SOSYAL MEDYANIN SESİ

Kubilay Kutlay da kendisine ,özel işini kurmasında yardımcı olmamı istemişti.
Şirket, profesyonel yönetime geçene kadar yardımcı oldum.
Schindler, belki iki yüz yıllık, bir İsviçre şirketi. Asansör ve yürüyen merdiven konusunda Dünyada ilklerden.
Kubilay la kısa bir süre çalıştıktan sonra, TRNC DİSTRİBÜTÖRÜ olarak tayin etme kararı aldılar.
Distribütörlük anlaşması bir klasör. Okuduk, görüştük, tartıştık, mutabakat sağlandı .
İmzalar atılacak.
Schindler Genel Md. Muavini sordu.
- Son iki sayfayı iyi okudunuz mu?
Güldüm.
- Evet okudum. Bir şüpheniz mi var ?
- Yok dedi.
Son iki sayfa:
ETİK KURALLAR.
Hepsini burda yazamam, birini yazayım :
" Schindler pazarlama ve satıcıları, görüştüğü müşterisinin davetlisi olarak yemek yeyemez. "
Bir yemek de Hediye sınırını aşar.
Umarım bu dört yazı ile, konu hakkında yaşadıklarımı sizlerle özet olarak, paylaştım.
(Yücel Dolmacı)
 
Geçen hafta bir lokantadayız.
Eli yüzü temiz bir çocuk bize servis yapıyor.
Güleç yüzlü saygılı.
Şeytan dürttü sordum:
“Nerelisin sen delikanlı?”
“Pakistan” dedi
“Yahu Pakistan nire bura nire ? Nerden buldun burayı da geldin buralara?
“Üniversite ye geldim. Yedi ay oldu”
“Ne okuyorsun?”
“Aslında hiç gitmedim. Çalışıyorum”
Eşimle bakıştık. İkimizin gözlerinde sinirli bir öfke…
Sustum. Yemeği tadını almadan hızla yedik. Çıktık gittik.
Eve dönerken “Ne olacak bu memleketin hâli , denetlemek bu kadar mı zor ? “ diye hayıflandık.
Kısacası keyifle evden çıktık keyifsiz eve döndük.
(Bülent Dizdarlı)
 
“Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetebilme hakkı kabul görülürse bir anlaşma yapılabileceğini” söyleyen, Tatar!
Öyle olsaydı, o koltukta oturmazdı.
Son yarım asırda Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme hakkına saygı göstermeyen, Türkiye iktidarları oldu.
Yaşadığımız onca kirlenmenin, çürümenin, yozlaşmanın temel sebebi de bu iradesizliktir.
Siyasi aktörlerimiz bunu yüksek sesle dillendirmiyor maalesef…
Bu irade gaspı, bu demokrasi kuşatması, bu buyuran ve itaat eden gerçeklik açık açık ortaya konulamıyor.
Birbirimizin gözlerinin içerisine bakarak doğruları söylemek gerekiyor, her gün, yılmadan, vazgeçmeden
(Cenk Mutluyakalı)