Dilek Orhan’dan anlamlı mesaj: “Doğayı bozdunuz, bari ahlakımızı daha fazla bozmayın”

Hayata ve insana dair yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken şair, yazar ve televizyon programcısı olan Dilek Orhan, bu kez “Size sırtımı dönmedim
denizi dinliyorum” başlığıyla yayımladığı yazısında hem anlattı, hem sordu.
 
“Beni, çöp ve atık kutusu olarak kullanmayı bırakın, şifamdan, bereketimden, bolluğumdan faydalanın” şeklinde mesaj veren Orhan, “Doğanın dengesini bozduğunuz yetmedi, bari ahlakımızı daha fazla bozmayın” ifadelerini kullandı.
 
 
Dilek Orhan’ın yazısı şöyle:
SİZE SIRTIMI DÖNMEDİM
DENİZİ DİNLİYORUM
Hem anlattı, hem sordu...
- Eski Mısırlı'ların beni tek başıma tedavi amaçlı kullandıklarını biliyor muydun?
- Yok, şimdi senden duydum.
- O zaman Hipokrat'ın beni yaraları iyileştirmekte kullandığını da bilmiyorsundur..
- Sahi mi?
- İçimde tam 84 element barındırıyorum. Ben olduğum gibi şifayım, bereketim, bolluğum. İçimde yaşayanlardan sağlıklı besleniyorsunuz. Kıyıma kurduğunuz tesislerden, üzerimde taşıdığınız ticari yüklerden, sizi uzak diyarlara taşıdığım yüzen otellerden dünyalar kadar para kazanıp, bolluk yaşıyorsunuz.
- Şifadan başladın, bolluğa geçtin, bana bunları niye anlatıyorsun? Sana bir yanlış mı yaptım?
- Yok, senden memnunum. Hakkımı vererek yüzüyorsun, o sırada gördüğün ufak tefek çöpleri avuçlarının aldığı kadar kıyıya taşıyorsun, giderken de verdiğim huzur için bana teşekkür ediyorsun.
- O zaman niye anlatıyorsun tüm bunları bana?
- Bilmiş bilmiş konuşma, senin karşında kaç milyar yıllık bir bilge var. Boşuna konuşmuyorum. Sana bunları iki şey için anlatıyorum, birincisi yakınımda olup, şifamdan haberi olmayanlar var. Haberdar et onları.
- İkincisi???
- Hani siz birine iyilik yapınca, onlardan gelen kötülük size ağır geliyor ya ben artık insanlığın bana yaptığı kötülüğü kaldıramıyorum.
Ne kadar çöpünüz, atığınız, pisliğiniz varsa bana atıyorsunuz. Suyumu zehirliyorsunuz. İçimde beslediklerimin neslini kurutuyorsunuz. Şifamı eksiltiyorsunuz.
Umutlarla, küçücük botlara doldurup, üst üste üzerimde taşıdığınız canları, sonra utanmadan "kıyıya vuran ceset" diye haber yapıyorsunuz. İçim yanıyor.
- İnsanlık adına özür dilerim. Şifan için, verdiğin huzur için, bolluğun, bereketin için tekrar tekrar teşekkür ederim.
- Sen beni bilirsin, ben ana kucağı gibi sakin olabildiğim gibi matadora koşan bir boğa gibi de azgın da olabilirim. Senin gibilere sözüm yok, ötekilere söyle, kızdırmasınlar, azdırmasınlar.
- Tek tek nasıl söyleyeyim? Yazayım bari.
- Yaz diye anlattım zaten.. Mevsimim başlıyor. Beni, çöp ve atık kutusu olarak kullanmayı bırakın, şifamdan, bereketimden, bolluğumdan faydalanın. Bu güne kadar yaptığınız şuursuzlukları yapmayın, beni matadoru koşan boğa gibi azdırmayın. Kurunun yanında, yaşı da yaktırmayın.
- Peki hepsini yazacağım ama niye tehdit ediyorsun?
- Sizden öğrendim. Çok alıştınız tehditle tertiplenmeye.. Doğanın dengesini bozduğunuz yetmedi, bari ahlakımızı daha fazla bozmayın!
 
Daha Fazla Haber