SOSYAL HAYATTA KÖTÜ BİR PATLAMA
Normal olmayan ne?
Elbette ki boşanmalarda olan artışlar. Mahkeme statistiklerinin verilerine göre, 2022 yılı içerisinde 1247 evlilik yapılmasına rağmen, 945 de ayrılma oldu. Yani boşanmalar hızla artıyor.
Hayat her zaman tozpembe olmaz. İlk aşklar öyle başlar, sonra çiftler arasında uyumsuzluklar başlar. Çoluk çocuk olunca da masraflar artar, eve düşen para, aile hayatını etkiler olur.
Sadece bu değildir ayrılmaya neden olan.
Gerek kadın olsun, gerekse erkek, evlilik dışı ilişkiler ortaya çıkınca bütün hayaller ve bütün duygular biter.
Şayet bir kadın kocasına ihanet etmişse ve koca bu ahlak dışı ilişkiye göz yumuyorsa, ahlaksızlığın boyutu ve rengi değişir. Lakin genellikle erkeklerin hovardalıklarıdır yuvaların yıkılmasına neden olan. Kadınların gizli ilişkileri olunca genellikle onlar da ayrılmanın yolunu arayıp soluğu mahkeme kapılarında alırlar.
Normal bir evliliğin çatırdamasında ikinci neden ekonomik açmazlardır.
Tek motorlu bir eve düşen para belli. Aile nüfusu da artınca ve eve düşen para yeterli olmayınca, sorunlar başlar.
Kadın çalışmadığı için de daha bir sorun oluyor. Bazı baskın erkekler tuttururlar. “Ben eşimi çalıştırmam. Ben hayatımı karı parasıyla sürdüremem” derler de tek maaşa rağmen, sofradan da erkeğin rakısı eksik olmaz. Sigaraysa gırla.
Çocukların günlük ihtiyaçları, okul masrafları artınca da, sorun bütün aileye yansır. Haliyle şiddetli geçimsizlik kendini gösterir.
Yani çiftler ayrılınca başları göğe mi değecek?
Sorunlar şekil değiştirecek ama hiç bitmeyecek.
Çiftlerin ayrılmalarında en büyük acıyı çocuklar çeker. Hele çiftler ikinci bir evlilik yapınca, çocuklar tam sudan çıkmış balığa dönerler.
Çocukların önlerindeki resim, ayrılmış çiftlerin kendi yeni hayatlarını sürdürme istekleri ve çocukların dışlanmalarıdır. Çocuklar anneye gitse, üvey baba istemeyecek, babaya gitseler üvey ana istemeyecek onları.
Bu durum esasında sosyal bir sorundur.
Anne baba tarafından istenmeyen çocukların tek gidecekleri yer, çocuk yuvalarıdır. Gerek devletin, gerekse özelin yuvaları. Bereket versin ki o yuvalar da vardır.
Bizde devletin çeşitli yaştaki çocuklara hitab eden ve çalışan çocuk yuvaları vardır. SOS Çocuk köyü de onlardan biridir. Uzun zaman memuriyet hayatımda çocuk yuvaları ile ilgilendiğim için onların durumlarını, çocukların psikolojilerini çok iyi biliyorum. Bu yuvalardaki görevliler, kompetan ve çocuk psikolojisini anlayan insanlardır.
O terkedilen çocuklar bir kadını gördüklerinde o kadına hep anne gözüyle bakarlar. Veya bir baba gördüklerinde “Keşke bu adam benim babam olsaydı” derler. Yani hep arayış içinde olurlar.
Türkiye’de bu durumlar çoktur. Bir de kadına olan şiddet artınca, evlilik çekilmez olur.
Türkiye’de evini terkedip koca dayağından bezen kadının evine dönememesi veya mahkemeye ayrılma davası dosyalaması, evin erkeğini çileden çıkarıyor. Kadın evine dönmemekte direnince de, kurşunu beynine yiyor.
Ne kadar kolaymış bir erkeğin ayrıldığı karısını öldürmesi?
Bazen düşünüyorum şu tabanca meselesini... Ne kadar kolaymış Türkiye’de tabanca edinmek? Çok şükür bize pek yoktur bu sorun. Daha doğrusu kimse izinsiz ateşli silah taşıyamaz. Bu da bize İngiliz kanunlarından kaldı.
Lakin Harekat sonrasında kaçak silah taşıyan Türkiyeli göçmenlerden pek çok var. Karma bir hayatın ve karma bir kültürün getirdiği bir olaydır tabanca taşımak. Yine de polis işi sıkı tutuyor. Silah taşıyan hakkında dava okuyor.
Yine çocuklara dönelim... Ayrılmış çiftlerin çocukları genellikle okulda başarısız olurlar. Niçin? Aile bütünlüğü olmadığı ve psikolojik sorunlar yaşadıkları için. Aralarda çok güçlü iradeye sahip bazı çocuklar çıkıyor başarı için. Ama bunların sayıları çok az.
Bu durumdaki çocuklar ya çok başarılı olurlar, ya da toplumda eriyip giderler.
Ayrılmaya karar veren çiftler bu kararlarını yeniden gözden geçirmelidirler. Aile planlamasını yapmayanlar zor günler yaşasalar da, “bu zor günler geçecek” diyerek zorlukları atlatmaya çalışmalıdırlar. Bu zorlukları aşmak için ayrılma noktasına gelen çiftlerin kaçı çaba sarf eder?
2023 sonunda statistikler bize neyi verecek, ayrılmalar üzerine? Belki gelecek yılki statistikler daha düşük olacak. Veya daha yüksek. Bilemeyiz. Hayat pahalılaştıktan sonra o rakamların gelen yıl daha yüksek olabileceğini düşünüyorum.
Kısacası... Birleşmek kolay da ayrılmak zor. Nikah günü çiftlerin birbirlerine yaptıkları yemini hatırlamaları lazım.
“İyi günde, kötü günde, hastalıkta iyilikte, varlıkta ve yoklukta beraber olacağız.”
Bimem ayrılma isteyen veya mahkemede olan çiftler bu yemini hatırladılar mı?