Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Eski Müsteşarı Erkan Okandan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada enflasyonun özellikle asgari ücretlilerin üzerinde yarattığı etkiye dikkat çekti.
Okandan’ın paylaşımı özetle şöyle:
“Enflasyon belasının asgari ücretliye yansıması!!!
“Enflasyon bir beladır hem de ne bela, başta düşük ücretliler olmak üzere tabiri caizse tüm ücretlilerin satın alma gücünü bir farenin peyniri kemirdiği gibi önce ücretlinin vücut yağından, sonra da etini kasını kemirerek bir deri bir kemik bırakır. Bu durum haliyle en fazla düşük ücretliler yani asgari ücretlileri etkiler.
İşverenler sendikası ''Asgari ücret mevcut yöntemle belirlenmeye devam edilirse hem işverenleri hem de ülke ekonomisini sürdürülemez bir noktaya getireceğini'' açıkladı. Amma velakin asgari ücretli de haklı.
Bu insanlar direkt kastan kaybetmeye başlıyor!!! Sabah, öğle akşam günde 3 öğün siyasi istikrardan dem vuran bu hükümet ki ülke tarihinin neredeyse en uzun süren hükümetidir. Enflasyonla ilgili ne yaptı?
Ben söyleyeyim, ''Bizim dışımızda gerçekleşen nedenlerden dolayı enflasyon arttı'' demekten başka bir şey yapmadınız. Allah aşkına bırakın bu utangaç üslubu enflasyonun ana nedeninin ne olduğunu sizlerde en az benim kadar bilirsiniz. Tabii sizlerde ak pak değilsiniz, icatlarınızla bayağı katkı yaptınız enflasyona bunu da unutmayın!!!! Siz unutsanız bile bu toplum unutmayacaktır.
Aşağıdaki tablodan görüldüğü üzere asgari ücret belirlendikten sonraki asgari ücretliler almış oldukları ilk maaştan kayba uğruyorlar. Uğradıkları kayıpta öyle az buz değil. (Kamu çalışanı, kamu emeklisi, sigorta emeklisi kısacası tüm ücretliler için geçerlidir)
Tabloda uyguladığımız metedoloji: Tablomuzda brüt ve net reel asgari ücreti hesaplayabilmek için İstatistik Kurumunun Tüfe endeksi rakamlarını kullandım. Yalnız henüz ilgili aylar tamamlanmadığı için yayınlanamayan KASIM ve Aralık ayları için bir önceki aya göre %2 enflasyon olacağı öngörüsüne göre hesaplama yaptım. Toplam kayıp sütunu ise Haziran sonu itibariyle ulaşılan TÜFE endeksi baz alınarak her ay alınan maaşın reel kaybının ne olduğu şeklinde hesaplandı. Bu arada özellikle Kasım ayı enflasyonu için %2 enflasyon öngörümün iyimser ötesi olduğunu vurgularken, enflasyon hesaplamalarında kullanılan sepetin'de güncelliğini yitirdiği bizzat hükümet tarafından da kabul ediliyor. Bu nedenle gerçek hayattaki enflasyon rakamının çok daha yüksek olduğu herkesin malumudur.
Yani asgari ücretlinin gerçekte kaybı daha yüksektir. Enflasyon bir vergidir...
• Satın alma gücü kaybı: Enflasyon, ücretlilerin ve sabit gelirli kesimlerin reel gelirini azaltır. Bu, doğrudan bir vergi gibi cebinden para alınmasa da fiilen aynı etkiyi yaratır.
• Devletin lehine sonuç: Devlet, nominal gelirler üzerinden vergi topladığı için enflasyon arttığında vergi gelirleri de artar. Bu, enflasyonun kamu maliyesi açısından bir “gizli vergi” işlevi görmesine yol açar.
• Tasarrufların erimesi: Enflasyon, elde tutulan nakit ve sabit faizli tasarrufların değerini düşürür. Bu da toplumun bir kesiminden diğerine (çoğunlukla devlete ve borçlulara) kaynak aktarımı anlamına gelir.
Bu çerçevede TC. Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez enflasyonla ilgili olarak çeşitli yazılarında ve televizyon programlarında, “Enflasyon yükü çalışanların üzerine yıkılıyor” diyerek enflasyonun bir tür vergi gibi işlediğini vurgulamıştır. Özellikle asgari ücret tartışmalarında, enflasyonun ücretlilerin alım gücünü eriterek devletin mali yükünü azalttığını belirtmiştir. Nitekim iktisat literatüründe bu olgu “inflation tax” (enflasyon vergisi) olarak bilinir.
Değerlendirme: Enflasyonun bir vergi olduğu ve özellikle ücretli kesimde ama en fazla düşük ücretliler ve yazımızın ana konusu olan asgari ücretliler'e olan olumsuz etkisi çok yüksektir.
Çünkü AB ve OECD ülkelerindeki yıllık enflasyon rakamları ne yazık ki ülkemizde aylık enflasyon rakamları olarak karşımıza çıkıyor. Bunun sonucu olarak tablomuzdan da görüldüğü üzere 1 Temmuz tarihi itibariyle belirlenen Asgari ücretini 30 gün sonra alan bir çalışan reel olarak 1.411.97 TL kayıpla alıyor.
Son söz: Bu ülke mal ithal eder gibi kullandığımız para birimi nedeniyle resmen enflasyon ithal ediyor. İçerideki yönetim zafiyetleri nedeniyle de ne yazık ki bu enflasyonu artırıyoruz. Bu nedenle gerek bu hükümet gerekse bundan sonraki hükümetler enflasyonun ana nedenlerine odaklanıp çözüm üretmedikleri sürece bu ülkede İşveren/devlet/sendikalar üçgeninde özelde asgari ücret genelde ise ücret pazarlıkları daha çok yaşanacaktır.”




