34. Halkbilimi Sempozyumu gerçekleştirildi

Küçük Kaymaklı’daki HASDER merkezinde gerçekleştirilen 34. Halkbilimİ Sempozyumu’nda 5 konuşmacı bildirilerini sunarken, dinleyicilerde görüşleriyle sempozyum bildirilerine katkı koydu

HASDER Halk Sanatları Vakfı tarafından düzenlenen 34. Halkbilimİ Sempozyumu geçtiğimiz Salı akşamı, Küçük Kaymaklı’daki HASDER merkezinde gerçekleştirildi. Saat 19.30’da başlayan sempozyumda 5 konuşmacı bildirilerini sunarken, 50 civarında dinleyici de sempozyum sonunda görüşleriyle sempozyum bildirilerine katkıda bulundu.

34. Halkbilim Sempozyumu’nda MASDER (Mağusa Sanat Derneği) adına bildiri sunan Rifat Yalınç, geçmişten günümüze Mağusa’nın çok kültürlü yapısını örnekleriyle açıklayarak orada var olmuş değişik kültürel geçmişe sahip toplulukların bıraktığı tarihi ve kültürel eserlerden bahsetti. Yalınç, bir dönem Mağusa’nın tüm Akdeniz bölgesinin en zengin kenti olduğunu günümüzde de Mağusa’nın bu geçmiş özelliklerini muhafaza edip geliştirerek aynı ihtişama sahip olabileceğini ve MASDER’in bu konudaki çalışmaları ile önerilerini aktardı.

Konuşmacılardan Mete Hatay, önceden sosyal medyada çıkan bir yazısından hareketle, “Modernleşme ve Zurnanın Başına Gelenler” isimli bildirisini sundu. Hatay, yaptığı araştırmalardan elde ettiği belgelerle geçmişte, Zurnanın Kıbrıs Folklorunda yaygın bir şekilde kullanıldığını aktarırken, günümüzde Halk Dansları ekiplerinin müzik guruplarında onun yer almadığını belirterek bunun nedeninin “Modernleşme” mi, yoksa daha başka konular mı olduğunu sorguladı.

Halkbilimci Dr. Çiğdem Dürüst de yaptığı anketler ve bilimsel araştırmalar ışığında Kuzey Kıbrıs’ta Aile Olgusu, Boşanmalar ve Halk Bilimsel Analizi; isimli bildirisinde geniş bir şekilde Kuzey Kıbrıs’ta son yıllarda gerçekleşen büyük miktardaki boşanmaların gerçek nedenlerinin devletin ilgili birimleri tarafından araştırılmadığını belirtti. Değişen sosyo ekonomik koşulların etkileri neticesinde gerçekleşen boşanmaların en büyük mağdurlarının çocuklar olduğunu söyleyen Dürüst, bunun toplumun geleceğini etkileyeceğini açıkladı.

YDÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Şevket Öznur ve Milli Arşiv Dairesi Müdürü Yrd.Doç.Dr. Ejdan Sadrazam’ın birlikte sunduğu “Toplumsal Belleğin Korunumu ve Aktarımı Bağlamında Sözel Anlatımların Taşıyıcı Gücü Üzerine Bir Çözümleme: Sarı Öküz Menkibesi” isimli bildirilerinde Balalan köyünden yaşlı bir teyzenin anlatısından hareketle Kıbrıs Türk Halkı arasında var olabilecek kainat ve var oluş / yok oluş inanışlarını aktardılar ve bunun Akdeniz ve Dünya coğrafyasındaki benzerliklerinden bahsettiler.

 “Geleneksel Kıbrıs Kıyafetleri” üzerine HASDER adına bildiri sunan Ali Nebih de Osmanlı İdaresi’nden modern döneme kadar çeşitli kişiler tarafından çekilen fotoğraflardan, eski basım kitaplardan ve anlatılardan yola çıkarak, yelek, cepken, üçetek, don, cepken gibi hem kadın hem de erkek giysilerinin üretimini, renklerini, kumaş cinslerini ve modellerini ortaya koydu.

Daha Fazla Haber