Bilimsel araştırma: Selülit, bunama ve felce karşı koruma sağlayabilir

Bir araştırmaya göre, uyluklarının, kalçalarının ve kalçalarının çevresinde yağ toplanma eğilimi olan kadınlar, bunama ve felce karşı ekstra korumadan yararlanabilirler


Fareler üzerinde yapılan testler, derinin altına yerleşen ve selülite neden olan deri altı yağının, kalp hastalığı da dahil olmak üzere iltihapla ilişkili bozukluklara karşı koruma sağladığını gösterdi.

ABD’nin Georgia eyaletinde yer alan Augusta Üniversitesi’ndeki bilim insanları, Diabetes dergisinde yayınlanan son çalışmada, erkek ve dişi sıçanlarda yağ dokusunun miktarındaki ve yerleşimindeki artışları incelediler.

Daily Mail’in haberine göre, araştırmacılar, bu tür yağların yüksek seviyelerine sahip dişi farelerin, erkek kemirgenlere göre daha düşük beyin iltihabı seviyelerine sahip olduğunu buldular.

MENOPOZDAN SONRA DURUM DEĞİŞİYOR

Uzmanlar, deri altı yağın neden koruyucu bir yağa sahip olduğundan emin değiller, ancak önceki araştırmalar, onu doğal bir anti-enflamatuar görevi gören seks hormonu östrojen ile ilişkilendirdi.

Ancak çalışma, kadınların kasıtlı olarak kilo alması gerektiğini öne sürmüyor. Çünkü araştırma obezitenin bunama, felç ve kalp hastalığı gibi kronik durum risklerini artırabileceğini gösteriyor.

Erkekler, “bira göbeğini” oluşturan ve visseral yağ olarak bilinen vücut yağlarını organlarının çevresinde depolamaya daha yatkındır. Son çalışmanın arkasındaki araştırmacılar, erkeklerde kadınlardan daha fazla beyin iltihabı ve inme görülmesinin nedeninin kısmen bu olduğunu söylüyorlar.

“ÖSTROJENDEN FAZLASI VAR”

Menopoz sırasında kadınlar daha az östrojen üretirler ve deri altı yerine iç organlarda yağ depolamaya başlarlar. Bu geçişten geçtikten sonra, inflamasyona bağlı kronik hastalık riskleri artar.

Araştırmada yer alan Dr. Stranahan, “Denklemden deri altı yağları çıkardığımız zaman, birdenbire dişilerin beyinleri, erkek beyinlerinin yaptığı gibi iltihap göstermeye başladı ve dişiler daha fazla iç organ yağı kazandı.”

“İnsanlar kadınlarda korunmayı düşündüklerinde akıllarına ilk östrojen geliyor. Ancak cinsiyet farklılıklarının altında yatan mekanizmalar hakkında gerçekten daha derinlemesine düşünmemiz gerekiyor, böylece onları tedavi edebilir ve cinsiyetin farklı klinik sonuçlarda oynadığı rolü kabul edebiliriz.” dedi.

Daha Fazla Haber