banner913
banner932
banner1012

Karşılıklı geçişlerde pazartesinden itibaren aşılılar da dahil test istenecek

banner1020

Geçişlerde yeniden test zorunluluğu

banner974
Karşılıklı geçişlerde pazartesinden itibaren aşılılar da dahil test istenecek

banner971
Geçişlerde yeniden test zorunluluğu
 
Kıbrıs’ta artan Covid-19 vakaları nedeniyle pazartesinden itibaren geçişlerde aşılılar da dahil yeniden son 7 günlük hızlı (antijen) ya da PCR testi istenecek. Aşısız kişiler son 72 saatte yapılmış testle geçebilecek.
Birleşmiş Milletler Kıbrıs Sözcüsü, iki tarafın geçişlerle ilgili COVID-19 önlemlerini senkronize etme anlaşmasına göre,  Sağlık Teknik Komitesi’nin epidemiyolojik durumu değerlendirdiğini açıkladı.Kıbrıs’taki son duruma göre “Seviye 3 Koyu Kırmızı” önlemlere geçilmesi kararlaştırıldı.22 Kasım Pazartesi saat 09:00 itibariyle tüm geçiş noktalarında aşağıdaki önlemlerin uygulanacağı belirlendi:
Seviye 3 (Koyu Kırmızı):Sinovac, Sinopharm veya Sputnik aşılarının yanı sıra EMA onaylı aşıları olan tam aşılı kişiler, 7 günlük bir negatif hızlı test veya PCR testi ile geçiş yapabilecek. Lise öğrencileri ve Aşağı Pyrgos'ta ikamet edenler 7 günlük testle geçebilecek. 
 
 
 
 
 
Vakaların yüzde 90'ı Delta varyantı kaynaklı
 
YDÜ’nün araştırmasında, ülkede ilk kez Haziran sonunda tespit edilen Delta varyantının hızla yayılarak, Ağustos-Ekim’de saptanan vakaların yüzde 90’ına kaynaklık ettiği belirlendi
 
 
 
 
Bütün dünyada etkisi devam eden COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2’nin geçirdiği mutasyonlarla oluşan varyantlar pandemininın seyrini belirlemeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından endişe verici varyantlar (VOC) olarak tanımlanan bazı varyantlar ise virüsün karakterini değiştirerek daha kolay yayılmasına neden olabiliyor. Diğer yandan hastalığın semptomlarının şiddetinde değişiklik yaratıp tedavi edici ilaçlar ve aşılara karşı da dirence neden olarak, kullanılan tanı yöntemlerinin yanlış sonuçlanmasına yol açabiliyor.
Yakın Doğu Üniversitesi, Kasım 2020-Ekim 2021 tarihleri arasında KKTC’de  saptanan 2.067 pozitif vakaya neden olan virüsün genetik mutasyonlarını, üniversite bünyesinde faaliyet gösteren COVID-19 PCR Tanı Laboratuvarı'nda analiz ederek önemli sonuçlara ulaştı. Buna göre KKTC'de son bir yılda en az on farklı SARS-CoV-2 varyantının görüldüğü saptandı. İlk kez Haziran ayının son günlerinde tespit edilen Delta varyantının ise hızla yayılarak, Ağustos-Ekim döneminde saptanan vakaların yüzde 90’ına kaynaklık ettiği belirlendi.
Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları daha önce,  genom analizi çalışma sonuçlarında 2020 Eylül-Aralık döneminde KKTC’de saptanan Hollanda, ABD, Galler, Avustralya ve İtalya kaynaklı varyantlarının ülke içerisinde yerel bulaşa sebep olmadığını açıklamıştı. Aralık 2020 ortasından itibaren ise Alfa olarak adlandırılan Birleşik Krallık kökenli üç farklı varyantın yerel bulaşta etkin olduğunu belirledi. Ocak 2021’de saptanan pozitif vakaların yüzde 45’inde görülen Alfa varyantı, bulaştırma hızının diğer varyantlara göre daha yüksek olmasından dolayı KKTC’de uzun bir süre baskın varyant olarak görülmeye devam etti ve Haziran ayında  saptanan pozitif vakalardaki baskınlık oranı yüzde 90’lara kadar ulaştı.
Nisan ayında ilk kez Hindistan'da ortaya çıkan ve Alfa varyantından daha yüksek bulaş hızı ile dünya genelinde çok kısa sürede etkin varyant haline gelen Delta varyantı ise KKTC’de ilk kez Haziran ayının son günlerinde tespit edildi. Delta varyantı, yüksek bulaşıcılığı ile çok kısa bir sürede baskın haline gelerek, Ağustos-Ekim döneminde görülen vakaların yüzde 90’ına kaynaklık etti.
Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, SARS-CoV-2 varyantlarının dünya genelindeki dağılımlarına bakıldığı zaman KKTC'de de benzer durum söz konusu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şanlıdağ, tamamladıkları moleküler genetik analiz raporunun, örnek sayısı göz önünde bulundurulduğunda, KKTC’deki COVID-19 pandemisinin yorumlanmasına ışık tutacak güçlü bir kaynak ve dünya literatürüne önemli bir katkı olduğunu dile getirdi. “Delta varyantının bugüne kadar saptanan diğer viral suşlardan daha yüksek bulaş hızı olması nedeniyle aşısız kişiler büyük risk altında” ifadesini kullanan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, aşılanmanın önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Şanlıdağ, Yakın Doğu Üniversitesi COVID-19 PCR Tanı Laboratuvarı araştırmacılarını sürdürdükleri akademik, bilimsel ve inovatif çalışmalar nedeniyle de kutladı.
COVID-19 PCR Tanı Laboratuvarı sorumlularından Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören ise SARS-CoV-2 varyantlarına özel mutasyon tayini gerçekleştiren kiti tasarladıkları ve önceki çalışmalarda dizi analizi yöntemi ile doğrulamasının yapıldığını dile getirdi. Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören, “Geçtiğimiz Eylül ayında Avrupa Biyoteknoloji Derneği (EBTNA) tarafından Mansiyon Ödüllü’ne layık görülen Quadruplex SARS-CoV-2 RT-qPCR Tanı ve Varyant Tayin Kiti ile yürüttüğümüz çalışma sonuçları bizlere son günlerde artan COVID-19 vakalarındaki artışın nedenlerini analiz etme şansı veriyor” ifadesini kullandı. 


Vakaların tümüne zatürre teşhisi
 
Hastaneye yatan koronavirüs hastalarının neredeyse tümüne zatürre teşhisi konuldu
 
 
Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Dr. Mustafa Akansoy, Acil Durum (Pandemi) Hastanesi’nde dün de önceki günkü gibi bir yoğunluk yaşandığını belirterek, hastaneye yatan koronavirüs hastalarının neredeyse tümüne zatürre teşhisi konulduğunu aktardı. 
Kovid-19 vaka sayılarında yaşanan artışla ilgili değerlendirmesinde tedbirlerle ilgili uyarılarda bulunan Akansoy, maske, mesafe, hijyen ve aşının önemine vurgu yaptı. Akansoy, “Maske, mesafe, hijyen ve artık bir de aşı… Bunlar çok önemli” dedi.
Vaka sayılarındaki artışı mevsim değişikliğine bağlayan ve kışa giren tüm ülkelerde vakaların arttığına dikkat çeken Akansoy, havaların soğumasıyla eğlence mekanlarının kapalı alanlarını kullanmaya başladığını, bunun da teması artırdığını kaydetti.
Okulların açılmasının da vakaların artmasına etki ettiği görüşünü ortaya koyan Akansoy, “Ama çocuklar evden bulaşıyor, okula gidip bulaştırıyor. Yani yetişkinler dikkat ederse salgın yavaşlar” ifadelerini kullandı.
Bir daha kapanma olamayacağı öngörüsünde bulunan Dr. Mustafa Akansoy, “Pandemi olmaktan çıkana kadar bununla yaşamayı öğrenmeliyiz” dedi.
Hastanede gerekli tedbirleri aldıklarını belirten Akansoy, poliklinik sayısını artırdıklarını ve Psikiyatri Merkezi’nde de 40 yataklı bir alanı pandemi için hazırladıklarını söyledi.
Yoğunluğu azaltmak için dün alınan bir kararla Pandemi Hastanesi’nde dün sabah 07.00’de hasta kabul edilmeye başlandığı bilgisini veren Akansoy, 07.00 – 08.30 saatleri arasında sadece 3 hasta geldiğini, 09.00’dan sonra ise “patlama yaşandığını” ifade etti.
 
 
 
 
 “Aşılanma hızı artırılmalı”
 
Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAK-SEN) Başkanı Eren Büyükoğlu, koronavirüs salgınının önüne geçebilmek için antijen testlerinin haftada iki gün ücretsiz yapılması, aşılanma hızının da artırılması gerektiğini kaydetti.
Toplumun ciddi ekonomik sıkıntıda olduğunu kaydeden Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN) Başkanı Eren Büyükoğlu, test yapmanın maliyetinden ötürü, insanlarımızın test yapmaya ihtiyaç duysa dahi haftada bir ücretsiz test hakkının dışına çıkmak istemediğini, bu durumun da bulaşı hızlandırdığını kaydetti.
Haftada bir zorunlu test uygulamasını doğru bulduklarını, ancak gönüllü şekilde test yapmak isteyenlere ikinci testin de ücretsiz olması gerektiğini belirten Büyükoğlu, “birçok bilim insanımız 6 günlük sürenin çok uzun olduğu ve haftada bir yapılan testlerin bulaşın önünü kesemeyeceği konusunda hemfikir. Bu bağlamda ücretsiz test hakkı 3 güne indirilirse, daha çok insanımız haftada iki gün test yapacak, bu da vakaların erken tespiti ile bulaşın önünü almaya yardımcı olacaktır” dedi. Daha önceleri ücretsiz olan testlerin ‘maliyet’ gerekçesiyle haftada bire düşürüldüğünü hatırlatarak, “PCR’ın aksine antijen testlerin maliyeti çok daha düşüktür ve Avrupa’da insanlar kendilerine verilen kitlerle bu testleri evlerinde dahi yapabilmektedir. Kaldı ki bulaşlar bu hızla devam ettikçe, pandeminin genel maliyeti, ücretsiz antijeni iki güne çıkarmaktan çok daha fazla olmaktadır” dedi.
Halkı ise aşı olmaya çağıran Büyükoğlu, hurafelere ve komplo teorilerine değil, bilime inanmanın önemine vurgu yaptı. Büyükoğlu, “İnsanlık bilime inandığı durumlarda ilerlemiş, bilim yerine iddialara inandığı yerde gerilemiştir. Birbirimizi korumalı, herkesin sağlığı, canı, ekmeği, eğitimi ve geleceği için aşı olmalıyız” dedi.
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.