Güncel

Can kurtartan olsaydı Gülseven kurtarılabilirdi

Kervansaray’da önceki gün denizde yüzerken rahatsızlanıp hayatını kaybeden 80 yaşındaki Emel Gülseven’in ölümü, denizlerdeki can kurtaran eksikliğini bir kez daha gündeme getirdi. O anlara tanıklık eden gazeteci Dilek Kırıcı, “Kalp mi, boğulma mı, su yutma mı olayında, gözlemci olsaydı daha erken fark edilecekti” dedi

Abone Ol

Girne’de sakin 80 yaşındaki Emel Gülseven önceki sabah Karaoğlanoğlu’nda Kervansaray plajında denizde yüzdüğü sırada muhtemelen rahatsızlanarak boğulma tehlikesi geçirmiş ve bölgede bulunanların yardımı ile sahile çıkarılarak ambulans ile Girne Dr. Akçiçek Hastanesinde kaldırıldıktan sonra tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirmişti.

Çevresi tarafından çok sevilen biri olan Emel Gülseven’in ölümü, sevenlerini yasa boğarken, denizlerde can kurtaran eksikliğini de bir kez daha gündeme getirdi.

Emel Gülseven’in denizde geçirdiği rahatsızlığa tanık olan gazeteci Dilek Kırıcı, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda o anki yaşananları anlattı.

Dilek Kırıcı’nın paylaşımı şöyle:

KERVANSARAYDA BOĞULAN KADININ BAŞINDAYDIM!

Pazar sabahı (önceki gün) kardeşimin evine yakın olduğu için sabah 08 gibi Kervansaray plajına indik.

Çok erken olmasına rağmen bayağı insan vardı.

Karadenizin Sinobunda büyüyen bir çocuk olarak yüzmeyi iyi bilirim. Buna rağmen ani bir kasılma veya panik atak oluşabilir ihtimali ile yıllardır boyumu geçmeyen sularda yüzerim.

Kardeşim Melek kulaç atmasıyla gözden kaybolur.

Sabah açıldıktan bir müddet sonra hızlı hızlı kıyıya geldi.

“Mantarlada bir kadın gördüm sen sandım nasıl açıldı derinlere geldi dedim, ödüm koptu” dedi.

Sonra döndü bana benzettiği kadını göstermek için denizin içine baktı baktı göremedi.

İşte o kadın 5-10 dakika sonra mantarların etrafında yüzü koyun hareketsiz bir şekilde yüzenler tarafından fark edildi ve kıyıya getirildi.

Görüp hemen başına gittiğimde tesadüfen orada bulunan hemşire tarafından kalp masajı yapıyordu!

Ambulans arandı suni teneffüs yapıldı. Kalp masajı devam etti.

Nabız var mı diye sordum.

Kıyıya geldiği andan nabız yokmuş.

15-20 dak ambulans geldi.

Müdahale edilmeye çalışıldı.

Herşey için çok geç olduğu belliydi.

Ambulans aldı götürdü!

Plaj yetkileri ile konuştum.

Tanıyan yok.

İsmini bilen yok. Yanında bir arkadaşı da yok.

Denildi ki belli ki bu bölgenin insanı sabah yüzüşünü yapıyordu tek başına!

Sonradan öğrendik ki ismi Emel Gülseven’miş…

Plaja yalnız gelmiş.

Ölüm haberi saatler sonra geldi.

Çok üzüldüm.

Sabah güne güzel başlamak için geldi. Belki de hergün geliyordu.

Açık denizde ne oldu bilmiyoruz 5-6 dakika içerisinde suya gömüldü yüzü koyun bulundu ve can verdi.

Plaj görevlilerine sordum!

Can kurtaran yok mu plajda?

“Var ama daha erken olduğu için gelmedi.

Bakın orada turuncu bayrak değil kırmızı bayrak asılı. Yani can kurtaran yok demektir.”

Başkan Murat Şenkul’un dikkatine diyorum.

Belediye Başkanlığı görevini heyecanla sürdüren başarılı Başkan.

Öncelikle erken saatlerde yüzen çok insan var. Bu nedenle plajlarda can kurtaran gün ağarmaya başladığı andan bulunmalı tüm plajlarda.

Ve sabahki boğulma da görüldüğü gibi sadece 4-5 dakikada ne olduğunu bilmediğimiz kalp mi, boğulma mı, su yutma mı olayında, gözlemci olsaydı daha erken farkedilecekti.

Ayrıca plajlarda sıcak ve kalp krizleri durumları için Acil durumda kullanılan kalp masaj aleti defibrilatör veya otomatik eksternal defibrilatör (OED) bulundurmak zorunlu olmalı.

Naçizane tavsiyem;

Denizin hiç şakası yoktur bunu bilin.

Denize yalnız gitmeyin. Mutlaka arkadaş akraba olmalı.

Yüzme biliyor olsanızda ani bir panik atak ve ayağınızda kasılma ihtimalini hiç unutmayın.

Bir çok kez açıldım bana bir şey olmaz demeyin.

Vücudumuzdaki tepkimeleri bilemeyiz.

Önce kendi kendimizin doktoru olmayız.

Emel Gülseven hanıma Allahtan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.