LİDERİMİZ DR. FAZIL KÜÇÜK’Ü ÖLÜMÜNÜN 38. YIL DÖNÜMÜNDE SAYGI İLE ANIYORUZ (2)
Liderimiz Dr. Fazıl Küçük; Kıbrıs’ta Türk varlığının korunmasının, Kıbrıs Türk halkının egemen, özgür ve bağımsız bir halk olarak güvenlik içinde yaşamasının tek yolunun Anavatanımız Türkiye’nin ada üzerindeki tarihsel ve coğrafi haklarının korunmasına bağlı olduğunu tespit ederek bu yöndeki mücadelesini yıllarca sürdürmüştür..
1 Eylül 1950’den itibaren Lefkoşa’daki Lise’mize İngiliz Müdür yerine Türkiye’den Kıbrıs Türk asıllı Çorum Lisesi Müdürü Yavuz Gonnolu’nun gelişiyle yeni bir dönem başlıyordu. O günde yükselen eğitim ve öğretim seviyesiyle birlikte Türk milliyetçiliği Kıbrıs Türk Halkı arasında büyük bir önem kazanıyordu.
1952 yılında “Kıbrıs Türk’ü Atatürk İlkelerine bağlıdır ve onun akidelerine sonuna kadar bağlı kalacaktır” diyen Liderimiz Dr. Fazıl Küçük: “Gayemiz, hür bir teba olarak bu ada üzerinde Türk milli kültür ve haysiyetiyle yaşamaktır. Bize her şeyi çok görenler, yaşamayı bile haram sayanlar artık anlamalıdırlar ki uyanan, şahlanan bir Türklük meydana çıkmıştır. Açık yolun yolcularıyız” diyordu.
30 Aralık 1953’te Müftülük seçimleri yapılır ve İngiliz Valisi tarafından da onaylanır. Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşlarının mücadelesi sonucu 15 Nisan 1956’da Evkaf , Kıbrıs Türk halkına devredilirken Evkaf binasına Türk bayrağı asılıyordu.
Yunan subayı E. Alb. Grivas’ın liderliğinde EOKA tedhiş örgütünün 1 Nisan 1955’te bombalarını patlatarak faaliyete geçmesinin hemen ardından Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği’ni kuran Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün, kısa bir süre sonra bu örgütü sessizce dağıtmasıyla birlikte Eylül 1955’te Volkan (Var Olmak Lazımsa Kan Akıtmamak Niye) Teşkilatını kuruyordu..
1955’te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Dışişleri Bakanları arasında yapılan üçlü Konferansı izlemek üzere, diğer iki delege arkadaşı ile birlikte Londra’ya giden liderimiz Dr. Fazıl Küçük; 4 Eylül 1955’te Londra’daki Kıbrıs Türkleri tarafından düzenlenen ve 5000 kişinin katıldığı Trafalgar Meydanı’ndaki büyük mitingte konuşma yapmıştı.
Anavatanımız Türkiye’den aldığı ilhamla Liderimiz Dr. Fazıl Küçük: “Ey Kıbrıs Türkü!.. En ulvi vazifen, ilim ocağımızın imdadına koşmaktır. Biliyorum, aşacağımız çok sarp ve çetin maniler vardır. Fakat unutma ki; bizim neslimiz, aşılmaz zannedilen yollarda yürüyerek gayesine varan bir millettir. Bu dava, memleket davasıdır, gençlik davasıdır. Bizi kurtaracak olan milli mücadeledir” diyordu.
“Anavatanımız Türkiye için hayati olduğu kadar şeref ve haysiyet meselesi olan Kıbrıs davası, Türkiye’siz hiçbir zaman halledilemez ve edilemeyecektir” diyen ve 1954’ten itibaren Rumların Enosis isteklerini tırmandırmalarına paralel olarak Liderimiz Dr. Fazıl Küçük mücadelesini hızlandırarak Ankara’ya peş peşe ziyaretlere başlamıştı.
Yine liderimiz Dr. Fazıl Küçük; Kıbrıs Türk halkının en zor günlerinde Türkiye’ye giderek 8 Haziran 1958’de Kıbrıs’a yönelik olarak İ.Ü Talebe Birliği tarafından organize edilen ve İstanbul Beyazıt Meydanında başlayan, “Ya Taksim Ya Ölüm” mitingine 300 bin kişi katılmıştı. Hemen sonrasında Türkiye genelinde Ankara, İzmir ve diğer bazı illerde yüksek bir katılımla gerçekleşen ve 6 Temmuz’a kadar devam eden diğer mitinglerde de yapmış olduğu konuşmada Taksim tezini ısrarla savunan, Muhtariyet ve diğer çözüm yollarına kapıları kapatan Dr. Küçük Anavatanımız Türkiye’de Kıbrıs Türk Halkının mücadelesine gördüğü olağanüstü destekten çok büyük bir mutluluk duyacaktı.
Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve varoluş mücadelesi verdiği zor yıllarda kutsal bir görev üstlenerek Kıbrıs Türk halkına öncülük etmiş, Kıbrıs Türk Halkının milli davasının Anavatanımız Türkiye’de benimsenmesi ile birlikte Kıbrıs Türk halkının tezinin dünyaya tanıtılmasında tarihi görüşme ve konferanslarda Kıbrıs Türk halkını şerefle temsil etmiştir.
Rum-Ortodoks Kilisesinin 15 Ocak 1950’de düzenlediği Enosis Plebisitinin ardından Makarios III’ün Başpiskopos olarak seçilmesinin sonrası ömrü boyunca “Kıbrıs Helen Adasıdır ve Bu Adada Türklere Yer Yoktur” diyecekti.
Atatürk İlke ve Devrimlerine yürekten bağlı olan Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşı Rauf R. Denktaş için dava; “Enosis’in gerçekleşmesini önleme davasıydı, Rum Ortodoks Kilisesinin çanlarında haykırılan ‘Enosis’ çığlıklarına ‘sus’ demek davasıydı”.
Rum-Yunan ikilisinin Enosis’i gerçekleştirme adına EOKA tedhiş örgütünün giriştiği silahlı saldırılara karşı; 1957’de kuruluş bildirileri dağıtılan ve bugün kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak kabul edilen Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşen Kıbrıs Türk halkı Rum-Yunan ikilisinin Enosis hedeflerine karşı hele bir dur denilecekti.
11 Şubat 1959 Zürih’te Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları arasında başlayan görüşme sürecinin ardından Londra’da yapılan Konferansta 19 Şubat 1959 Antlaşmalarını Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes, Yunanistan Başbakanı Konstantin Karamanlis, İngiltere Başbakanı Harold Macmillan, Kıbrıs Türk halkı adına Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rum Halkı adına Makarios’un imzalamasının ardından, 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile ilan Kıbrıs Cumhuriyeti ediliyordu. Anlaşmalara göre Cumhurbaşkanı Rum olurken, Cumhurbaşkanı Muavini Türk olacaktı. Bu gelişmelerin ardından Kıbrıs Türk halkı, 3 Aralık 1959’da rakipsiz olarak Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü Cumhurbaşkanı Muavini olarak seçti.
Ancak bu antlaşmaları Enosis’e sıçrama tahtası olarak gören Rum-Yunan ikilisinin gerçekleştirmiş oldukları 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılmasının ardından Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, oluşturulan Genel Komite’nin başkanlığını yaptı. 27 Aralık 1967 tarihinde kurulan Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi’nde tek aday olarak başkanlığa getirilen Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, 18 Şubat 1973 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavinliğinden ayrılarak yerini dava arkadaşı Rauf R. Denktaş’a bırakırken gazetesi Halkın Sesi’ni Kıbrıs Türk Halkının milli davasına bayrak yapmaya devam edecekti.
Rum liderliğinin Megali İdea hayallerine ve isteklerine karşı “Enosis hayaldir ve böyle kalacaktır, Kıbrıs Türk halkı hür ve bağımsız olarak yaşayacaktır” diyerek mücadeleyi başlatmasından yarım asrı aşkın bir süre sonra 15 Kasım 1983’te KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş, Meclis balkonundan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini on binlerce kişiye ilan ederken dava arkadaşları Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Osman Örek yanı başında on binleri aşan halkını selamlarken; verdiği son demecinde liderimiz Dr. Fazıl Küçük: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu görmenin mutluluğu içinde olduğunu ve hayata yeniden kavuştuğunu” vurguluyordu..
15 Ocak 1984 günü sabahı, Londra’da tedavi gördüğü hastanede henüz 78 yaşında iken hayata gözlerini yuman Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün naaşı, 23 Ocak 1984’te Lefkoşa yakınlarındaki Hamitköy’de yer alan ve o güne kadar Mumcu Tepesi olarak bilinen yere gömüldü. “Anıt Mezar”ın yer aldığı bu tepeye o günden sonra ‘Anıt Tepe’ adı verilecekti.
Sonuç olarak; ömrünü Kıbrıs Türk Halkının varoluş mücadelesine ve hürriyetine adayan, Ulu Önder Atatürk’ün mazlum milletlere ışık tutan mücadelesini örnek alan, en büyük özelliği Atatürk İlke ve devrimlerine bağlılığı olan, mütevazi ve efsane Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü ölümünün 38. Yıl dönümünde minnet ve şükranla ve de rahmetle anıyoruz. Varoluş ve özgürlük mücadelemizin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı ve dava arkadaşlarını samimiyetle anıyorsak bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamak asli görevimiz olmalıdır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…