Hastanedeki güvenlik sorunu çözüldü

Maliye Bakanlığı, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde hizmet veren Çelebioğlu Güvenlik Şirketi’nin hizmetlerine devam edeceğini açıkladı. Şirketin hastane güvenliğini sağlamaktan vazgeçmesi üzerine harekete geçen Maliye Bakanı Alişan Şan, güvenlik şirketinin ödemesiyle ilgili yaşanan sorunun giderilmesi için Maliye ve Sağlık Bakanlığı bürokratları ile bakanlığında toplantıda bir araya geldi.

Maliye Bakanlığı, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde hizmet veren Çelebioğlu Güvenlik Şirketi’nin hizmetlerine devam edeceğini açıkladı.
Şirketin hastane güvenliğini sağlamaktan vazgeçmesi üzerine harekete geçen Maliye Bakanı Alişan Şan, güvenlik şirketinin ödemesiyle ilgili yaşanan sorunun giderilmesi için Maliye ve Sağlık Bakanlığı bürokratları ile bakanlığında toplantıda bir araya geldi. Toplantıda mutabakata varıldı.
Maliye Bakanı Şan’ın girişim ve istişareleri sonucu, sorunun giderilerek ilgili şirketin, hastanedeki güvenlik hizmetini vermeye devam edeceği belirtildi.
 
 
 
 
 
“2007 yılında öldürülmekten kıl payı kurtuldum”

Kardiyolog Dr. Gülgün Vaiz, 2007 yılında devlet hastanesinde uğradığı hasta yakını saldırısında öldürülmekten kıl payı kurtulduğunu anlattı ve bu nedenle hastanelerde güvenliğin şart olduğunu vurguladı



Ülkenin tanınmış Kardiyologlarından Dr. Gülgün Vaiz, 2007 yılında devlet hastanesinde uğradığı hasta yakını saldırısını anlatarak, hastanelerde güvenliğin önemine işaret etti.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Vaiz, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi‘ndeki “güvenlik personeli” krizine atıfta bulunarak bir anısını paylaştı.
2007 yılında öldürülmekten kıl payı kurtulduğunu, bu nedenle hastanelerde güvenliğin şart olduğunu belirten Vaiz, o günü şöyle anlattı;
“O gün devlet hastanesinde kardiyoloji nöbetçisiydim. Futbol oynarken 45 yaşında erkek hastanın aniden kötüleştiği haberiyle acile koştuk. Kalp krizine bağlı olarak hastanın kalbi durmuştu. Tüm ekip saatlerce kalp-akciğer masajı yaptık.
Kalp biraz çalışır gibi olunca 2. katta yoğun bakıma aldık. Saatlerce uğraşımız ne yazık ki olumsuz sonuçlandı.
Kendimi toparlayıp dışarı çıktım. Yakınlarını arıyordum. 18-20 yaşlarında genç bir çocuk yanıma çılgınca bağırarak geldi. Ben daha bir şey demeden ‘Öldü değil mi?’ diye çığlıklar atmaya başladı. Belli ki cinnet geçiriyordu.
En yakındaki cam pencereye yumruk attı. Cam kırıldı. Kopan cam parçasını aldı. Üzerime doğru çok seri bir hamle yaptı. Ben donmuş bakarken yan taraftan genç bir adam çok hızlı kolunu kıvırdı. Genç çocuğu yere yatırdı, sakinleştirdi.
Olaydan sonra beni kurtaran kişinin Türk subayı olduğunu öğrendim. Bu olaydan sonra devlet hastanesine güvenlik alındı”


 
Daha Fazla Haber