Gazeteci-yazar Cenk Mutluyakalı’nın Salıncak adlı romanı Kor Kitap, yayınları arasından geçen günlerde çıktı.
Larnaka’da yaşan Girne(yazarın yazımıyla Kerinya) göçmeni Alexia’nın, etrafında dönen roman, kahramanın; psikolojik çatışmaları, iç dünyası, aşk bunalımı bizlere çok güzel bir biçimde yansıtıyor. Larnaka’daki yaşamında gizli aşkıyla başlayan eser daha sonra Kıbrıs’ın geçmişten günümüze kısa tarihini de gözler önüne seriyor. Göçmenlik yaşan Türklerin ve Rumları Kısacası tüm Kıbrıslıların acılarını, travmalarını, ikilemlerini, gençlerin Kıbrıs sorununa bakışı ;roman kahramanının kızı Despina’da 18 girmiş bir genç kızdır. Kısacası Anne-kız-baba üçgeniyle bir Kıbrıslı Rum’un Kuzeye bakış açısı, diğer tarafta Girneli Salih ve ailesiyle yaşadığı ikilemle geçmiş-gündüz arasındaki gel git.
Bu roman aslında belli bir kuşağın hep konuşup,dillendirdiği ama bir türlü kalema almadığı bir eser. Özellikle 2003 yılında kapıların açılmasıyla tüm Adalıların yaşadığı travmayı, acıları,mutlukları bizlere çok güzel bir kurguyla anlatıyor. 21 başlık altındaki roman iyi bir Türkçe ile çok akıcı bir biçimde insanı içine çekiyor. Yer yer Kıbrıs ağzı eserin içindeki diyaloglara yerleştirilirken, romana ayrı bir tat veriyor. Aslında 2003 bizim için bir uyanış olduğu;doğduğumuz evimiz,atalarımız, yurdumuz. Nasıl bu duruma düştük, Güney’deki evimiz başkasının oturduğu ev mi?bizim mi? Kuzeydeki evimiz? Bizim mi? Ganimet mi!
Acılar bu Adanın kader mi?olacak yoksa barış mı? kaderimiz olacak. Yazar son yıllarda yazılan eserler içerisinde bu Adanın sorunu ve insanı boyutunu bir gazeteci,bir insan, bir göçmen olarak çok detaylı ve özet bir biçimde 181 sayfalık romanında dillendiriyor.
Eserlere ilgili yazılacak çok şey var ama fazla ipucu vermek istemiyorum. Bu romanı alıp okuduğunuzda işte bizim öykümüz budur diyeceksiniz. Eline sağlık Cenk Mutluyakalı, ilk roman çok başarılı devamını bekliyoruz.