BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Khassim Diagne’nin geçen hafta Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’le yaptığı ilk görüşmeler ve Genel Sekreter’in Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in adaya beklenen gelişi ile aşamalı bir hareketlilik başladığına işaret eden Rum basını, Cumhurbaşkanı ile Rum Yönetimi Başkanı’nın ilk görüşmesinin beklendiğine işaret etti.
Güney'de yayımlanan Haftalık Kathimerini “Kıbrıs Sorunuyla İlgili Piyonlar Diziliyor” başlıklı haberinde Diagne’nin geçen hafta Erhürman ve Hristodulidis ile bir araya gelmek haricinde Cumhurbaşkanı ile Rum Yönetimi Başkanı arasında telefon görüşmesi gerçekleştiğini hatırlattı.
Haberde Kıbrıs’taki BM misyonunun, Holguin’in, adada bulunacağı süre içerisinde bir ya da iki üçlü görüşme gerçekleştirmesine önem verdiği, önümüzdeki dönem Erhürman’la ilgili üç noktayı analiz edecek olan Rum yönetiminin ise beklemede olduğu kaydedildi.
Sözü edilen üç nokta ise “Ankara’nın adada Holguin ile üçlü görüşmeye karşı çıkması, Erhürman’ın KKTC Cumhurbaşkanlığı’ndaki organizasyonla nasıl hareket edeceği (müzakereci olarak kimi seçeceği) ve Erhürman’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere yapacağı Ankara ziyareti” şeklinde sıralandı.
Holguin’in adaya kasım ayı başlarında geleceğinin açıklandığı hatırlatılan habere göre bu durum, Rum yönetiminin AB dönem başkanlığını devralmasından önce, aralık ayı içerisinde Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni bir uluslararası konferans gerçekleştirilmek istendiğini gösteriyor.
Habere göre Holguin, adaya yapacağı ziyarette sürecin 2026’da korunması veya tırmandırılması maksadıyla prosedürün devamını sağlamak istiyor. Bunun paralelinde düşük politikalar olarak tanımlanan Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) süreci de Gençlik Teknik Komitesi ve sivil toplum örgütlerinin görüşmeler yapacağı Ürdün ve Norveç’te devam ediyor. Bu noktada takvim olmaması kırmızı çizgisini korumanın Rum yönetimi için önemli olduğuna vurgu yapıldı.
Gazeteye göre Rum yönetimi Erhürman’ın, hemen önümüzdeki dönemde “sürece, takvim getirmek, başarısız olunması halinde suçlama mekanizması talep etmek ve Kıbrıslı Türklerin doğuştan gelen haklarına atıf yapmak için gireceği” senaryosu üzerinde de duruyor.