Bozcaada, her daim en sevilen tatil destinasyonlarından birisidr. Dolayısıyla daha önce gitmiş olanların da “ben zaten biliyorum!” havasına girmeden yazımızı sonuna kadar okumalarını öneriyoruz. Çünkü notlarımız içinde gezilecek yerler, yeme içme ve daha birçok ufuk açıcı tavsiye var.
İşte @Gurmexcom instagram hesabından şiir tadında Bozcaada gezilecek yerler rehberi...
BOZCAADA’YI SEVMEK İÇİN 15 NEDEN
Biz Bozcaada’yı gerçekten çok seviyoruz. Ama inanın yazını, plajını değil. O hınca hınç dolu sokaklarını, metrekareye onlarca insanın düştüğü kalabalıklarını asla değil!..
Biz en doğal halini, mesela ilkbahar ve sonbahar aylarını, kulaklarımızı okşayan rüzgârını seviyoruz. Mart, Nisan aylarında, bazen yapraklarını döktüğü Ekim’de…
1- Daha feribottan iner inmez tüm ihtişamıyla sizi karşılayan, Bozcaada Kalesini seviyoruz. En tepe surlarına çıkıp Egeye doğru savururken saçlarımızı bizi sımsıkı saran rüzgârını… Kendimizi Bozcaada Kalesinin içinde biten o papatyaların, rengârenk kır çiçeklerinin içine bırakmayı seviyoruz.
2- Güne sade, organik Ada ürünleri ile hazırlanmış Bozcaada kahvaltısı ile erken başlamayı, bağ ve bahçelerinde turlamayı, dalından yediğimiz üzümleri, asmaların etrafında koşmayı seviyoruz.
3- Bozcaada’nın el işçiliğine dayalı kendine özgü hediyelik eşya satılan tezgâhlarını ve her Çarşamba günü Çanakkale’nin köylerinden gelen taze sebze-meyveler, ev yapımı baklagiller, salça, zeytinyağı, yumurta benzeri yöresel ürünlerin satıldığı açık meyve-sebze pazarını seviyoruz.
4- Çınarlıçarşı caddesini boydan boya yürüyüp Veli Dede’den aldığımız tereyağlı bademli ve damla sakızlı kurabiyeleri Bozcaada Kalesinin arka tarafında bulunan banklarda yemeyi seviyoruz.
5- Kiraladığımız bisikletler ile Rum mahallesinin Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında dolaşmayı ve eski evlerin renk cümbüşlü duvarlarını, saçaklarından sarkan çiçeklerini seyretmeyi ve ansızın karşınıza çıkan duvarlara yazılmış bir Edip Cansever şiiri veya bir bankta karşılaştığımız Nazım Hikmet’i seviyoruz.
6- Bozcaada Müzesi'ni seviyoruz. Ada günlerini daha anlamlı kılmak ve Ada ruhunu da yanımıza alıp geçmişe bir yolculuk yapmak için… Eski Bozcaada fotoğraflarını, Osmanlı döneminden kalma ada eserlerini, Çanakkale Savaşında üs olarak kullanılan Bozcaada’da kalan her türlü malzeme ve belgeleri, Bozcaadalı Rum ve Türklerin evlerinde ve iş yerlerinde kullandıkları eşyalar ve hikâyeleri tekrar tekrar okumayı, anlamayı ve anlatmayı ve geçmişi 1600’lü yıllara dayanan camilerini, tarihini seviyoruz.
7- Adanın sanat kokan sokaklarını ve ressamların evlerinin kapılarını ardına kadar herkese açtıkları sergilerini seviyoruz. Bazen Bozcaada’yı derinden hissetmek için bir başımıza geceleri kimsesiz sokaklarında yürüyoruz.
8- Mezeleri ile baş döndüren özellikle Deniz mahsulleri ve ara sıcakları bizi mest eden restoranlarını seviyoruz. Bazen bir coşkuya, bir mutluluğa ortak olmak için atıyoruz kendimizi Cabalı, Hikotakis, Mavi Beyaz ya da Nevreste’ye...
9- Gündüzleri Kazanlar sokağının sonuna kadar yürüyüp Salhane’nin önündeki iskeleden Ege’ye uzanıyoruz.
10- Tepelerini, kırlarını, 12 koy ve buruna sahip Bozcaada’nın etrafında bulunan 17 küçük adacığı, bir bakışta adanın her köşesine hâkim olduğumuz Göztepe’yi seviyoruz.
11- Turkuaz renkli, bin bir çeşit canlıyı bünyesinde barındıran Ege denizini, Çınaraltı’nda veya denize nazır çay bahçelerinde Türk kahvesi içmeyi seviyoruz.
12- Bazı zamanlar ıssız Namazgâh parkında salıncaklarda sallanmayı ve rüzgârın kulağımıza fısıldadığı Ada şarkılarını dinlemeyi, bazı zamanlarda ise namazgâh çeşmesine sırtımızı verip Türk mahallesinin dar sokaklarında kaybolmayı seviyoruz.
13- Çınarçeşme sokağının sonunda bulunan, aradığımız her kitabı bulabildiğimiz adanın tek sahafı olan Bozcaada Kitapçısını, Milli bayram kutlamalarını, cıvıl cıvıl yükselen ve gülüp eğlenen çocukların seslerini seviyoruz.
14- Ada’nın çalan okul zilinde tek tük gelen öğrenci seslerini seviyoruz. 5 yıl önce kapatılan üniversitenin böylesine deniz, rüzgâr ve üzüm kenti bir Ada’da yokluğunu hissediyoruz.
15- Üzüm kokan sokaklarını, Çamlıbağ ve Talay gibi meşhur şarap fabrikalarını ve bir şişe şarap ile gün batımını geçirdiğimiz Batı Burnunu seviyoruz. Önünüzde sanki sonsuzluğa uzanan Ege Denizi, yanınızda en görkemli halleriyle rüzgârgülleri ve terk edilmiş bir deniz feneri… Burnunuzun ucunda toprak ve kekik kokuları ve yüzünüzü okşayan Bozcaada rüzgârı…
Hâsılı küçücük bir ada, belki 30 dakikada tamamını gezebilirsiniz. Ama biz günlerce aynı sokaklarda gezmeyi ve o temiz havasını ciğerlerimize çekmeye doyamadığımız ada günlerimizi özlüyoruz.
Gidin, görün, sevin. Gerçi sevmeseniz de olur, sevgilisini paylaşmayı kim ister ki?
Kısa kısa Bozcaada… Tavşankanı bir çay için.
Mavi Beyaz Bozcaada’da Karides soslu levrek ızgara yeyin.
Soğuk Ada çayı için.
Çınaraltı Cafe’den Hediyelik Damla Sakızlı Türk Kahvesi alın.
Limanın muhteşem ambiyansına Adamarin Otel’in enfes kahvaltısı ile eşlik edin.
Bol malzemeli Ada tostu yiyin.