HRİSTODULİDİS NEDEN 21 ARALIK OLAYLARINI ÇARPITIYOR

Abone Ol

Rum toplumu lideri Hristodulidis 21 Aralık 1963 olaylarından övgü ile bahsetti. Tuhaf bir durum var. İnsan kendi suçunu veya bizzat kendisi yüzünden acılar yaşayan bir halka kabul edilmez katliamlar yapan terör örgütü EOKA’dan övgü ile söz eder mi?

Benim bu durumu tuhaf olarak nitelendirmem, Hristodulidis’in 1973 doğumlu olduğunu hesaplarsak, onun olaylarda henüz doğmamış olmasından ve o günleri yaşayan ve oldu bitti yaratan kendi halkından edindiği bilgilere ancak reşit olduğu zaman bilgi sahibi olduğunu anlarız. Yani kulaktan dolma bilgilerle 21 Aralık 1963 olaylarını başlatan Rumların, Türkleri on bir yıl gettolara kapatan EOKA’cıların birer kahraman olduğundan övgü ile söz etmesi gerçekten tuhaf ve seviyesiz diplomasiyi kendi benliğinde toplamasıdır.

21 Aralık 1963 tarihi Kıbrıs Türkü için kara bir tarihin başlangıç tarihidir. Daha da açalım... Hatta Türkler o tarihi “Kanlı NOEL” olarak nitelendirirler.

O NOEL’de Rumlar çamlarını ve sokaklarını süsleyerek içkilerini yudumladılar ve buzukilerini çaldılar. Türk halkı ne yaptı? Karanlıklara kurşun sıktı. Belirsiz bir gelecek yolunda cephelerde savaştı. Rumların en mutlu zamanlarında Türkler battaniyelere sarılark göçmenlerine sahip çıktı. Küçükaymaklı’dan göçen insanlarımız sinema sandalyeleri üzerinde sabahladılar.

Türk ve Rum ortaklığı ile kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Türkleri fırlatıp atan Rumlar, kendilerince bir kahramanlık örneği göstermişlerdir. Ve şimdi onbir yıllık zamanın bedeli olarak federal sisteme dayalı bir çözüm öneriyorlar.

Rumlar için bu tarih çok mu önemli? Onu Kıbrıs Türkleri söylesin. Nitekim Bu tarih ve bir haftalık süreç, Türkler için Şehitler Haftası olarak anılıyor. Yani bu tarih bize geçmişi hatırlatarak, karşımızdaki düşmanın aynı ve değişmez düşman olduğunu söylüyor.

Lakin Hristodulidis bu günü şu sözlerle tanımladı. Sanki kahramanlık yapmışlar gibi.

“Modern tarihin önemli dönüm noktasıdır. Ada genelinde yapılan savaşlarda, halkımızın eşsiz cesareti ve kahramanlığı bir kez daha teyid edildi.”

Yani bu bir itiraftır. Korumasız ve savunması bir halka EOKA’nın ve sözde kahraman ilan ettiği halkının yaptıklarının bir utanç belgesidir. Bununla övünç duymak ayıptır. Utanç vericidir.

Haristodulidis’e yeniden hatırlatalım, bilgi dağarcığına eksik kalan bilgileri koyalım.

21 Aralık 1963 tarihinde, Rumların ilk silahları patladı. Küçükkaymaklı’yı cayır cayır yaktılar ve binlerce insanımız göçmen durumuna düştü. Akritas Planı’nın uygulanmasına geçtiklerinde bu kez Kumsal’a baskın düzenlediler ve banyo küvetinde bir anne ile üç yavrusunu kurşunlayarak katlettiler. O kış kıyametin içinde Kumsal’daki halkımızı toplayıp Cikko Manastırına kapattılar. Yaşlı ve hasta insanlarımızı ilaçsız bıraktılar. Artık EOKA vampir gibi Türk kanı içmeye karar vermişti. Ayvasıl, Şillura ve Yılmazköy’de seri katliamlar düzenleyerek insanlarımızı bir çukura koyarak, ellerini ve ayaklarını bağlayarak onları o çukurun içinde katlettiler. Aysozemono köyündeki Türkleri de o katliamlar zincirine eklediler.

Bunlar yalan mı? Tümü de gerçek. Hristodulidis buyursun kendisine Kumsal’daki katliamları anlatan Barbarlık Müzemizi gösterelim. Masum insanları nasıl öldürdüklerini anlatalım.

Ya sokaklardan toplanan masum Türklerin durumuna ne demeli? Bunları elbette Hristodulidis biliyor ama külahı da yere vurmuyor. Madem biliyor neden 21 Aralık 1963 olaylarını başlatan ve Cumhuriyetten Türkleri atan sözde kahraman halkının yaptıklarına sahip çıkıyor?

Bizce Hristodulidis’in bu sözleri bir itiraftır.

Harekat sonrasında eski Rum İçİşleri Bakanı Papapetrou şöyle bir açıklama yapmıştı.

“Biz Rumlar, Türklere çok acılar çektirdik. Onları onbir yıl gettolara kapattık ve insan haklarından mahrum bıraktık” demişti.

Buna benzer bir itirafı da eski Rum Dışişleri Bakanı Eratu Markulli de yapmıştı. Taşkent erkeklerinin EOKA ve Rum fanatikler tarafından öldürülmesini ve sıra sıra tabutları görünce hemen hemen Papapetrou’nunkine benzer sözler etmişti.

“Türklere çok acılar çektirdik. Pek çok Türkü oldürdük. Onlara bir özür borcumuz var” demişti Markulli.

Bir de Muratağa ve Sandallar Katliamı var.

Hristodulidis gerçekleri okuyarak ve görerek Kıbrıs sorununun neden sonlanmadığını anlamalıdır.

Rumların amacı, Kıbrıs Türklerini kendine yamalamaktır. Bir diğer deyişle Türkleri azınlık statüsüne sokarak bu işi bitirmektir.

Bazen kendimce 20 Temmuz 1974’ğ değerlendirdiğimde, “Allah Rumları şaşırtmış ki, 15 Temmuz 1974 tarihinde Makarios’a darbe düzenleyerek Türkiye’yi harekete geçirdi ve bize özgülüğümüzü verdi” derim.

Hristodulidis Nikos Sampson’un hatıralarını okudu mu? Okumamışsa okumasını salık veririz.

Nikos o hatıralarında Yunanistan’ı hain ilan ediyor. Hain ilan etmesinin sebebi, Türk askerinin garantilerden doğan bir hakla Kıbrıs’a opersayon düzenlemesine karşı Yunanistan’ın o durumda askeri harekata girişmemesidir.

Yunanistan’ın kıçı sıkar mıydı, Türkiye ile bir savaşa girişmek. Öyle bir savaşa girişseydi, Rumlar yarım Kıbrıs’ı da kaybedeceklerdi.

Yani Yunanistan göze alabilir miydi koskoca ve devleşen Türkiye’ye karşı harekete geçmeyi?

Daha ne diyelim ki...

Hristodulidis’e bir hatırlatma niteliğindeki bu yazımı ona atfediyorum kısaca.