"St. Barnabas baskınında aranan şey silah değildi"

St. Barnabas’ın mezarının bulunduğu yerde, PKK’nın o çevreye silah gömdüğü gerekçesiyle arama yapıldığını belirten dönemin Sivil Savunma Komutanı Galip Mendi’nin son açıklamalarını değerlendiren, o dönem Eski ve Eserler ve Müzeler Dairesi müdür muavini olan arkeolog Tuncer Bağışkan, aranan şeyin PKK'nın silahları olmadığını iddia etti

Türkiye’de suç örgütü lideri Sedat Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili azmettirici olarak dönemin içişleri bakanı Mehmet Ağar’ı göstermesinin ve kardeşi Atilla Peker’i bu iş için görevlendirdiğini açıklamasının ardından ifadesi alınan Atilla Peker’in, “Galip Mendi ile tanıştım. Sonra yan odada Korkut Eken Uzi marka silahı bana verdi” iddiasına ilişkin konuşan Mendi, “Korkut Eken Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapmış bir büyüğümüz. Saygı duyduğum bir kişi. Kahraman bir subay. Beni de ziyaret etti. Yanında da Atilla Peker isimli kişi vardı. Ama o gün adını bilmiyordum. Onun Sedat Peker’in kardeşi olduğunu sonradan öğrendim” dedi. Mendi ayrıca Barnabas baskını ile ilgili de “Barış Kuvvetleri Komutanlığı bir ihbar alıyor ve PKK’nın o çevreye silah gömdüğü bilgisine ulaşıyor. Orada arama yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

ST. BARNABAS BASKINI
16 Mart 1996 gecesi asker kıyafetli 15 kişinin baskınıyla gerçekleşen olayda yaklaşık dört saat süren bir operasyonla St. Barnabas’ın mezarı kazıldı. Mezarlıkta yer alan küçük bir noktayı kazan şahıslar aradıkları şeyi alarak oradan uzaklaştı. İddialara göre kazılan o delikten ya bir İncil ya da ganimet ziynet eşyaları alındı ancak TC devleti bunun askeri bir operasyon olduğunu söyleyerek konunun üzerine gidilmesini engelledi. Kutlu Adalı, 17 Mart 1996 tarihinde soyguna katılan arabaların renklerinin ve plakalarının kaydedildiğini, arabaların iki Sivil Savunma Örgütü mensubu üzerine kayıtlı olduğunu yazdı. O dönem Sivil Savunma Komutanı olan emekli Orgeneral Galip Mendi ise dün yaptığı açıklamada PKK silahları arandığı yönündeki iddialarını yeniden gündeme taşıdı. Olayın ardından bölgeye giderek incelemeler yapan Eski Eserler ve Müzeler Dairesi müdür muavini Tuncer Bağışkan’a Mendi’nin açıklamalarını bugünkibris isimli internet haber sitesine değerlendirdi.

ARADIKLARI ŞEY YA İNCİL’Dİ YA DA GANİMET ALTINLAR…
“Galip Mendi’nin söylediklerinin mantıklı yanı yoktur çünkü küçük ve dar bir yer kazıldı. O kadar mühimmat, silah vs öyle bir küçük yerde aranmaz başka yerde aramaları gerekirdi. Bu olay olduğu zaman eski eserlerde müdür yardımcısıydım. Bana intikal ettiğinde gidip inceledim. Silahlı Kuvvetlere ait bir ihbar aldık denilmesine karşın bizim polis teşkilatı o gece bu olaydan habersiz olarak başka bir arama yapıyordu. Polis de askere bağlı ama bu operasyon bizimkilere bildirilmedi. Daha sonraki günlerde kazı yapıp toprak çıkardıkları yere gittiğim zaman toprağın içinde altın renginde sim buldum. Ortası delik olan, nenelerimizin eşarplarının kenarına işledikleri süslerden… Yuvarlak, tırnaktan küçük şeylerdi. Oradan alınan şeyin bir başörtüsü içine sarılı olarak oraya konan bir şey olduğuna karar verdim. Sarılı olan şeyin ne olduğunu sorarsanız belki de üç kardeş papazın elinde bulunan el yazması Andrews İncil’i olabilir. Ayrıca o bölgede çok ölüler olduydu, ganimet çok olmuştu. Türkiye müzeler sorumlusu Raci Temizer, orada çok ölü bulunduğunu ve yağmanın çok olduğunu tespit ettiklerini söylemişti. O soygunlardaki altın ziynet eşyaları o deliğe saklanmış da olabilir.”

GKK, “KONU YOKTUR, KONU KAPANMIŞTIR” DEDİ
“Eski Eserler Dairesi o dönem bölgeye el koydu kimse gidemedi. Güvenlik Kuvvetleri ihbarı değerlendirdi denildi ama böylesi büyük bir operasyon yapmak için çok büyük bir şey arıyor olmak gerekir. O gece yapılan tatbikat değildi. Yıllardan sonra gelen Galip Mendi’nin açıklamasını bu yüzden güvenilir bulmuyorum. Bu olay açığa çıktığı zaman biz GKK komutanlığı ile temasa geçtik ve bu konuda bilgi istediğimizde bir süre sonra bize “konu yoktur, konu kapanmıştır” dediler.”

Daha Fazla Haber