Güncel

“Kıbrıs’ta bir film çeksem aşk filmi olurdu”

“Kıbrıs’ta bir film çekse konusu ne olurdu?” sorusuna hiç düşünmeden “aşk filmi” yanıtını veren Ediz Hun, "Kıbrıs tam bir aşk yeri. İtalya’nın Porto Fino’su gibi" diye konuştu

Abone Ol

“Kıbrıs’ta bir film çekse konusu ne olurdu?” sorusuna hiç düşünmeden “aşk filmi” yanıtını veren Ediz Hun, günümüzde çekilen filmlerde “aşk”ın seyirciye yansıtılamadığından yakındı. Ediz Hun, bu konuda şunları söyledi:

“Eskiden filmler daha sıcak, daha romantikti. Şimdi ise ‘Ben seni seviyorum, sen beni seviyorsun’. Sevgi böyle anlatılmaz kardeşim. Beden dilini kullanarak, aşkı vereceksin. Kızı kendine çekeceksin, seveceksin. Başını okşayacaksın, elini tutacaksın, karşı karşıya oturacaksın, bakacaksın. Aşırılık olmayacak. Hissedeceksin. O zaman seyirci etkilenir. Öyle filmler çekmek lazım. Kıbrıs tam bir aşk yeri. İtalya’nın Porto Fino’su gibi.”

“YAPAY ZEKAYLA BİRLİKTE YAPAY DUYGU DA GELİŞTİ”

Bugünün gelişen teknolojisiyle değişen çekim tekniklerinin de “seyirciye duyguyu aktarmayı” olumsuz etkilediğini savunan Ediz Hun, “Eskiden teknoloji yoktu evet, ama duygu vardı. Yapay zekayla birlikte yapay duygu da gelişti. Yapay bir şey izlediğimiz için, bunun hayatlarımıza yansıması da yapay, anlık, gelip geçici.” dedi.

“Maalesef eski seyircinin de artık kalmadığını” söyleyen Ediz Hun, bugün bir ailenin sinemaya gitmesinin en az bin lira tuttuğuna dikkat çekerek, insanların kazancının sanata yetmediğini, o nedenle artık eve kapanıp, bilgisayar başında film izlemeyi tercih ettiğini belirtti. Bir filmi evde izlemenin hiçbir zaman sinemada izlemekle aynı zevki veremeyeceğini vurgulayan Ediz Hun, sinemanın bambaşka bir tılsımı olduğunu, adeta insanı hipnoz ettiğini kaydetti.