“Fiili durumun uzaması ile AİHM’in adaleti değiştirmesi hukuken mümkün”

Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Aristotelis Konstantinidis, fiili durumun uzamasının KKTC’nin devletler tarafından tanınması “tehlikesini” yaratacağına dikkat çekti

Politis, Ada’daki fiili durumun uzaması ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bile adaleti değiştirmesinin hukuken mümkün olduğunu yazdı. Gazete, AİHM’in, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu iç yargı imkânı olarak tanımasını gündeme getiren Dimopulos kararını hatırlattı. 
Fiili durumun uzamasının adaleti mülklerin sahibi yerine kullanıcısı lehine değiştirip değiştiremeyeceğinin sorulduğu hukukçuların, olumlu cevap verdikleri ve başka tehlikelere de dikkat çektikleri belirtildi. Gazeteye göre, Uluslararası hukuk profesörü Kostas Paraskevas’ın “mesele çok kritik” diyerek AİHM’in, geçen zamanı, mülkiyet hakkını ve Rum göçmenlerin ellerindeki tapuları olumsuz etkilediği görüşünde olduğunu söyledi. Parakevas, AİHM’in Dimopulos kararında, bütün malların kullanıcıları veya hamilleri olabileceğini dikkate almadan bütün Rum göçmenlere verilmesine hükmedemeyeceğini söylediğini kaydetti.
Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Aristotelis Konstantinidis ise fiili durumun uzamasının KKTC’nin devletler tarafından tanınması “tehlikesini” yaratacağına dikkat çekti. Şu anda KKTC’nin Türkiye’ye dost birkaç ülke tarafından tanınmasının imkansız olmasa da zor olduğunu söyleyen Konstantinidis, AB ve uluslararası toplum tarafından göğüslenebilecek ciddi hukuki ve siyasi etkilerin tartılması gerektiğini kaydetti. Konstantinidiz, bu devletlerin tartıya, Türkiye’den çıkarları ile küçük devletlerden çıkarlarını koyacaklarını, zamanla uluslararası tepkinin zayıflayacağını, dünyada bunun net örnekleri bulunduğunu anlattı.
 “15-20 BİN KIBRISLI TÜRK KIBRIS CUMHURİYETİ’NE TAŞINIRSA DÜNYAYA NE DİYECEĞİZ?” 
Aynı gazete KKTC’nin önümüzdeki aylarda veya yıllarda bazı devletler (Azerbaycan, Türkmenistan,  Somali, vb) tarafından tanınması senaryosunun göz ardı edilmemesi gereken bir senaryo olduğunu kaydederek özetle şunları aktardı:
“Kıbrıs Rum siyasi elitinin bundan sonrasına hazır olmadığı aşikardır. Tanınmayla veya ilhakla coğrafik alanın dünyada 5-6 ülke tarafından tanınması veya daha kötüsü vatanımızın Yeşil Hat’tın kuzeyindeki yarısının fiili olarak bir çeşit Türkiye’nin bir ili olması ve bu gerçekte yaşamak istemeyen 15-20 bin Kıbrıslı Türkün de jure Kıbrıs Cumhuriyeti’ne taşınmış olması senaryosuna hazırlıklı mıyız? Yeni, benzeri görülmemiş bir çerçevede taksimi 1.5 tipi çözüm mantığına oturtacağız. O zaman dünyaya ne diyeceğiz? Kıbrıslı Türk vatandaşlar uluslararasında tanınmış Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değil mi diyeceğiz? Kamuya atanma veya Meclise seçilme hakları yok mu diyeceğiz?  Örneğin 5 Rum holigan ortak bir toplantıda 30 Kıbrıslı Türke saldırır ve 3’ünü öldürürse  Kıbrıs Cumhuriyeti bunu nasıl yönetecek?”


 
Daha Fazla Haber