KKTC Devleti’nin resmen tanınma konusu gündemden hiçbir zaman düşmemesine rağmen, ciddi ve sonuç verici görüşmelerin ne zaman başlayacağı henüz bilinmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın, BM Genel Kurulunda birkaç kez “KKTC’yi Tanıyın” sözleriyle ağırlık kazanan bu konu, hiç kuşkusuz KKTC’nin tanınma konusunu güçlendiren bir gelişme. İyi ki Türkiye var… İyi ki Türkiye’nin tanınma konusundaki girişimleri sürecek. Rumların her konuda KKTC Devleti’ne ve KKTC Halkına karşı sürdürdüğü düşmanca politikaların sonu yok. Her konuda KKTC Devletine ve Halkına karşı sürdürülen Rum politikaları ve saldırıları devam edecek. Bu durumda Rumlarla herhangi bir görüşme yapmanın anlamı yok…
Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi Başkanı, Macaristan’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı gayri resmi zirvesinde KKTC’nin ismen anılmasının KKTC’yi fiziki tanınırlık sürecine katkı sunmakta olduğunu belirtti. Tabii ki, esas tanınma girişimi KKTC’yi tanıyabilecek devletler ile ikili görüşmeler başlatmasıyla gündeme gelecek. Yalnız unutulmamalı ki, BM, AB ve genel olarak uluslararası toplum içindeki devletlerin çoğu, hep Rum politikalarını ve federasyon çözümünü desteklemektedir. Bu zorluğu aşmak tanınma politikasını güçlü bir biçimde yaymakla gerçekleşecektir. KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’ın Gambia Devleti ile başlattığı görüşmeler önemli. Bindiği dalı kesen Rumlar federasyonu tam anlamıyla tarihe gömdüklerini hala anlayamamışlar. Rum ne yaparsa yapsın, kökleşmiş iki devlet ile çıkış yolu iki devletli çözümdür…