Sona doğru

Abone Ol

“Kıbrıs Sorunu” sona doğru mu gidiyor?... Bize göre hayır, sona doğru gitmiyor. Gelişmelere  bakıldığı zaman “Kıbrıs Sorunu” sürüncemede kalacak. Ancak Rumların kararlı politikaları gözden kaçmıyor. Rumların en başta gelen hedefi 35 yıllık KKTC Devleti’nin ortadan kalkması. Rumlar, BM’nin “Stratejik Anlaşma”, “taksit, taksit çözüm” önerileriyle birlikte  zaman içinde istedikleri “federal çözüme” ulaşacaklarından emin. Bu hedefe ulaşmak için bin bir türlü oyunla ve politik manevralarla hedeflerine doğru gidiyorlar güya... Rumların bu politikalarının gerçekci bir uzlaşı ile sona ulaşması olası değil. Ancak, kararlı bir politika ile yürüdükleri ortada.

Bize gelince: KKTC Devleti ve Hükümeti yıllardır devam eden  “iki tarafı” da memnun  edecek ve en başta Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını koruyacak bir çözüm için, iyi niyetle çalşmalarını sürdürmekte... Hatta bu çalışmaları için BM’den “takdir”  bile almakta. Peki, KKTC’nin iyi niyetli politikası “çözüm” getirir mi? Hayır getirmez. Neden mi? Söyleyeyim: KKTC’nin her türlü iyi niyetli politikasına karşı, Rumlar büyük engeller koyarak “Kıbrıs Sorunu”nun sürüncemede kalması için kararlı politikalarını sürdürmekte... Peki bu çıkmazdan kurtulmak için KKTC ne yapmalı?

KKTC Devleti ve Hükümeti yeni bir politikaya yönelebilir mi? Artık  ne BM’nin ne de hiçbir Devletin, kısacası uluslararası toplumun hiç mi hiç umurunda olmayan “Kıbrıs Sorunu”na “kalıcı” bir çözüm bulmak için KKTC yeni bir politika ile bu “illet”ten kurtulabilir mi? Rumların uzlaşmaz politikalarına karşı, 35 yıllık KKTC Devleti egemenlik haklarını kullanarak tanınma isteyebilir mi? Bu tanınma isteminin kabul görmeyeceğini iddia edenler, KKTC Devletine böylesine bir girişimin yeni bir statü kazandıracağının farkında olabildiler mi acaba? Bu yeni statü, tanınma isteyip de tanınmayan bir devlet statüsüdür. Bu da bugünkü durumun bir üst seviyesidir.

İki eski BM Genel Sekreterinin son iki yıl içinde yaptıkları “Kıbrıs adasında iki devleti çözümden başka çözüm olmaz.” açıklamaları hiç kuşkusuz çok değerli... Ancak, KKTC Devleti ve Meclisi bir tanınma Meclis kararı çıkarmazsa, bu açıklamalar unutulur gider. Yani, KKTC Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük desteği ile KKTC’den çıkacak bu tanınma istemini gerçekleştirebilir mi? Uluslararası Hukukun KKTC  Devletine tanıdığı egemenlik haklarını kullanmamız  gerçekleşebilir mi?  Bu soruları yanıtlarken, KKTC Devleti ve halkının, Türkiye’den aldığı büyük desteklere rağmen, tanınmamışlıktan  dolayı sorunlar yaşadığını da teslim etmek gerekmez mi? Bir anlaşma gerçekleştiği takdirde 35 yıllık bağımsız, egemen Devleti’nin ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı olasılığı düşünülmüyor mu? Bir “federal çözümün” tüm adayı tanınmış Rum Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliği altına sokacağı düşünülmüyor mu?.. Kararlı politika üretebilirsek sonuca gidebiliriz.