GÜNEY KIBRIS’TA RUM ÖĞRENCİLER, AKEL VE ELAM KKTC ALEYHİNE YÜRÜYÜŞ YAPAR VE KKTC BAYRAĞINI YAKARKEN
17 Kasım 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre, 15 Kasım günü Güney Kıbrıs’ta ırkçı Ulusal Halk Cephesi (ELAM), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39’ncu yıl dönümünde kınama etkinliği düzenledi.. Güney Kıbrıs’ta Lefkoşa’da toplanıp yürüyüşe geçen ELAM gençleri, Türkler aleyhine slogan atarak eylem yaptılar ve de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağını yaktılar.
Sloganlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne öfke kusan Gençlik Cephesi üyeleri yürüyüşte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağını yakarken, Rum polislerinin müdahale etmemesi dikkat çekti.
“Gururlu Yunan Gençliği” adı altında yürüyen Rum gençleri “ Bu topraklar Yunan’dır ve hiçbir Federal çözüme müsamaha gösterilmeyecektir” yazılı pankartlar taşıdı, sloganlar attı.“Kıbrıs’ta Yunan kanı akıyor, Türklere bir santimetre toprak vermeyeceğiz” sloganıyla Güney Lefkoşa’nın merkezi sokaklarında yürüyen ve ELAM üyesi Rum gençler, 1974’ün Türk işgali olduğunu iddia etti ve “barbarlığı unutmayın” mesajı verdi. Konu etkinlikler ELAM’ınweb sayfasında da yer aldı.
Gençlerin yaptığı yürüyüşün Ledra Palace kapısında , milli marşın okunmasıyla sona erdiği belirtilirken “sözde Yunan-Türk dostluğu ve sahte devletin ilanına sembolik yanıt olarak”, KKTC Bayrağının ateşe verildiği ifade edildi.
Keza, 15 Kasım günü Güney Kıbrıs’ta öğrenci örgütleri ile AKEL tarafından da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kınamak amacıyla eylemler yapıldı.17 Kasım günkü yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre Güney’de yayınlanan Haravgi gazetesi, öğrencilerin 15 Kasım günü saat 10.30’da “Mağusa Kapısı”nda toplandıklarını ve geçiş kapısına doğru yürüdüklerini ve burada BM yetkililerine KKTC’nin kuruluşunu kınama kararıyla ilgili belgeyi sunduklarını yazdı..
..Habere göre karar metninde , “Kıbrıs sorununun istila ve devam etmekte olan işgal sorunu olduğu ve Kıbrıs sorununa BM kararlarında belirtildiği gibi tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslararası temsiliyet çerçevesinde iki toplumlu ve iki bölgeli federasyon çözümü bulunmasının arzu edildiği” belirtildi..
..Karar metninde ayrıca, KKTC’nin kuruluşunun BM tarafından kınanmasına ve başka hiçbir ülke tarafından KKTC’nin tanınmamasına rağmen , “Türkiye’nin bu kabul edilemez, yasa dışı ve bölücü durumun devamında ısrarcı olduğu” kaydedilerek, Crans Montana’daki müzakerelerin ardından Kıbrıs sorununda yaşanan durağanlıkla birlikte , 1974 olaylarının açtığı yaraların hala kanadığı ifade edildi. Gazete, öğrencilerin Güney Lefkoşa’daki eyleminin yanı sıra, diğer ilçelerde de KKTC’nin kuruluşunu kınamak amacıyla eylemler yapıldığını yazdı..
Diğer yandan yine Güney Kıbrıs’ta Lefkoşa’da “OrfeaKapısı”ndaKomünist AKEL Partisi düzenlediği “Anti-İşgal” eyleminde konuşan AKEL Genel Sekreteri StefanosStefanu “Yarım Vatanlarını” anmak için orada olmadıklarını ve ülkeyi kimseye bağışlamayacaklarını söyledi. Vatanlarına asla ihanet etmeyeceklerini ve yeniden hayal kurabilmek için ellerinden geleni yapacaklarını kaydeden Stefanu, Türkiye’nin Crans Montana’da yaşanan çıkmazın ardından yeni oldu bittiler yaratmak için kışkırtmaya başladığını ve zamanında KKTC’nin de bu koşullarda ilan edildiğini söyledi.
Yine ayni günde Rum öğrenciler ve AKEL de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kınamak için yürüyüş düzenledi. Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Haravgi gazetesi öğrencilerin önceki sabah saat 10.30’da “Mağusa Kapısı”nda toplandıklarını ve geçiş kapısına doğru yürüdüklerini ve burada , BM yetkililerine KKTC’nin kuruluşunu kınama kararıyla ilgili belgeyi sunduklarını yazdı.
Habere göre karar metninde “Kıbrıs sorununun istila ve devam etmekte olan işgal sorunu olduğu ve Kıbrıs sorununa BM kararlarında belirtildiği gibi “Tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslararası temsiliyet çerçevesinde iki toplumlu ve iki bölgeli federasyon çözümü bulunmasının arzu edildiği” belirtildi..
..Karar metninde ayrıca, KKTC’nin kuruluşunun BM tarafından kınanmasına ve başka hiçbir ülke tarafından KKTC’nin tanınmamasına rağmen, “Türkiye’nin bu kabul edilemez , yasadışı ve bölücü durumunun devamında ısrarcı olduğu” kaydedilerek, Crans Montana’daki müzakerelerin ardından Kıbrıs sorununda yaşanan durağanlıkla birlikte, 1974 olaylarının açtığı yaraların hala kanadığı ifade edildi. Yine Haravgi gazetesi öğrencilerin Güney Kıbrıs’taki eyleminin yanı sıra, diğer ilçelerde de KKTC’nin kuruluşunu kınamak amacıyla eylemler yapıldığını yazdı.
Diğer yandan yerel basınımıza yansıyan açıklamasında GKRY Lideri Anastasiadis: “Türkiye ile Kıbrıs Türk liderliğinin uluslararası hukuk ilkeleri ile her türlü meşruiyeti ihlal ederek KKTC’nin kuruluşunu kınadığını belirtti. Anastasiadis ayrıca , KKTC’nin kuruluşunun uluslararası toplum ile BM Güvenlik Konseyi kararlarında da kınandığına işaret etti.
Haberde, Rum siyasi partilerle, ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Başkan adaylarının da KKTC’nin kuruluşunu kınayan açıklamalar yaptıkları ifade edildi. Gazetenin bir diğer haberinde de, Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanlığı tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun kınandığı belirtildi. Yine konu habere göre bakanlıktan yapılan açıklamada, Güney Kıbrıs’ın bugün, yeni bir tahrikler ve ihlaller silsilesiyle karşı karşıya bulunduğu kaydedilirken, Türkiye’nin müzakerelerin yapılmayışından faydalanarak, farklı uluslararası kuruluşlarda elde edilen statülerden yararlanarak , KKTC’ni yükseltmeye çabaladığı ifade edildi..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşunu kınayan GKRY Lideri Anastasiadis, Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliğinin uluslararası hukuk ilkeleri ile her türlü meşruiyeti ihlal ettiğini vurguladı..Habere göre Anastasidis, Rum tarafının Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararları ile AB ilkeleri zemininde işlevsel çözüm bulunması için gösterdiği çabalara devam etmekteki kararlılığını ve siyasi iradesini yeniden dile getirdi.
Güney Kıbrıs’taki gösterilerde “Türkler Kıbrıs’tan dışarı, Girne, Güzelyurt, Maraş bizimdir, geri döneceğiz” şeklinde atılan sloganlarınave KKTC bayraklarının yakılmasına çok sert tepki gösteren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar:
“Rum Yönetimi’nin organizesi ile her yıl olduğu gibi şimdi de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39’ncu kuruluş yıl dönümünde Güney Kıbrıs’ta düzenlenen gösterilerde Türk, KKTC ve Türkiye düşmanlığının doruğa tırmandığını bir kez daha gördük. Rum Yönetimi’nin Rum Eğitim Bakanlığı’nın teşvikiyle yollara dökülen Rum gençleri “Girne’ye döneceğiz, Güzelyurt, Maraş bizimdir, Kıbrıs Yunan’dır, Türkler Kıbrıs’tan dışarı sloganları atarken, KKTC bayrakları da yakılmıştır..
..Burada esas sorumlu olan Rum gençlerinin beyinlerini Türk düşmanlığı ile yıkayan, onları ırkçı, faşist ve Türk düşmanı olarak yetiştiren Rum Yönetimi ile Rum Ortodoks Kilisesidir.Başta AKEL, DİSİ ve DİKO olmak üzere Rum siyasi partilerinin yapmış oldukları açıklamalar da değişmeyen Rum zihniyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
..Şehit kanları ile çizilen bayraklarımız, halkımızın onuru ve şerefidir. Bayraklarımız bizlere şehitlerimizin emanetidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise 1878 yılından bu yana devam eden mücadelemiz sonrasında self-determinasyon hakkını kullanan halkımızın istenci ve iradesiyle kurulmuştur. Bayraklarımız ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kutsalımızdır, bunlara el uzatanlara gereken yanıt elbette verilecektir” Dedi.
Sonuç olarak; olası bir siyasi çözümle birlikte Rum-Yunan ikilisinin hedefi öncelikle Garanti Anlaşmalarının iptalini ve Türk askerinin adadan çıkmasını sağlamaktır. Kıbrıs Türk Halkını ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamaktır, Kıbrıs Türk Halkını Girit misali yok etmektir.
Kıbrıs Türk Halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini anavatanımız Türkiye’nin desteğinde yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..