Bu yemekleri kesinlikle yemeyin

Hepimiz öyle ya da böyle restoranlarda yemek yiyoruz. Ancak sağlık ve lezzet açısından restoranlarda uzak durulması gereken bazı yemekler var.

 INSIDER, profesyonel mutfaklarda çalışan şefler ve restoranlarda çalışan garsonların, sırlarını ortaya döktükleri Reddit sayfalarından, dışarıda çok sık yemek yiyenlere yol göstermek için bazı ipuçları derlemiş. İşte kendileri de bu yemeklerden kaçınan profesyonellerin ağzından, restoranlarda uzak durulması gerekenler… 

Göbek marul:

Marullar çoğunlukla iyi yıkanmıyor ve mikroplar yeşilliklerin kat yerlerinde ve köşelerinde saklanıyor. İyi yıkanmış oldukları zaman da çok yumuşamış ve kıvamlarını kaybetmiş oluyorlar. Hele bir de mayonezli bir salata sosu üzerine eklendiğinde sonuç felaket.

Çok satanlar:

Her restoranın menüsünde çok satan ürünler vardır ve bu ürünlerin çok fazla tüketildiği için taze taze yapılacağını düşünürüz. Halbuki çok satanlar genellikle önceden hazırlanır ve ambalajlara sarılarak bekletilir. Bunun yerine menüden daha az popüler maddeleri seçin. Bunlar muhtemelen siparişiniz üzerine hazırlanacaklardır.

Sos kaseleri:

Yemeğin yanında minik kaselerin içinde soslar gelir. Bu sos kaseleri her müşteri için farklı olmayabilir. Bunun yerine boş tabakta kalan kasenin içindeki mayonezin üzerine yeni mayonez ilave edilir ve kase yeniden servise gönderilir.

 

 

Kemikli etler:

Kırmızı etin az pişmişi sorun yaratmaz ancak az pişmiş tavuk tehlikeli olabilir, hastalık taşıyabilir. Kemikli tavuk etlerinin genellikle dışı iyi pişse de içi çiğ kalır. Bu nedenle kemikli etleri dışarıda yememeye çalışın.

Tavuk:

Aslına bakılırsa tavuk yemekleri genel olarak çok sıradan tariflerle pişirilirler. Ucuz bir malzemeyle hazırlanmış, hiçbir özelliği olmayan yemekler yemek istemiyorsanız tavuk sipariş etmeyin. İlla tavuk yiyecekseniz de iyice pişip pişmediğini mutlaka kontrol edin.

Bol soslu yemekler:

Restoranlar açıkta kalmamak için çoğu zaman ihtiyaçlarından fazla malzeme sipariş ederler. O günün malzemelerini ertesi gün çöpe atmak söz konusu olamayacağı için bunlar genellikle bol soslu yemeklerde kullanılır, makarnaya ya da çorbaya gizlenirler. Pahalı bir protein parçalanıp çeşit çeşit malzemeyle birleştirilerek pişirilmişse muhtemelen çok taze değildir.

Deniz ürünleri:

Bir restoran bu yemekleriyle ünlü değilse, menüsündeki deniz ürünleri çeşitlerinden uzak durmanızda fayda var. Çünkü çoğu zaman tazelik sorunlarıyla karşılaşır ya da menüde adı geçen balık yerine daha ucuz bir versiyonunu yersiniz.

 

Çok büyük balıklar:

Fileto olarak servis edilen çok büyük balıkların bünyesinde bol miktarda parazit bulunur. Bu parazitleri siz de yemeğinizle birlikte afiyetle yemek istemiyorsanız, güvenmediğiniz yerde balık yememeye çalışın.

Dondurma:

Çok özel bir lezzet değilse ya da restoranda yapılmıyorsa, dondurmaya verdiğiniz paraya ve aldığınız kaloriye değmez. Çünkü çok büyük ihtimalle marketten yarı fiyatına alabileceğiniz bir dondurma yiyeceksiniz.

Pizza:

Mutfağında özel pizza fırını olmayan restoranlarda yiyeceğiniz pizzalar muhtemelen dondurulmuş gelir ve sipariş üzerine ısıtılır. Yine hem lezzetsiz hem de çok kalorili bir yemek yemiş olursunuz.

Hollandaise sosu:

Balıktan sebzeye birçok tarifte yer alan Hollandaise sosu aslında tereyağı ve çiğ yumurtadan oluşur. Eğer yapıldıktan sonra dört saat içinde yenmezse bakteri yuvasına dönüşebilir. Taze olduğundan emin değilseniz böyle soslar içeren yemekleri sipariş etmeyin.

Sütlü kokteyller:

Süt, kahveciler dışında içeceklerde çok az kullanılan bir malzemedir. Bu nedenle de bir kez açılan süt, bitene kadar uzun bir süre kullanılabilir. İçtiğiniz sütün taze olup olmadığını asla bilemezsiniz.

Süt köpüğü:

Kahvecilerde ise tam tersi bir durum yaşanır. Sütü köpürtmek için kullanılan çubuk her seferinde yıkanmadığı takdirde içinde kurumuş sütler birikir. Bu da kahvenizin tadını bozar. Aynı şey düzenli temizlenmeyen kahve makineleri için de geçerlidir.

İçecek çeşmeleri:

Özellikle fast food restoranlarında bulunan içecek çeşmeleri daha ekonomik bir seçim gibi görünse de bu çeşmelerin ve tankların içleri çok nadir temizlenir ve içinde küf oluşur.

Ücretsiz atıştırmalıklar:

İçeceğinizin yanında gelen fındık, fıstık, cips gibi atıştırmalıklar çoğu zaman sizden önceki müşterilerin yarım bıraktıklarıyla birleştirilir. Artanlar kavanozlara geri konur, ertesi gün yeniden servis edilir. O çerezlere sizden önce kimlerin dokunduğunu asla bilemezsiniz.

Çorbalar:

Çorbasıyla ünlü bir mekanda değilseniz çorbalardan uzak durun çünkü çoğu restoranda çorbalar alelacele hazırlanan, ucuz yan yemekler muamelesi görürler.

Restoranın deneyimli olmadığı yemekler:

Örneğin bir et lokantasında makarna söylemek ya da burgercide tavuk dürüm sipariş etmek, bu başlıklar menüde yer alsa da çok mantıklı değildir. Şefler bu yemeği pişirme konusunda çok tecrübeli olmadıklarından mutfakta gereksiz bir telaş yaratır ve lezzetsiz bir sonuçla karşılaşırsınız.

Zincir restoranlar:

Fast food restoranları dışındaki zincirlerin menüsü dünyanın öbür ucundaki bazı insanlar tarafından belirlenir ve bu kişinin hiç tanışmadığı aşçılar tarafından pişirilebilecek şekilde tasarlanır.

Musluk suyu ve buz:

Restoranlarda buzlar genellikle musluk suyuyla yapılır ve bu su arıtılmış değilse birçok bakteriyi taşıma ihtimali vardır. İçeceklerinize buz koydurmanız pek tavsiye edilmez.

Daha Fazla Haber