TANINMA KONUSU

Abone Ol

KKTC’nin tüm sorunları tanınmamışlıktan kaynaklanmaktadır. BM, AB KKTC’nin tanınmasına karşı çıktığı için bugüne kadar tanınma konusu hep askıda kalmıştır. Ancak bilinen bir gerçek var. KKTC Devleti, kendi sınırları içerisinde, hükümeti, siyasi partileri, Meclisi ve ordusu ile tanınması gereken bir devlettir. BM ve AB gibi kuruluşlar KKTC’nin tanınmasına karşı çıkmışlar ve özellikle AB KKTC Devleti’ni hiçbir zaman tanımayacağını ilan etmiştir. Bu gelişme, KKTC Devleti’nin hiçbir zaman tanınmayacağı anlamına gelmez. KKTC’nin tanınmasına “yasak” koyan AB, hiçbir devlete KKTC’nin tanınması konusunda engel koyamaz. KKTC Devleti’nin, Türkiye’nin desteği ile resmi tanınma istemesi çok doğaldır. KKTC’nin kendisini tanımak isteyen ülkelerle sürekli temaslar başlatması ve bu tanınma görüşmelerini sürdürmesi büyük önem taşır. KKTC’nin bu temaslarına ne BM ne de AB engel olamaz.

Herhangi bir devlet, egemenlik haklarını kullanarak KKTC Devleti’ni tanıdığını ilan edebilir. Bir devlete tanınma hakkı verildiğinde ve o devlet tanındığında, bu kararı kimse değiştiremez. Hem zaten bağımsızlığını ilan eden bir devlet tanınma hakkına sahiptir. Bu hakkı onun elinden kimse alamaz. Hiç kuşkusuz, tanınma yolu KKTC’nin tanınmasına engel olmak isteyen güçlerle dolu. Gizli olduğu kadar açık ve net bir gerçek daha var. KKTC’nin tanınmasına engel koyanlar Kıbrıs adasında iki “toplumu” tekrar birleştirmek için KKTC’nin tanınmasını istememektedirler. Esas amaç, zavallı, “mağdur olmuş” Rum Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kıbrıs Türk “toplumunu” birleştirmektir. Oynanan oyun budur. Tüm bu oyunlara rağmen, KKTC Devleti’nin Türkiye’nin büyük desteği ile tanınması eninde sonunda gerçekleşecektir.