Eski günleri hatırlayacaksınız. Annan Planı dönemlerini... Bu dönemin en büyük aktristi, AB’nin Ankara Büyükelçisi Karen Fogg’tu. Karen Fogg referandumda her iki taraftan da “EVET” çıkması için herşeyini ortaya koymuştu.
Karen Fogg Ankara’da yapığı genişletilmiş bir basın toplantısında şöyle demiş ve kendine yakın bazı Türk ve Rum gazetecileri maddi yönden besleyerek şöyle demişti:
“Denktaş’ın siyasi hayatı bitmeli ve Kıbrıs sorununun çözümüne yeni bir siyasetçi getirilmelidir.”
Bütün hayatını Kıbrıs Türkü’nün özgürlük ve var oluşuna adayan koca Denktaş bu davayı bitiremedi ama Kıbrıs Türkü’ne bir vatan yarattı.
Denktaş’a karşı olanlar; “Kıbrıs sorununda en büyük engel Denktaş’tır. O gitmeden Kıbrıs meselesi çözülmez” diyorlardı. Ne oldu? Denktaş gitti ama ne Talat, ne de Akıncı bitirebildi. Çünkü karşılarındaki düşman, hiç değişmeyen düşmandı. Bunu onlar da anladılar.
Annan Planı’na destek niteliğinde muazzam bir miting yapılmıştı, ABD, İngiltere ve AB destekli bir miting. Bütün hisarlar ve evlerin damlar insan dolmuştu. Özellikle CTP ve TKP’nin organizesi ile yapılan bu miting nerdeyse bütün halkımızı Kıbrıs sorununun çözüleceğine inandırmıştı.
O günlerde muhlif gazetelerde yine sol ve sosyal demokratların, hatta Mehmet Ali Talat’ın beyanatları yer alıyordu. Bu meyanda Rum basınında da Türk tarafında yapılan o mitinge AKEL ve Türklerin karşısında olan Rum parti temsilcileri de katılmışlardı. Yani dost görünen düşmanlardan.
O günlerde Denktaş Bey’e uğradığımda bana aynen şöyle demişti:
“Maksatları beni ortadan kaldırmak ve Rumlara altın tepside bütün Kıbrıs’ı hediye etmek. Lakin bunu başaramayacaklar. Onlar sanırlar mı ki olası bir referandumda Rumlar bu plana evet diyecekler? İstedikleri kadar beni bitirmek için uğraş versinler, son nefesime kadar onlarla mücadelemi sürdüreceğim. Herkes de bunu böyle bilsin. Yeter ki halkım bu plana ‘Hayır’ desin. Herhalde hakkımda yazılan yazıları okuyorsunuz.”
Denktaş o günlerde hiç durmadı. Köy köy dolaşarak halkını Hayır demeye zorladı. Lakin referadumda Türklerden “EVET” Rumlardan da “HAYIR” çıkmıştı.
Referandumdan sonra Denktaş şöyle demişti:
“Allah razı olsun Rumlardan, bu plana “HAYIR” dedikleri için.”
Bakınız o günlerde basında yer alan bu ifadeye...
2002 tarihli Aralık tarihli Rum basınında yer alan gerek o zamanki Rum Dışişleri bakanı Kasulidis’in, gerekse KİSOS Partisi Başkanı Omiru’nun şu sözlerine. Bu sözler de birleşik Kıbrıs ve federasyon diyenlerin kulağına küpe olsun. Çünkü birleşmek isteyen beyler hala Rumlar tarafından kullanıldıklarının farkında değiller.
İşte o sözler.
“Türk tarafında yapılan gösterilerin bizim açımızdan büyük bir önemi vardır. Bu gösterilerden büyük bir memnuniyet duymaktayız. Türklere yönelik hareketlerimizi Mustafa Akıncı ile Kutlay Erk’in ikazları ve uyarılarına göre belirliyoruz.”
Yani düşmanımın düşmanı benim dostumdur misali.
Haydi bakalım federasyon hayalleri kuran beyler, görelim sizi.