Gazeteci Hasan Hastürer, Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen “Türk’ün Ebedi Davası Kıbrıs” konferansında Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Annan Planı’na “evet” diyen Kıbrıslı Türklere yönelik “ahmak ve hain” imasında bulunmasına sert tepki gösterdi.
Hastürer, konferans sırasında yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Avrasya Stratejik Araştırmalar Platformu ve Vakfı iş birliğinde düzenlenen “Türk’ün Ebedi Davası Kıbrıs” başlıklı konferansı vardı.
Prof. Dr. Ortaylı, sunumunu sohbet formatında yaptı. Ortaylı, konuşmasının sonuna doğru, sözü 2004 Annan Planına getirip, Annan Planına evet diyenleri hıyanetle suçlayıp, “bu hıyanetin de arkasında çok zeka yok” dedi.
Kabaca, ahmak ve hain dedi. Kime? Yüzde 65 evet diyen Kıbrıslı Türklere. Bu nitelemeyi duyduğum an, kendi kendime, “Hasan, bu sözlere tepkini koymadan bu salondan ayrılırsan yuh olsun sana” dedim.
Konuşması bittiği zaman, soru hakkı verilmesini bekledim. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın plaket takdimi ile söz hakkı olmayacağını anlayınca arka sıralardan ayağa kalkıp, sesimi yükselterek birkaç söz söylemek istediğimi belirtip, izin beklemeden devam edip şunları söyledim.
“Sayın Hocamı dikkatle dinledim. Çok dikkatle dinledim. Kıbrıs Türkü, bu adada, neyi ne zaman yapabileceğimizi bildiğimiz için, buralara geldik, bir. Annan Planına Anavatan Türkiye ile birlikte yüzde 65 Kıbrıs Türkü evet dedi. Yüzde 65 Kıbrıs Türkü, ahmak ve hain olamaz. Teşekkür ederim.”
***
Söylediklerim, kelimesi kelimesini sizle paylaştıklarımdır.
Kıbrıslı Türküm. Atalarım 1571’de Anadolu’dan geldi.
1878’de ada İngilizlere geçerken atalarımızın ne olacağı neredeyse hiç düşünülmedi.
İngiliz döneminin tüm olumsuzluklarına rağmen, adadaki varlığımızı hem İslami, hem de ulusal değerlerimizle birlikte korumayı başardık.
Kıbrıslı Türklerin, kendine özgü, temiz bir İslamiyet ve ulusal değerlerini koruma anlayışı vardır.
***
Yarası olan gocunsun… Kimsenin haddine değildir, Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’ine ahmak ve hain demek. Yüzde birine bile denmesini kabul etmem, olası değildir.
Ortaylı Hoca’nın yerinde kim olsaydı, hiç ikilemsiz aynı tepkiye koyardım.
***
Bu tür söylemlerin Türkiye – KKTC ilişkilerine milim yararı yok. Tam tersi çok zararı vardır.
Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın konuşma tarzı bu olabilir. Tarzıdır diye susup, saygı mı gösterecektim?
Mümkün değil.
***
Salonda da söyledim.
Annan Planı’na o günün koşullarında Türkiye’deki AKP iktidarıyla, bir başka deyişle AKP’nin lideri, iki dönemdir Türkiye Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın aktif EVET desteğiyle birlikte, EVET dedik.
İlber Ortaylı dün çok ciddi bir yanlış beyanda bulunmuştur. Kimseden özür talebim olmaz, İlber Ortaylı’ya da Kıbrıslı Türklerden özür dile, demem. Ancak ilk fırsatta, bir düzeltme yaparsa memnun oluruz.
***
Biz Kıbrıslı Türkler, hassas insanlarız.
Kimseye yukarıdan bakmayız, kimsenin de bize yukarıdan bakmasını istemeyiz.
Kimsenin şamar oğlanı olmadık, bundan sonra da olmayız.
Kişilerin hatalı beyanlarından yola çıkıp, genellemeyle Türkiye’ye asla söz söylemeyiz.
Kendi içimizde, siyasi farklılıklarımız olabilir. Bu bizim zenginliğimizdir. Biz kendi farklıklarımızla yaşayabiliriz. Biz bize kırılsak da, barışmayı biliriz.
İlber Ortaylı bunu bilse, sanırım çok daha dikkatli olurdu.
***
Davranışımı sorguladım mı?
Asla sorgulamadım, asla pişman olmadım.
Susup, kalsaydım, kendimi asla affetmezdim.
Hayatta bazı sınavları var ki, o sınavlarda kalınırsa bütünlemesi yoktur. Dünkü (önceki günkü) ortam da öyleydi. Ortaylı’ya, tavrımı koydum. Bütünlemeye kalmadım…