Hadi sıra bizde!

Abone Ol

Seçimler ve siyasetin tantanası, dedikodusu olmasa adada yaşamanın tadı eksik kalırdı.

Müdahaleli olsa da bu pazar hepimizin yerine getirmesi gereken bir demokrasi ritüeli var.

Tüm olumsuzluklara rağmen iyimser bir gözle bakmak istenirse bulunduğumuz bölgeye ve geçmişimize baktığımızda bugünü yaşayabilmek yine de önemlidir.

Hangi görüşte olursak olalım, biraz gülümsemeyi ve seçim gününün keyfini çıkarmayı hepimiz hak ediyoruz.

Bu temenni seçmenler ile sınırlı değil adaylar için de geçerli. Bu siyaset oyununun devam etmesi için adaylara ihtiyaç var. Onların penceresinden seçmenin tanımına bakıp biraz gülümseyelim.

Politikacıya sormuşlar: “Kaç türlü seçmen vardır?”

Sıralamış:

Kimi seçmenler ekmek gibi, su gibidirler. Sen onları her gün ararsın.

Kimi seçmenler ilaç gibidirler. Sen onları gerekince ararsın.

Kimi seçmenler de hastalık gibidirler. Onlar arar bulur seni.

Propaganda sürecinde bunları görmedik mi?

Bunlar seçim öncesi seçmenleri.

***

Bir de seçim sonrası seçmenleri var.

Seçim sonucuna göre sonrasında ön plana çıkıp yorum yapacak olan seçmenlere ne demeli.

Gidip oy vermeyenler ve esas verilmesi gereken siyasi mesajın oy vermemek olduğunu iddia edenler var mesela.

Onlar sabırsızca tok satıcı misali ‘’ayni şeyi kim seçilirse yine uygulamak durumunda olduğu belliydi zaten’’ diyebilmek için can atıyorlar.

Daha önce oy verdiklerinden farklı birine oy verecek olanlar da var.

‘’Bu da ayni çıktı vay keşke oy vermez olaydım’’ endişesi taşıyorlar.

Bir de fanatik derecesinde bugün sandığa gidin, partinin çizgisindeki adaya çok da düşünmeden mühür vurun diyenler var.

Seçim sonrası aradıklarını bulmadıklarında hemen siyasetin iflas ettiğini söyleyecekler.

Bunları seçimin hemen ertesinden başlayarak bir sonraki seçime kadar duyacağımızı ve okuyacağımızı hepimiz biliyoruz.

Seçmen için seçim günü bir yerde kendine de ayna tuttuğu gündür. İçinden geçenler özele girer. Kıbrıs Türk seçmeni cesaretinin sınırlarını aklı ile çizmeye meyillidir.

İçinizden ne geçerse geçsin en güzel elbiselerinizi giyip eskilerin deyimi ile ‘’bayram yerine’’ gidermiş gibi gidip oyunuzu kullanın.

Bu fırsatı kaçırmayın, ‘’piknik ateşini’’ yakın ki yalnız sizler değil bizim gibi ada dışında olanlar da yarın farklı bir güne uyanalım.

Hadi sandıklara.

Sıra bizde.

Gitmezsek olmaz.

Unutmayalım ipotekli de olsa koçan bizdedir.