düşünce suçunun olmadığını açıkladı.
Sanık Koray Başdoğrultmacı’nın “Sahte devletin sahte bayrağını tanımıyorum. Benim bayrağım budur” sözlerini söylemesinin huzursuzluk yaratacak bir davranış olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Toroslu, İddia Makamının, sanıkların ilk nazarda huzursuzluk çıkaracak davranışta bulunmalarını ispat edemediğini ve suç unsurunun yerine gelmediğini vurguladı. Sanıkların aleyhlerine getirilen “Uygunsuz tavır ve harekette bulunma” davasından sanıkları müdafaya çağırmayı gerektirecek suç unsuru ile ilgili şahadetin mahkeme huzurunda bulunmadığını belirten Toroslu, sanıkların beraat etmeleri gerektiğini açıkladı.
“SANIKLARIN İTHAM EDİLDİĞİ SUÇLAR “VATAN HAİNLİĞİ” SUÇUNDAN DAHA HAFİF SUÇTUR.”
Sanıklar aleyhine getirilen diğer bir davanın, herhangi bir iyi niyet taşımaksızın yıkıcı bir niyetle gösteride bulunmak amacıyla yasalarla kurulmuş KKTC devletinin Cumhurbaşkanına hakaret etme ve KKTC devletine karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü gösteride bulunmak olduğunu anımsatan Yargıç Ayşen Toroslu, 21 Haziran 2013 tarihinde sanıkların işyeri önünde gösteri yapıp yapmadıklarının değerlendirildiğinde sanıkların kendi iş yerleri önünde bayrak açması ve o esnada radyo programına katılmasının gösteri olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Toroslu, mahkemede emare olan ses ve görüntü kayıtlarının ise incelendiğinde sanık Koray Başdoğrultmacı’nın Radyo Mayıs’a telefon ile bağlanıp “Elimize silah alıp dağa mı çıkalım? Adam mı öldürelim? Demokratik hakkımız var çıkacağız, konuşacağız” dediğinin görüldüğünü belirtti. Toroslu, sanıkların itham edildiği suçların ise“Vatan hainliği” suçundan daha hafif bir suç olduğunu dile getirdi. Toroslu, kararının sonunda İddia Makamı’nın davaları ispatlayamadığı ve sanıklar aleyhine getirilen davaların unsurlarının ilk nazarda yerine gelmediğinden sanıkların her 3 davadan da beraat etmeleri gerektiği bulgusuna vardığını belirterek, sanık Koray Başdoğrultmacı ile Çinel Sinem Sünel’i her 3 davadan da beraat ettirdi.
ŞERİFOĞLU: “SUÇLARIN UNSURLARININ HİÇ BİRİNİN VARLIĞI BULUNMADIĞI YÖNÜNDE KANAAT GETİRDİ”
Koray Başdoğrultmacı ile Çinel Sinem Sünel’in avukatı Eylem Şerifoğlu mahkeme sonrası basına açıklamada bulundu. Şerifoğlu, mahkemenin, tanıkların mahkemeye sunduğu şahadete güvenmediğini ve sanıkların itham edildikleri suçların unsurlarının hiç birinin varlığı bulunmadığı yönünde kanaat getirdiğini, sanıklar aleyhine getirilen tüm davalardan müdafa yapmamaları gerektiğini ve bu doğrultuda beraat etmesi gerektiği yönünde bulguya vardığını belirtti. Mahkemeye gelen 7 tanığın 5 tanesinin polis olduğu ve bunların tanıklıklarının bağımsız olmadığı yönünde mahkemenin bulgu yaptığını belirten Şerifoğlu, özellikle emare görüntünün Mağusa Polis Müdürlüğü’ne kadar gidip polisler tarafından emare alınmaması ve polis kontrolünden ayrılmasına mahkemenin bulgu yaptığını ve bu nokta da ilgili tahkikat memurunun eksik tahkikat yaptığı yönünde mahkemenin bulgusu bulunduğunu açıkladı. Bu emare görüntünün orjinalinin mahkemeye İddia Makamı tarafından getirilmesi gerektiğine vurgu yapan Şerifoğlu, bu görüntüyü çeken tanığın İddia Makamının davasında bir numaralı tanık olmakla birlikte İddia Makamı bu esas tanığı mahkemeye çağırmadığını ifade etti. İddia Makamının istinaf hakkının da bulunduğunu belirten Şerifoğlu “İstinaf edip etmeyeceğini bu süre içerisinde bekleyip göreceğiz” şeklinde konuştu.





