Etkinlik

Erhürman: Ürettiğimize ve üretene sahip çıkmalıyız

Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın dün akşam yapılan yeni yıl resepsiyonunda önemli mesajlar verildi…

Abone Ol

Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), dün akşam Lefkoşa- Bedesten’de yeni yıl resepsiyonu verdi. KTSO, sanayicileri, ülke yöneticilerini, siyasileri ve gazetecileri buluşturan, kabalık bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Resepsiyona Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Sıla Usar İncirli, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve bürokratlar katıldı.

Resepsiyonda Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Sıla Usar İncirli ve KTSO Başkanı Ali Kamacıoğlu konuşma yaptı. Konuşmalarda geçmiş yıl değerlendirildi, yaşanan sorunlara değinildi ve 2026’da neler yapılması gerektiği üzerinde duruldu. Üretilene ve ürettiklerimize daha fazla sahip çıkmamız gerektiğinin de vurgulandığı konuşmalarda, ayrıca ülkede birlik beraberlik içinde hareket etmenin önemine de dikkat çekildi.

Etkinlikte Kıbrıs Türk sanayisiyle ilgili bilgi veren ve sanayicilerin yeni yıl mesajlarını içeren iki video gösterildi. Ayrıca “Yerli Malı Haftası” nedeniyle özel olarak çekilen bir tanıtım videosu da konuklarla paylaşıldı.

Etkinliğin sonunda ise konuklara zeytin fidanları hediye edildi.

Fidanların bulunduğu hediye çantalarının üzerinde, “Zeytin dünümüzün gücü, bugünümüzün ekmeği, yarınımızın bereketi… Bir ülkenin sanayisi gibi, geleceğimiz için çalışıyoruz…” mesajı da yer aldı.

Kamacıoğlu: Birlik, beraberlik içinde hareket etmeliyiz

Açılış konuşmasını yapan KTSO Başkanı Ali Kamacıoğlu, yeni bir yıla girerken, 2025 yılında dünyada ve bölgemizde yaşanan ekonomik dalgalanmaların, belirsizliklerin ve zorlukların Kıbrıs Türk sanayisini de doğrudan etkilediğini söyledi.

Ancak Kıbrıs Türk sanayicisinin, her koşulda üretmeyi, ayakta kalmayı ve ülkesine değer katmayı başardığını, bunu çok net olarak söyleyebileceğini belirten Kamacıoğlu, “Bu hepimiz için gurur verici bir tablodur. Sanayi; sadece üretim değildir. Sanayi, istihdamdır, katma değerdir, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonominin temelidir. Sanayi güçlü olursa, ülke güçlü olur. İşte bu bilinçle, Odamız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sanayicimizin sesi olmaya, sorunlarını dile getirmeye ve çözüm yolları üretmeye devam edecektir” dedi.

Kamacıoğlu, içinden geçtiğimiz dönemin “Birlik ve beraberlik içinde hareket etmeden, kalıcı başarılar elde etmemiz mümkün değildir” gerçeğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.
Kamu–özel sektör iş birliğinin, kurumlar arası diyaloğun ve ortak aklın, önümüzdeki dönemin en önemli anahtarları olacağına işaret eden Kamacıoğlu, “Ayrışarak değil birleşerek; konuşarak, istişare ederek ve birbirimizi anlayarak ilerlemek zorundayız. Bizler farklı görüşlere sahip olabiliriz; ancak ortak paydamız bu ülke, bu ekonomi ve geleceğimizdir. Sanayicisiyle, esnafıyla, çalışanıyla, yöneticisiyle hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemiyi güvenli limanlara ulaştırmanın yolu da dayanışmadan geçmektedir” diye konuştu.

Tüm sivil toplum örgütlerinin, derneklerin, birliklerin, odaların, sendikaların, kavgayı bırakıp, ülkenin geleceği, ekonomik refahı ve sosyal adalet için çalışması gerektiğini ifade eden Kamacıoğlu, sağ- sol demeden hep birlikte bu ülkeyi özlenen seviyeye taşımak gerektiğini vurguladı.

Eskiyen, tadil isteyen yasaları hiç zaman kaybetmeden yapacak, ülkemiz için hayati kararları alacak, popülizmden uzak çağdaş bir ülke yaratacak, uzun vadeli çalışabilecek bir hükümete ihtiyaç olduğunu dile getiren Kamacığlu, siyasi partilerimizin, siyasi kaygıları, kısır çekişmeleri bir tarafa bırakarak, siyasi paylaşım kavgalarından uzak sorunsuz bir hükümet kurmanın yollarını bulması gerektiğini kaydetti.

Ali Kamacıoğlu, şöyle konuştu: “Yeni yıl, aynı zamanda yeni umutlar ve yeni hedefler demektir. 2026 yılının; üretimin arttığı, yatırım ortamının güçlendiği, sanayicimizin önünü daha net görebildiği bir yıl olmasını temenni ediyorum. Kıbrıs Türk Sanayi Odası olarak, üyelerimizle ve tüm paydaşlarımızla birlikte bu hedefler doğrultusunda çalışmayı sürdüreceğiz. Bu vesileyle; yıl boyunca özveriyle çalışan tüm sanayicilere, emek veren çalışanlarımıza, bizlerle iş birliği içinde olan kamu kurumlarımıza ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ediyorum.”

Yeni yılın ülkemize, ekonomimize ve tüm halkımıza sağlık, huzur, bereket ve başarı getirmesini dileyen Kamacıoğlu, “Birlik ve beraberliğimizin daim olması temennisiyle, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.

İncirli: Artık verilmesi gereken yeni cevaplar var

Dana sonra söz alan CTP Genel Başkanı Sıla Usar İncirli, sanayinin aslında çok önemli bir ifade olan “devrimle” anıldığını belirterek, ekonomi tarihçilerine göre de sanayi devriminin insanlık tarihinde en önemli olay olduğu söylediğine dikkat çekti.

Sanayi devriminin, yaşamın birçok alanını çok katmanlı olarak etkilemiş olan bir gerçeklik olduğunu ifade eden İncirli, “Emekle sermayenin üretimle birleşmiş halidir” dedi.

Bugüne kadar tanımış olduğu bütün sanayicilerin, yaptığı işe çılgınlık derecesinde tutkuyla bağlı olduğunu vurgulayan İncirli, “Yani üretmeye tutkuyla bağlı olanların yaptığı iştir sanayicilik. Hele ki bizim toplumumuzda, her ne üretiyorlarsa kendi ailelerine de bu sirayet eder ve nesiller boyu bu üretimin devam ettiğine de çok defa tanıklık etmişizdir” diye konuştu.

Sıla Usar İncirli, aslında üretimle ilgili birçok beylik lafın birlikte kullanıldığını ifade ederek, bu sözleri şöyle sıraladı: “Üretim olmazsa toplumsal kalkınma olmaz… Üretim olmazsa ekonomik büyüme olmaz… Üretim olmazsa özgür olunamaz, var olunamaz, bağımsız olunamaz… Üretim olmazsa istihdam olmaz, adil paylaşım olmaz… Üretim olmazsa yaşam olmaz… Üretim olmazsa ülke olmaz…”

İncirli, ortaya bir eylem konulmadığı taktirde artık bu konuşmaların, bu sözlerin bir faydası olmadığını düşündüğünü belirterek, “Tecrübelerimiz de bize bunu gösterdi aslında ve ben öyle inanıyorum ki üreticilerimiz de sanayicilerimiz de artık bu anlamını yitirmiş ifadeleri duymak istemiyorlar. Çünkü zaten onlar üretmek için vardırlar ve hepimizin var olması için üretiyorlar” dedi.

Bu açıdan artık başka sorulara cevaplar vermemiz gerektiğini kaydeden İncirli, bu soruları ise şöyle sıraladı:

“Yerli üretimi nasıl artırabiliriz? Yerli üretimi iç ve dış ticarette nasıl çoğaltabiliriz? Yüksek öğretimde, turizmde yerli üretimi nasıl daha fazla değerlendirebiliriz? Teşvikleri nasıl daha doğru bir şekilde verebiliriz? Bunun yanı sıra ihracata dayalı ürünlerin standartlarını nasıl artırabiliriz? Dışa bağımlılığımızı nasıl azaltabiliriz? Üretime dayalı bir ekonomiyi nasıl yaşama geçirebiliriz? Yeşil Hat Tüzüğü’nün kapsamını nasıl genişletebiliriz? Sanayi bölgelerindeki yapısal sorunları nasıl giderebiliriz? Bir taraftan üretirken çevreyi nasıl koruyabiliriz? Teknolojiyi bu işin içine nasıl daha fazla katabiliriz?”

İncirli, verilmesi gereken cevapların bunlar olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Artık anlamını yitirmiş güzel sözler bitmiştir sanayi meselesinde, üretim meselesinde. Bizim çok ciddi şekilde yerli üretimi nasıl teşviklendirip, çoğaltabileceğimiz üzerinde çalışmamıza ihtiyaç var. Üretimde, sanayide bir stratejiye bir planlamaya ihtiyacımız var. 2026’nın bunları hayata geçirecek bir yıl olmasını diliyorum…”

Sanayi Odası Başkanı Ali Kamacığoğlu’nun açılış konuşmasında 2025’in çok zor geçtiğini söylediğine dikkat çeken Sıla Usar İncirli, “2026’da maliyetleri, üretim maliyetlerini nasıl düşürebiliriz? Bütün bu sorulara birlikte nasıl cevaplar üretebiliriz? Bunun üzerinde birlikte çalışmamız gereken bir yıl olduğunu düşünüyorum” dedi.

İncirli, sözlerini şöyle noktaladı: “Karamsarlıktan sıyrılacağımız, bunun yerine kendimizi daha güvende hissedebileceğimiz, endişelerden arınacağımız, kendimizi çok daha güçlü hissedebileceğimiz ve elbette herkese sağlıklı ve mutlu bir yıl diliyorum. Bu akşam sizlerle birlikte olduğum için tekrardan çok mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Üretmeye devam, ürettikçe var oluruz ve var olmaya devam. Herkese sevgiler, saygılar…”

Erhürman: 2026 yılı pek çok açıdan dirilme, yeniden doğma yılı olacak

Son olarak söz alan Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, yıllar önce Sanayi Odası’nın bir genel kurulunda “üreten yok olmaz” diye bir cümle kurduğunu anımsatarak, sonra o cümlenin dönüp dolaşıp önüne geldiğini, hatta üretenlerden bununla ilgili ‘Sen öyle demiştin ama biz ürettikçe yok oluyoruz’ cümlesini duymaya başladığını söyledi.

Gerçekten ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda üretmeye devam etmenin hiç kolay olmadığına değinen Erhürman, “Girdi maliyetlerinin bu kadar arttığı, plansızlığın diz boyu bir hale geldiği, öngörülebilirliğin ortadan kalktığı bir dönemde inatla üretmeye deva etmek gerçekten kolay bir iş değil” dedi.

Bundan dolayı da hala o inada sahip olanları yürekten kutladığını belirten Erhürman, “Çünkü ben hala o cümlenin arkasındayım. Biz ancak üreterek var olabiliriz. Üretmediğimiz taktirde varlığımız da gerçekten sorgulanır hale gelir. Ama bir şeyi daha yapmak zorundayız. Ürettiğimize ve üretene sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu.

Son dönemde yaşadığımız sıkıntılardan birinin de üretime ve üretilene yeterince sahip çıkmamak olduğunu ifade den Erhürman, “Bu ülkede üretilene, bu ülkenin ürettiğine, bu ülkenin üreticisinin ürettiğine sahip çıkmak konusunda maalesef yeterli hassasiyete sahip olmadığımızı da görüyoruz” dedi.

Erhürman, buna rağmen, 2026 yılının pek çok açıdan Kıbrıs Türk halkı için bir yeniden dirilme, yeniden doğma yılı olacağına yürekten inandığını söyledi.

2026’yı ülke olarak yeniden doğma, dirilme yılı yapmak, bu hale getirmek zorunda olduğumuzu düşündüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erhürman, çünkü artık “bu böyle gitmez” cümlesinin toplumda yerini bulduğunu vurguladı.

Erhürman, “Bu böyle gitmez. Bunun gidişini değiştirmekle hepimiz yükümlüyüz. Bir kere daha planlı olmak zorundayız. Daha bir doğru yerleri teşviklendirme becerisini göstermek zorundayız. Üretenin önünü açmak zorundayız. Dünyaya açılmak zorundayız ve varlığımızı üreterek korumak zorundayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erhürman, KTSO Başkanı Ali Kamacıoğlu’nun açılış konuşmasında söylediği “Artık bir araya gelmek zorundayız” sözlerini çok önemsediğini belirterek, şöyle konuştu:

“Artık bir araya gelmek zorundayız. Birlikte çalışmak zorundayız ve aynı gemide olduğumuzun da farkına varmak zorundayız. Çünkü koşullar zaten yeterince zor. Deniz yeterince güçlü dalgalara sahip. Biz o denizin içerisinde gemiyi yüzdürmek zorundayız ama hep sevdiğim bir söz var. Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârdan hayır gelmez. Dolayısıyla biz nereye varmak istediğimizi belirleyeceğiz. Planımızı, programımızı ona göre yapacağız. Üreticimiz için önünü görebileceği bir hali, öngörülebilirliği yaratacağız ve bu yolu hep birlikte yürüyeceğiz.”

Kimilerinin 2026’dan umutsuz olduğunu ama kendisinin 2026’dan çok umutlu olduğunu vurgulayan Erhürman, “Üreteceğiz, ürettiklerimize hep birlikte sahip çıkacağız ve bu ülkede hep söylediğim gibi vardık, varız, üreterek var olmaya devam edeceğiz. İyi ki varsınız, iyi ki üretmeye devam ediyorsunuz. Hepinize güzel ve üretken bir 2026 yılı diliyorum” diye sözlerini noktaladı.