Güney'den Haberler

“Hristodulidis’in dış politikası sakar ve topal”

Güney Kıbrıs’ın en önemli siyasetçilerinden ve eski baş müzakereci Andreas Mavroyiannis, Rum lider Hristodulidis’in dış politikasını “sakar ve topal” olarak nitelendirdi, Kıbrıs’ta Türkiye’siz bir çözüm olamayacağına dikkat çekti ve ELAM gibi partilerin yükselişini de kaygı verici olarak değerlendirdi

Abone Ol

Güney Kıbrıs’ın en önemli siyasetçilerinden ve eski baş müzakereci Andreas Mavroyiannis, Rum Başkan Nikos Hristodulidis’in dış politikasını sert sözlerle eleştirdi, ‘’sakar, topal nitelikte’’ dedi.

‘’Alınan kararlar doğru yönde olsa bile, işleri berbat etmeyi başarıyorlar’’ eleştirisi yapan Mavroyannis, Kıbrıs’ta Türkiye’siz bir çözüm olamayacağına dikkat çekti.

KKTC’de Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanı seçilmesini ‘olumlu gelişme’ olarak değerlendiren Mavroyannis, yeni yıl öncesinde gazeteci Sefa Karahasan’ın soruları yanıtladı, Kıbrıs ve sorunlarla ilgili önemli mesajlar verdi. 2028 yılında Başkanlık seçimlerinde aday olabileceğine işaret eden Mavroyannis, ELAM gibi partilerin yükselişini de kaygı verici olarak değerlendirdi.

Kıbrıs sorununun tüm Kıbrıslıların temel haklarına tam saygı göstererek çözülmesi gerektiğine işaret eden Mavroyannis, ''Nesillerin trajedisine son vermek için kesinlikle temel olduğuna inanıyorum'' dedi, ''çocuklarımız ve ortak gelecek için adımlar atmak gerektiğine'' dikkat çekti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE GÖRÜŞME İSTEĞİ:

Hristodulidis’in Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek istemesini ''sakınca yok' diye değerlendiren Mavroyannis, ''Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile görüşmeye hazır ve istekli olmakta hiçbir sakınca yok. Ne de olsa Türkiye, Kıbrıs'ın kuzey kısmını kontrol eden güçtür ve ancak tüm gerçek paydaşlar arasında müzakerelerle bir çözüm bulabiliriz'' dedi.

''Tabii ki bu, Kıbrıs sorununun iç yönlerini Türk Kıbrıslı Toplum lideriyle müzakere etme ihtiyacından bir sapma olmamalı'' diyen Mavroyannis, ''Ayrıca, Kıbrıs sorunu ve tanıma meselelerinin ötesinde, komşuyuz ve doğu Akdeniz'de ortak zorlukları ele almak, işbirliği ve sinerji koşulları yaratmak için yollar bulmamız gerekiyor'' dedi.

TÜRKİYE'SİZ OLMAZ!.. '

'Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzey kısmını işgal ve kontrol etmekte'' olduğunu öne süren Rum siyasetçi şöyle devam etti:

Türkiye olmadan pek bir şey olmaz. Türk Kıbrıslıların çoğunluğu, Türk kimliklerini inkar etmeden daha fazla özerklik ve kendi işlerini daha fazla kontrol etme lehine olsa bile, Türkiye'nin her yerde hazır ve nazır varlığı göz ardı edilemez. Tüm önemli kararlar onun onayını gerektirir.

Rum Kıbrıslılar için güvenlik ve garantiler, Kıbrıs sorununun en önemli iki boyutu olup muhtemelen şimdiye kadar çözümün kaçmasının nedeni budur ve çözümleri Türkiye'nin elindedir.

YABANCI ASKERLER KONUSU:

Hristodulidis’in ABD, İsrail ve Fransa gibi ülkelerin askerlerini Güney Kıbrıs'a yığmasını, ''Kuzey'de de 40 bin Türk askeri var'' diye yanıtlayan Mavroyannis şunları belirtti:

“Bu bağlamda Kıbrıs, varoluşsal nedenlerle caydırıcılık ve savunma yeteneklerini sürdürmek zorunda. Bu hiçbir şekilde askeri seçeneği seçtiğimiz anlamına gelmez.

Kıbrıs herhangi bir askeri ittifaka katılmıyor ve gelecekte de fikir, barışçıl birlikte yaşama, özgürlük ve dünyaya açıklık alanı olmak.

Tabii ki, Avrupa Birliği üyeliği bağlamında ülke, askeri boyut dahil tüm görev ve sorumluluklarını tam olarak üstlenecek konumda olmalı.

ABD, İsrail ve Fransa'ya sunulan tesisler, doğu Akdeniz'in güvenliği için işbirliğinin ötesinde başka anlam taşımaz ve güvenilir bir ortak olmakla ilgilidir. Kimseye karşı hedeflenmiş askeri ittifaklar değildir ve güç dengesini etkilemez.”

ENDİŞELENMEMİZ GEREKEN...

Mavroyannis, Andreas Papandreou ve Mari üslerini yabancılara teslim etmek doğru mu yönündeki bir soruya ise şöyle yanıt verdi:

Papandreou ve Mari üslerinin dost ülkeler tarafından kullanımına izin vermek hiçbir istisnai veya olağanüstü şey yok. Tersi doğal olmazdı. Unutmayalım ki Kıbrıs, NATO'nun en önemli üyelerinden biri olan İngiltere tarafından NATO'nun kuruluşundan beri kullanılmaktadır.

Endişelenmemiz gereken, böyle bir kullanımın dost halklara ve ülkelere karşı olması ve özgürlük ve öz belirleme seslerinin bastırılmasıdır.

ERHÜRMAN'IN SEÇİLMESİ OLUMLU:

Mavroyannis, KKTC'deki seçimlerle ilgili bir soruya da şöyle yanıt verdi:

Tufan Erhürman'ın seçimi kesinlikle olumlu bir gelişme. Ciddi, rasyonel ve ileriye bakan bir siyasi kişilik; modern bir Avrupa toplumunda Kıbrıs'ın çözümü ve yeniden birleşmesine inanıyor.

Seçimi, hem pozisyonları ve yaklaşımı sayesinde hem de Türkiye'nin ona anlaşmalı bir çözüm yönünde hareket alanı tanıdığı için uzlaşma müzakereleri için umutlar yaratıyor.

DIŞ POLİTİKAYA SERT ELEŞTİRİ:

Hristodulidis’in dış politikasını sert ifadelerle eleştiren Mavroyannis, ''Başkan Hristodulidis ve hükümetinin dış politikası sakar, topal ve mecazi. Yönelim ve kararlar doğru yönde olsa bile, işleri berbat etmeyi başarıyorlar'' dedi.

ELAM ZİHNİYETİ KAYGI VERİCİ...

Güney'de ırkçı ELAM'ın yükselişi ile ilgili sorulan soruya, ''Aşırı ideolojilerin yükselişi her zaman çok endişe verici ve toplumlarımızın onları demokratik araçlarla karşılayacak donanıma sahip olmaması da kaygı verici'' diye yanıt veren Mavroyannis, şöyle devam etti:

''Özellikle siyasi, sosyal ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde, geçmişi, şimdiyi ve geleceği çarpıtan böyle ideolojiler sosyal dokuyu yok edebilir, daha iyi bir yarın için mücadeleyi yıkabilir ve felaket etkilere sahip olabilir. Barış, uzlaşma ve kapsayıcılık için çabalayan Kıbrıs gibi bir yer için daha da fazla.''

YENİDEN ADAY OLACAK MI?

2028 yılında yapılacak Başkanlık seçimlerinde yeniden aday olabileceği mesajını da veren Mavroyannis, ''Bu ihtimali dışlamıyorum'' dedi.

''Ülkemize ve halkımıza elimden geldiğince hizmet etme görevi hissediyorum'' şeklinde devam eden Mavroyannis, sözlerini şöyle sonlandırdı:

''Ancak böyle bir olasılığın siyasi gerçekliğe geçmesi için bir dizi şartın yerine gelmesi gerekiyor, bunlar arasında siyasi partiler ve aktörlerden destek de var. Ve tabii ki eğer aday olursam, kazanmak için elimden geleni yapacağım ve uzlaşma ve yeniden birleşmeyle başlayarak yeni, daha iyi ve cazip bir perspektif sunacağım.''