Güney'den Haberler

Stefanu’nun demeci

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu bugün Rum basınında yer alan demecinde Kıbrıs sorunundan da söz etti.

Abone Ol

Haravgi gazetesinde yer alan demecinde Kıbrıs sorununda yaşanan hareketliliğin fırsatlar yarattığını dile getiren Stefanu, ancak varılan görüş birlikleri ve Guterres çerçevesi temelinde net bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Stefanu demecinde Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Kıbrıs Türk toplumunun yeni lideri olarak seçilmesinin son zamanlarda Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak gelişmekte olduğu görülen hareketliliğin artmasına yol açtığının gerçek olduğunu da dile getirdi.

Stefanu BM Genel Sekreteri'nin bu hareketliliğe doğrudan müdahil olduğunu ve bu yüzden Kıbrıs sorunuyla ilgili kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin’i Lefkoşa-Atina-Ankara üçgenine gönderdiğini de dile getirdi.

Stefanu BM Genel Sekreteri'nin müzakerelerin yeniden başlatılmasını sağlamak amacıyla, bu kez Kıbrıs sorununun özünün ele alınması için, yeni bir gayriresmi genişletilmiş toplantı düzenlenmesi yönündeki tutumunun dile getirildiğine de işaret etti.

Bu nedenle Kıbrıs Rum tarafının buna uygun şekilde hazırlanması gerektiğini dile getiren Stefanu, Rum kesiminin müzakerelerin 2017 yılında kaldığı yerden yeniden başlamasına dair hedefe nasıl ulaşılabileceği konusunda net olması gerektiğine işaret etti.

Rum kesiminin varılan görüş birliklerinin muhafaza edilmesi ve Guterres çerçevesinin değerlendirilmesi konusunda hem fikir olduğunu açıkça belirtmesi gerektiğini ifade eden Stefanu, Rum kesiminin bunu başarması için bir yol haritası oluşturması gerektiğini savundu.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesinden yana olduğunu söylediğini de kaydeden Stefanu, bundan sonrası için bir yol haritası oluşturulmasının gerekli olduğunu yineledi.

Stefanu, görüş birliklerinin içeriği ve bunların ne olduğu yanı sıra Guterres çerçevesi ve neleri kapsadığına ilişkin önemli meseleler ve bir dizi başka konuyla alakalı olarak hükümetten çelişkili açıklamalar duymalarını endişeyle karşıladığını da belirtti.

Kıbrıs sorunundaki çıkmazın sürmesi halinde en büyük tehlikenin ne olduğunun

sorulması üzerine ise Stefanu, en büyük tehlikenin bölünmenin ve bununla birlikte Türkiye'nin ileri sürülen yasa dışı varlığının kalıcı hale gelmesi olduğunu iddia etti.

- Güney Kıbrıs’ın bölgesel güvenlik planlamalarına katılımı

Rum kesiminin İsrail gibi ülkelerle bölgesel güvenlik planlamalarına katılmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise Stefanu, bu hususta bilgileri olmadığı için değerlendirme yapamayacaklarını söyledi.

Hükümetten bilgilendirme istediklerini ancak çok az şey öğrendiklerini ifade eden Stefanu, öte yandan bir önceki DİSİ hükümeti döneminde gerçekleşen ve şimdiki hükümetin de tekrarladığı bir şeye atıfta bulunmak istediğini söyledi.

Toplumda İsrail’le iş birliklerinin Güney Kıbrıs'ı Türkiye'ye karşı korumak için bir kalkan oluşturduğuna dair dolaylı bir mesaj yayılmasına izin verildiğini dile getiren Stefanu, bunun bir kuruntu olduğunu ve böyle bir şey olmadığını dile getirdi.

Stefanu İsrail’in Güney Kıbrıs’la ilgisi olmadığını ve Güney Kıbrıs'ı savunmak için tek bir askerini bile feda etmeye asla niyeti olmadığını sözlerine ekledi.