İsias Otel’de kusuru bulunan kamu görevlileri davasının ikinci duruşması dün yapıldı.
Duruşma öncesinde mahkeme önünde toplanan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği ve Rehberler İçin Adalet Platformu’ndan aileler ile Başbakan Ünal Üstel basın açıklaması yaptı.
Aileler her mahkemede olduğu gibi depremde kaybettikleri canlarının fotoğraflarını mahkeme girişine dizdi. Ayrıca “Turist rehberleri adalet istiyor”, “İsias inşaat sektörünün felaketidir”, “Şampiyon Melekler olası kast diyor”, “Adalet olası kast ile gelecek”, “eksik belgelerle ruhsat verenler suçludur”, Birlikte daha güçlüyüz”, “çıkarlarınız uğruna yok ettiğiniz hayatların hesabını vereceksiniz”, “ kader değil cinayet”, “kusur yoksa sevdiklerimiz nerede”, “Turizm Bakanlığı nerede” pankartları açıldı.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği ve Rehberler İçin Adalet Platformu adına konuşmayı Ruşen Yücesoylu Karakaya yaptı.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Karakaya, adalet arayışlarında yeni bir eşiğe daha geldiklerini ifade ederek, 890 gündür çocuklarının yokluğunda kahrolduklarını ve adalet istediklerini vurguladı.
Karakaya “6 Şubat 2023’te, evlatlarımızı, sevdiklerimizi elimizden alan Grand İsias Otel davasında, kamu görevlilerinin yargılanacağı ceza davasının ikinci duruşması öncesindeyiz. Biz aileler, bir kez daha kalbimizi gömdüğümüz bu topraklara adalet talebimizi haykırmak için geldik” dedi.
Yaşananın deprem değil, bir cinayet olduğunu söyleyen Karakaya, bu cinayetin sadece otel sahiplerince değil; bu binaya göz yuman, denetlemeyen, imza atan kamu görevlileri işbirliğinde işlendiğini söyledi.
İsias’ın saniyeler içinde yerle bir olmasının sorumluluğunun sadece müteahhitlerde ve otel sahiplerinde olmadığını vurgulayan Karakaya, görevini kasıtlı ihmal eden kamu görevlilerinin de suçlu olduğunu kaydetti.
Kamu görevlilerinin yargılandığı bu davada, tutukluluk taleplerini bir kez daha yinelediklerini ifade eden Karakaya, adaletin yerini bulabilmesi kamu görevlilerinin tutuklu yargılanması gerektiğini söyledi.
Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hasan Aslan’ın hâlâ dışarıda olması ve temyize başvurması adaletin ruhunu yaralamaktadır. Bu kişinin hemen tutuklanması gerekmektedir.
Mahkeme süresi boyunca defalarca tutuklu yargılama talep etmemizin önemini şu anda yaşadıklarımızla içimiz parçalanarak izliyoruz.
Ahmet Bozkurt’un sözde sağlık raporlarıyla hastaneye sevk talep etmesi ise adaleti alenen istismar etmektir.
Adaleti kaçmak için bir araca çeviren bu girişimler, biz aileleri derin bir hayal kırıklığına sürüklemektedir. Bu girişimler karşısında asla sessiz kalmayacağız.”
Bu davanın sadece kendilerinin değil, tüm Türkiye'nin, tüm vicdan sahibi insanların davası olduğunu vurgulayan Karakaya, mücadelelerinin başka çocuklar ölmesin başka anneler mezar taşlarına sarılmasın diye olduğunu kaydetti.
Karakaya sözlerini şöyle tamamladı:
“Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Tüm sorumlular olası kastla yargılanmalı, tutuklu yargılanmalı ve en ağır cezalarla cezalandırılmalıdır.
Biz, 890 gündür çocuklarımızın yokluğunda kahroluyoruz ve adalet istiyoruz.
Şampiyon Melekler’in ve rehberlerimizin adaleti için son nefesimize kadar buradayız. Biz geri adım atmayız.”




