SOSYAL KONUT PROJESİ GENÇLERE UMUTTUR

Abone Ol

Yeni evlenen veya evlenecek olan gençlerin en büyük idealleri bir ev sahibi olmaktır. Ev sahibi olamak için hali vakti yerinde ailelerin katkıları ile evlatlarını bir ev sahibi yapmak en önemli özveriydi, bundan on onbeş yıl kadar önce. Ekonominin trendinin yükselişi, ailelerin kendi evlatların evlenirken bir ev almasını engelledi. O bakımdan yeni evlenecek gençler için gerçekten bir umuttur sosyal konutlar.

KKTC’nin ilk sosyal konutları eski İskan Bakanı ve eski Başbakan Hakkı Atun’la eski müsteşar ve diplomat Ayer Kaşif zamanında yapımına başlatılmıştı. Bu birimin başına da yüksek mimar mühendis Aram Ilgar getirilmişti. Yüzlerce genci ev sahibi yapmıştı bu proje. Sadece Lefkoşa’da değil, diğer kazalarda da sosyal konutlar yapılmıştır.

Son kitabımın adı “İskan ve Göçmen Anılarım”dır. Bütün veriler o kitapta yer almaktadır. Özellikle araştırmacılar için çok önemli bir kaynaktır diye düşünüyorum.

Esasında İngiliz zamanında başlatılan bir projedir Sosyal Konut Projesi. İlk sosyal konutlar, Standart Evleri, Belediye Evleri ve Başbakanlık yolundaki Hükümet Evleri olarak bilinir. Olaylar nedeniyle büyük bir konut ve göçmen krizine maruz kalan Türkler, bu kez Göçmen Evlerini yapmışlardır.

Yeniden Harekat sonrasındaki sosyal konutlara dönecek olursak, o zaman yapılmış olan sosyal konutların bulunduğu bölgeler artık “Sosyal Konutlar Bölgesi” olarak tanımlanır.

Aradan ne kadar uzun bir zaman geçti bilemiyorum. Belki yirmi yıl kadar bir zaman. Nedense o projeye bir süre ara verildi. Şimdi tekrar Sosyal Konut Projesi hayata geçirildi.

Ünal Üstel’in Ankara’da Cumhurbaşkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yapmış olduğu çalışma ve gerekli finans sağlanınca Sosyal Konut Projesi yeniden hayat buldu. Başbakan Ünal Üstel gençlerin konut sahibi olmasını hedeflediklerini şu sözlerle anlatır:

“Hedefimiz her gencimizin konut sahibi olmasıdır. Bu proje, KKTC’deki ev sorununu çözme amacını taşıyor. Anayasa’nın eşitlik ilkesine bağlı kalarak, sosyal konut hak sahiplerini ise herkesin huzurunda kurayla belileyek yürütüyruz. Hükümet etmek, sorunları tribünlerden seyretmek değildir.”

Geçmişte kurayla ev dağıtımı gerçekten ayrımcılık olmaksızın yapılmış ve yine yapılmaktadır. İnsanların parti rengine bakmaksızın sosyal konutları dağıtmak, gerçekten adil ve eşitlik ilkesiyle örtüşüyor.

Anladığım kadarı ile bu ikinci sosyal konut projesine Güzelyurt’tan başlanmış oluyor. Bostancı’dan çıkıp Lefke’ye doğru yol aldığınızda sol tarafınızda o zamanın sosyal konutlarını görürsünüz. Naçizane o dönemde ben de Güzelyurt’ta İskan Şube Müdürü idim. Artam Ilgar beni aramış ve kendisine o bölgede yapılacak sosyal konutlar için yer belirlememi rica etmişti. İşte şu anda mevcut olan sosyal konutların arazisini bizzat kendimin belirlediği arazidir. Şimdi yine Güzelyurttan başlıyorlar işe. İyi de olmuş. Çünkü o bölgedeki gençer, tümden göçmen çocukları veya göçmen torunlarıdır.

Sosyal Konut Projesi hayat bulunca yine diğer projelerde olduğu gibi Rumların paçaları tutuştu.

Güneyde yayılanan Fileleftheros gazetesinde şöyle bir haber vardı.

“Sosyal Çehreli Yeni Atilla-işgal Bölgesinde Binlerce Yeni Konut İnşaatı Planları. KKTC’deki ev sorununu çözme amacı taşıyor gibi görünse de, bu evlerin, daha önce toprak ve mülkiyet konusuna dahil olan bölgelerde inşa edileceklerinden hedefin, toprak ve mülkiyet konusunu öldürmektir.”

N tuhf bir durum. Pasta gibi bölünmüş Kıbrıs’ın artık kuzeyi Türklerin, güneyi de Rumlarındır. Rumlar şunu anlamalıdırlar. KKTC bir bütün olarak günün ve şartların gereklerine uyarak yatırımlar yapıyor. Neresi olursa olsun. Topraksız vatan olamayacağına göre, KKTC’nin bütün bölgeleri Türklerin yatırım mekanlarıdır. Şu da bilinmelidir ki, Kıbrıs sorunu uzadıkça, kuzeyde çağdaş ve daha da modern kentler oluşacak ve halkınn refah seviyesi yükseltilecektir. Türklerin geleceklerini yapılandırmak için Rumların keyfinin olmasını mı beklemek durumundadır? Böyle bir şey söz konusu değil.

Ve şu da bilinmelidir ki, toprak konusu ancak masada çözümlenecek bir konudur. Rumlar isterlerse bizim her söylediğimiz hayır demeye, izolasyon uygulamaya devam etsinler. Zaman gösterecektir ki kazanan Türkler, kaybeden de Rumlar olacaktır.

İyi takip etsinler. Çok yakında yeni projeler ve deniz altından kabloyla elektriğimiz gelecek ve mutluluğumuz ikiye katlanacak.

Kısacası Anavatan olmasaydı, bizler de Girit Türkleri gibi çoktan mezarlara gömülüp yok olacaktık. Sağ olsun Anavatan. Rumların da ifade ettikleri gibi, Sosyal Konut Projesini Anavatan Türkiye finanse ediyor. Başka diyeceğimiz yok. Sadece yolumuza devam ediyoruz.