Eda Hançer Akkor...Annesi Lefkeli, Babası Adanalı. Baba 1975’te adaya geldi, 1977’de evlendi... Üç kızı oldu; Eda, Ceyda, Seda...
Eda 1978’te Lefkoşa’da doğdu. Kıbrıs’ta büyüdü, yükseköğrenimini de Kıbrıs’ta yaptı. Evlendi. Eşi Kıbrıslı Türk gazeteci Emin Akkor... Emin ile evliliğinden bir çocuk dünyaya getirdi. Oğlu Adel 2014’te doğdu...Kıbrıslı…
Eda, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğum belgesi aldı, ancak kendisine kimlik ya da pasaport verilmedi.
Oğlu için de doğum belgesi aldı, kimlik başvurusunda bulunmadı.
Cenk Mutluyakalı’ya konuşan ve “İşte bu süreçte hukuk mücadelesi başlatma kararı aldım” dedi Eda Hançer Akkor ve ekledi:
“Bu mücadeleyi oğlum adına yapacaktım, kendi adıma dava açacak, günün sonunda hem kendi evladım, hem de tüm diğer mağdur çocuklar için bir sonuç alacaktım. Bu yola böyle çıktım. Avukat Öncel Polili ile görüşerek, insan hakları üzerinden bir hukuk mücadelesi başlatma isteğimi ilettim. Güneyden bir avukatla ilerlememiz gerekiyordu. Avukat Nicoletta Charalambidou’yla uzlaştık. 2015 yılında idari bir dava açtık.”
Neydi o dava?
“Etnik kökene dayalı ayrıcalık sonucu insan haklarının çiğnendiğini böylece yurttaşlık hakkından mağdur edildiğimizi ve bu durumun Avrupa Birliği’nin kuruluş ilkeleri ve değerlerine de aykırı olduğunu ortaya koyduk.”
Dava 5 yıl sürdü, Eda Hançer Akkor davayı kaybetti.
“Her ülkenin vatandaşlıkla ilgili kendi kuralları vardır, denildi. Bize sunulan gerekçe babamın yasa dışı yollardan adaya giriş yaptığı yönündeydi. Bu durumdaki kişiler hakkında kararı Bakanlar Kurulu’ verir dendi, başvurum reddedildi ancak politik olarak da muğlak ifadelerle kesin bir reddetme gerekçesi ortaya konamadı.”
Bu süreçte dava masraflarını Eda Hançer Akkor üstlendi. Sonrasında Yüksek Mahkeme’ye başvurması gerekiyordu ancak daha yüklü bir maliyeti de göze alması şarttı...
“O süreçte Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın da paralel bir hukuk mücadelesi vardı. Benim davam en ileri aşamada ve emsal dava olduğu için hem maddi hem de manevi bize destek verdiler. Sendikanın yanımızda durması çok önemliydi, kendimizi güçlü hissettik, yalnız olmadığımızı gördük. Bu süreçte 9 sendika bize destek oldu. Yüksek Mahkeme’ye başvurmaya karar verdiğimizde 40 gün zamanımız vardı ve bunu başardık. Davayı ileri aşamaya taşıdık.”
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil sonuna kadar bu mücadele sürecek” diyor Eda Akkor...
Kıbrıs Yüksek Mahkemesi’nde dava 2.5 yıl önce başladı.
Yıl sonuna kadar tamamlanması umuluyor.
Peki, sonuç yine olumsuz olursa ne olacak?
“Burada da başvurumuz reddedilirse o durumda iç hukuk yolları tüketilmiş olacak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolu bize açılacak.”



