Genç kızın Lefkoşa sokaklarında yaşadığı korku dolu anlar

Ayaklı Gazete’ye ulaşan bir vatandaşımız, Lefkoşalı bir genç kızın önceki akşam Dereboyu sokaklarında yaşadığı korku dolu anları paylaştığı duygu ve düşünceleri bizlerle paylaşarak ülkemizin son halini bizlerle paylaştı.

 

İşte genç kızın paylaştığı yazı:

“Yaklaşık 1-1:30 saat önce adanın en işlek caddelerinden biri olan Dereboyu’nda başıma gelen bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. TDP ilçe binasının önünde beni alması için babamı beklerken yabancı uyruklu biri rahatsız edici uzun süreli bakışlarıyla önümden geçip mükemmel karanlık sokaklarımızda ilerledi. Korku içinde “olabilir bende yoldan geçerken birilerine bakmıyor değilim” cümlesini içimden iki kere tekrarlayıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ardından karanlığın içinden dönüp tekrar yolun karşı tarafından olduğum yere doğru ilerlediğini fark ettim, hemen ana yola yüzümü dönerek hızlı adımlarla yürümeye başladım. Yolun karşısında bulunan evde oturan ev sahipleri olayı anlayıp “abim tamamsın? Her şey yolunda mı?” Diye sorar sormaz hemen yanlarına koştum ve bana durumu fark ettiklerini korkmamam gerektiğini ve ailem gelene kadar orda durabileceğimi söylediler. Peki o insanlar orda olmasaydı? 17 yıldır bu adada yaşayan biri olarak gece 22:00, 23:00, 00:00 gibi geç saatlerde sokakta ailemi beklediğim çok olmuştur fakat ilk defa kendimi bu kadar huzursuz ve güvensiz hissettim Daha sabah gözümüzü açar açmaz bir cinayet haberi ile uyandık. Peki sözüm siz yönetenlere/yönetilenlere halen daha yabancılar için bir denetleme mekanizması oluşturmayı düşünmüyor musunuz? Adada günden güne artan çeteleşmenin farkında değil misiniz? Bu ülkeye giren/çıkan insanları nasıl denetlemeyi düşünüyorsunuz? Başımdan geçen bu olayın sonu daha farklı bitseydi nasıl bir hesap verecektiniz? Ne zaman ki insanların umutları ve çareleri tükenir işte tam o noktada insanlar suça yönelir bence, ve bizim insanların umutlarını tüketmek yerine onlara umut olmamız gerekir. Tepkimin ırkçılık yapmışım gibi algılanmasını istemem sadece söylemeye çalıştığım bu insanlar bizim ülkemizde üniversitelere yazılıyorlar ve bir çoğunun okullarda kaydı olmasına rağmen yıl boyunca okula gitmiyorlar. Peki o halde bu insanlar bir yıl boyunca hangi şartlarda bu adada kalıyorlar? Eğer işçiyseler hangi şartlar altında işletiliyorlar? Bunların hepsi bugün konuşup kontrolü elimize almamız gereken konular aksi takdirde ilerde gerçekten çok üzücü durumlar ile karşı karşıya olacağız.

Daha Fazla Haber