Birleşmiş Milletlerin (BM) önümüzdeki ekim ayına kadar Kıbrıs sorununda oluşacak herhangi bir perspektifi canlı tutmak için ısrarlı bir çaba gösterdiği ancak bu süreçte atılacak bir sonraki adımın ne olacağına dair belirsizliğin sürdüğü bildirildi.
Güney'de yayımlanan Fileleftheros gazetesi, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun özüne ilişkin katı çizgilerini korurken, prosedürel konularda da (resmi ve gayrı resmi toplantılar, vb) açılımlar yaparak iki yönlü ilerlediğini yazdı. Gazete, katı bir duruş sergilediği eleştirisinde bulunduğu Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın “talimatlar doğrultusunda" hareket ettiğini iddia etti.
Gazete, BM’nin, 24-25 Temmuz’da New York’ta yapılacak olan Kıbrıs sorununa ilişkin gayri resmi beşli konferans çerçevesinde temmuz ayına kadar ufacık da olsa bir sonuç elde etmek için can attığını ve toplantı sırasında yaşanacak bir çıkmazdan kaçınmak istediğini kaydetti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile meslektaşlarının, çabayı canlı tutmak istediğini belirten gazete, KKTC’de yapılacak seçimden ve özellikle de Tatar’ın seçimi kaybetmesi durumunda, Kıbrıs sorununda bir perspektif oluşabileceğinin düşünüldüğünü yazdı.
Gazete, BM’nin küçük ihtiyatlı adımlar taktiği izlediğini; bunun zaman alacağını ve başarıya ulaşması için de hareketlilik gerektiğini belirtti.
Mevcut aşamada, yalnızca düşük öneme sahip politik eylemler beklendiğini ve mayınların temizlenmesi ile güneş parkları gibi konularda küçük adımlar atıldığını kaydeden gazete, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in adadaki temaslarında bazı teknik komitelerle görüşmeye ağırlık vermesinin tesadüf olmadığına işaret etti.
Gazete, Holguin’in adadaki temaslarında bir kez daha önünde tarafların karşılıklı tezlerini bulduğunu ve görüş ayrılıklarını teyit ettiğini yazdı.
Güney Kıbrıs'ın BM kararlarıyla uyumlu hareket ettiğini, Türk tarafının ise bu kararları “devirmeye” çalıştığını öne süren gazete, ortak yol bulmaya çalışan Holguin’in, gösterdiği çabaların ilerlememesindeki sebebin Türk tutumu olduğunu bildiğini iddia etti.
Gazete, BM’nin KKTC’deki Rum mallarının “gasp edilmesi” nedeniyle yapılan tutuklamalar konusunda Türk tarafının gösterdiği tutumu siyasi ve hukuki açıdan doğru bulmadığını kaydederek, özellikle siyasi açıdan “böyle bir konunun neden şimdi ortaya çıktığını” sorguladığını yazdı.
Haberde, bu durumun yeni olmadığı ve kovuşturmalarla ilgili şu aralar yaşanan hareketliliğin Türk tarafının tutumu ve Güney Kıbrıs’ın çabalarından kaynaklandığını belirtti.
Gazete, Rumların “işgalci gücün” tavrıyla iki devletli çözümdeki ısrarının uzlaşı perspektifinden giderek daha fazla uzaklaşılmasına yol açtığını düşündüğünü ve bu bağlamda da “gaspçılar” aleyhindeki şikayetlerle kovuşturmaların arttığını yazdı.