CTP’nin dikkatini çekerim…

Abone Ol

Geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Akıncı taraftarı geçinen bir güruh, ki hangi taşı kaldırsak altından onlar çıkıyordu, sosyal medyada terbiyesizliğin, ahlaksızlığın, rezilliğin kitabını yazmıştı…

O kadar sapıtmışlar, o kadar zıvanadan çıkmışlardı ki kinlerinden, nefretlerinden gözleri hiçbir şeyi görmüyordu, adeta terbiyesizlikte birbirleriyle yarışıyorlardı…

Kendilerine hiçbir küfür, sataşma içermeyen bir soru sorulduğunda bile, akılcı bir zeminde karşılık verecek hiçbir argümanları olmadığı, ve keza bilgi ve fikir üretme açısından kapasiteleri de olmadığı için adeta zıvanadan çıkarak, ağızlarından köpükler saçarak saldırıyorlardı, bilgisi ve fikri olmayıp da köşeye sıkışmışlığın verdiği eziklik ve aşağılık kompleksiyle adeta çıldırıyorlardı…

Şimdi aynı rezilliği Tufan Erhürman taraftarı geçinen bir güruh yapıyor, ve ne yazık ki aralarındaki bazıları geçen seçimde terbiyesizliğin kitabını yazanların da ta kendileridir…

Son seçimde bu rezilliği gören seçmenin üçte biri sandığa gitmemiş, üçte biri Akıncı’yı, geriye kalan üçte biri de Tatar’ı desteklemiş, Tatar az farkla kazanmıştı, ancak her iki taraf da toplam seçmenin üçte ikisinden kırmızı kartı yemişti…

Şimdi tarih tekerrür ediyor ve sosyal medyada terbiyesizliğin kitabını yazanların bu tekerrürde büyük bir payı var…

Muhtemelen bunların aralarında sahte isimlerle açılmış hesaplar da var, sırf karşı tarafa saldırmak için yaratılmış hesaplar…

Zaten günümüzde yapay zekanın her şeye hükmettiği ve bazen de kontrol dışına çıktığı, kontrol bile edilemediği, kendi hükmünü kurguladığı bir teknolojide her şey mümkün!

Ancak çoğunluğu gerçek hesaplar, ismi cismi bilinen şahıslar.

CTP bu rezaleti bir kenara not etsin ve gereğini yapsın, ne insanlar ne de tarih böyle şeyleri unutmaz!

Gelelim Tufan Erhürman’ın söylemlerine…

Kıbrıs Türkünün Cumhurbaşkanı adayı olarak bugüne kadar çözüm vizyonu ile ilgili olarak altını doldurabildiği tek bir kelime etmedi, hep orta sahada top çevirmeyi tercih etti, laf ola torba dola, gün geçe stratejisi izledi…

Halen de aynı taktiği uyguluyor!!!...Neymiş efendim;

Kendisi seçilirseymiş artık kimse bir gönderiye “like” attı, yani gönderiyi beğendi diye saraydan aranıp hesap sorulmayacakmış; (Bu ülkede CTP de defalarca iktidara geldi, yeri geldi çıkarları gereği AKP ile rüyamızda görsek inanmayacağımız işbirliklerine girişti, yeri geldi muhalefetteyken faşizanlığı ve partizanlığı eleştirirken iktidara geldiğinde dikalasını misli misli yaptı, bu toplumun boş beleş laflara artık karnı tok!)

Sınır kapılarındaki kuyruklar ortadan kalkacakmış; (E, Rum tarafındaki ahbaplarınıza söyleyin, ellerinden gelen zorluğu çıkarmasınlar, bu zorluklara bizzat şahit olanlardan biri benim…Ha, bu zorluklar ve sorunlar Tufan Erhürman seçilirse ortadan nasıl kalkacakmış, orasını merak ettim, bir zahmet Erhürman sorunları nasıl ortadan kaldıracağını, bunu hangi sihirli değnek ve yöntemle yapacağını açıklasın! Sorunlar ortadan kalkacak demekle kalkmaz, kaldırılması için izlenecek yollar vardır, nedir bunlar, duyalım, görelim!!!)

Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı hakkı olup da vatandaşlık verilmeyen Kıbrıslı ana-babadan doğma çocukların hakkı aranacakmış; (E, bu sorun ta 2007’den beri devam ediyor, bugüne kadar CTP’nin, hatta ve hatta Talat’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde bile bu konuda tek bir girişim yaptığını duymadım, görmedim…Şimdi Tufan Erhürman hak arayacağım diyor, bunu muhalefet liderliği sürecinde de yapsa olurdu, ama yapmadı, hatta 15 aylık iktidar döneminde de yapabilirdi, ama yapılmadı, şimdi lafta hak arama nasıl olacakmış, merak ettim, hangi sihirli değnek kullanılacak???)

Kıbrıs Türkü artık dünyaya tanıtılacakmış; (E, Kıbrıs Türkünü zaten bütün dünya tanıyor, BM de tanıyor, tanımadıkları bizim devlettir…Yani, diyeceğim o ki, Tufan Erhürman softa şaşırtması yapacağına, nasıl bir devlet istediğini ve o devleti nasıl tanıtacağını açıklarsa, aklımızdaki soru işaretleri de giderilmiş olacak!)

Kıbrıs Türkünü Türkiye’den başkası tanımıyormuş; (Türkiye KKTC’yi hangi kararla tanımış, merak ettim bu arada, çünkü resmi bir karar yok, hiç olmadı, olmayacak da, sadece lafta tanıyor ve Tufan Erhürman bunu bilmiyormuş!!!...Gizli bir karar varsa ve bunu da biz bilmiyorsak, Tufan Erhürman hangi karar olduğunu bir zahmet açıklasın!!!);

Tatar döneminde bir tek müzakere masası bile kurulmamış;(E, Rumlar müzakere masası kurulmasına çok meraklıydı da Tatar kurmadı, öyle mi!!!... Tatar en azından başından beri bir duruş sergiledi ve o duruştan hiç sapmadı, yalpalamadı, bir kez daha zoraki bir evlilik istemiyoruz dedi, komşuluk ilişkileri içinde yan yana yaşayacak iki ayrı devlet dedi, bunun nesi yanlıştı???...DAHASI, ERHÜRMAN ÇÖZÜMSÜZLÜK SÜRECİNİN SORUMLULUĞUNU HEP TÜRK TARAFINA, YANİ RAKİBİNE YÜKLÜYOR, RUM TARAFINA İSE TEK KELİME BİLE ETMİYOR, KIBRIS TÜRKÜNE CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAN BİR ŞAHIS, HASBELKADER SEÇİLİRSE VE RUM TARAFI AYNI TALAT DÖNEMİNDE OLDUĞU GİBİ YAN ÇİZERSE, NE DİYECEK ACABA? SORUMLULUĞU RUM TARAFINA MI ATACAK, YOKSA KENDİ KENDİSİNE Mİ YÜKLEYECEK? KENDİ SÖYLEMİNE GÖRE, EĞER KENDİ DÖNEMİNDE DE BİR MÜZAKERE MASASI KURULAMAZSA, SORUMLUSU DOĞRUDAN KENDİSİ OLACAK…)

Çözümün olacağı güne kadar bir Kıbrıslı Rum çocuk hangi hakka sahipse, benim çocuklarım da o haklara sahip olacakmış; (Hani haklardan bahsediyor, anlaşılmış değildir, acep Kıbrıs Cumhuriyeti çocuklarının haklarından mı bahsediyor ve Kıbrıslı Türk çocukların da Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı yapılıp, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı çocukların haklarına sahip olacaklarını mı iddia ediyor???...TAMAMEN BOŞ LAFLAR, HEM DE BOMBOŞ…)

Okullarda anadili Türkçe olmayanların sayısı Türkçe olanları geçmiş; (E, CTP iktidarları döneminde gerekli tedbirleri alsaydınız da durum bu hale gelmeseydi, tutan mı vardı???...Evet, ülkede tam bir başıboşluk var, bacak kadar Kuzey Kıbrıs’ın içinde nerdeyse 150 milletten insan var ve dünyada bu durumda olan bir başka yer de yok!!!...Haliyle bu durum okullara, eğitim sistemine, sağlık sistemine, ulaşım sistemine ve güvenliğe de yansıyor ama ana muhalefet olarak sayın CTP’miz ne iktidarı döneminde buna bir çözüm buldu, ne de muhalefeti döneminde bir çözüm önerisi getirdi…TAMAMEN BOŞ LAFLAR, HEM DE BOMBOŞ…)

Türkiye’ye gidemeyenler, güneye geçemeyenler, dünyanın hiçbir yerine gidemeyenler varmış; (CTP ne iktidarı döneminde, ne de muhalefeti döneminde bu konuya hiçbir zaman gerektiği gibi eğilmedi, sadece siyasi malzeme olarak kullandı, halen de kullanmaya devam ediyor…TAMAMEN BOŞ LAFLAR, HEM DE BOMBOŞ…)

Vesaire vesaire…

Netice olarak, bir Cumhurbaşkanı adayının sırf göz boyama adına bütünlüklü çözümün bir parçası olabilecek ama genelde basit olan ayrıntılarla, hatta karşı tarafta iyi niyet olsaydı hiç ortaya bile çıkmayacak ayrıntılarla uğraşacağına, boş beleş laflar üreteceğine, sorunun esas özüne odaklanması beklenirdi…Ama olmadı, tam da beklediğim şey, lafla peynir gemisini yürütme çabası oldu…

Şimdi esas sorulara geleyim, Tufan Erhürman özellikle bunlara cevap versin, verebilirse tabi!!! Eğer verirse, bir Cumhurbaşkanı adayı olarak genel vizyonunun altı da dolmuş olacak…

Kafasında nasıl, hangi yetkilerle donatılmış bir devlet modeli vardır, siyasi eşitlik ve egemenlik konularında görüşü nedir, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

Çözümsüzlükte Rum tarafının sorumluluğu nedir, Türk tarafının (eğer varsa) nedir, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

Rum tarafı son yıllarda Kıbrıs Türküne karşı her türlü zorluğu çıkarırken, dahası, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturan uluslar arası yasalara aykırı olarak Rum tarafının taşını toprağını ağır silahlarla doldururken ve şu anda halen bu durum devam ederken, ne CTP ne de Tufan Erhürman bugüne kadar bu konuyla ilgili tek kelime etmiş değildir… Bu bağlamda, özellikle de Doğu Akdeniz coğrafyası darmadağın bir durumdayken, Tufan Erhürman’ın Kıbrıs Türküne yönelik güvenlik stratejisi ve vizyonu nedir, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

1967-1974 arası Rum tarafı silahlı gücünü, sayısı 5 binleri bulan Yunan Alayı da dahil olmak üzere, toplamda 50 binlere çıkarmıştı ve Kıbrıs Türkünü adanın her tarafında köşeye kıstırmıştı, 15 Temmuz darbesi sonrasında tam son hamleyi yapacakken TSK müdahale etmiş, planları aksamıştı, Kıbrıs iki bölgeye ayrılmış, taraflar arasında halen geçerli olan ateşkes devreye girmişti…Rum tarafı o gün bu gündür Türkiye’yi işgalle suçluyor, TSK’nın derhal adadan gitmesini istiyor… İki ayrı ve komşuluk ilişkileri içinde yaşayacak devleti savunan Tatar, aynı zamanda TSK’nın Kıbrıs Türkünün güvenliğinin temelini oluşturduğunu, doğu Akdeniz coğrafyasında yaşanan olaylara bakıldığında TSK’nın her şekilde adada kalmasını savunuyor… Tufan Erhürman’ın özellikle güvenlik konusundaki görüşü nedir, kafasında nasıl bir güvenlik çözümü var, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

Rum tarafı özellikle son yıllarda her türlü hak gasbı yaparken, Kıbrıslı Türklere elinden gelen zorlukları çıkarırken, ve son zamanlarda, özellikle de seçim dönemine girildiğinden beri iyice zıvanadan çıkmışken, Tufan Erhürman’ın “bu sorunları ben çözeceğim” söylemi dışında, Rum tarafının neden böyle davrandığına dair bir fikri var mı, bir eleştirisi var mı?...Varsa eğer, boş laflarla kendi hanesine artı yazmaya çalışacağına, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

Rum tarafı Amerika, Fransa, İsrail ve sair devletlerle, ve hatta Hindistan ile bile, Kıbrıs’ın güneyinde dehşetli bir askeri yapılanmaya girerken ve son zamanlarda iyice azıtmışken, CTP’nin ve Tufan Erhürman’ın bu konuda bugüne kadar tek bir laf ettiğini, olumlu ya da olumsuz bir eleştiri getirdiğini duymadık…Tufan Erhürman’ın bu konuda bir görüşü var mıdır, varsa nedir, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

CTP’nin ayak diremesi sayesinde, yıllardan beridir polisin beklediği ve ülkenin güvenliğini doğrudan ilgilendiren teknik takip yasaları, ki bu yasalar dünyanın her yerinde yürürlüktedir ve organize suçla mücadelede en önemli faktördür, tozlu raflarda beklemektedir… CTP niye bu yasalara karşı ısrarla ayak diremektedir, Kıbrıs Türkünün Cumhurbaşkanı adayı olarak Tufan Erhürman bu konuda ne düşünmektedir, noktasından virgülüne açıklamalıdır!

Son söz; bir cumhurbaşkanı adayı çocuk kandırır gibi konuşmamalı, boş beleş laflarla siyaset yapmamalı, en azından yaptığını zannetmemeli, bu ülkenin ve toplumun sorunlarına çözümleri nasıl getireceğini altını doldura doldura açıklamalıdır…

Tufan Erhürman “koltuğa oturana kadar orta sahada top çevireyim, milletin gazını alayım, ondan sonrası zaten “Tufan”” zihniyetiyle oy alabileceğini sanıyorsa, yanıldığını peşinen belirteyim…

Ha, kapıların arkasında AKP ile bir kez daha doğrudan veya dolaylı olarak bir anlaşma yapıldıysa, “Erhürman orta sahada top çevirsin, hamasi laflarla son güne kadar oyalansın, biz Tatar’ı destekler gibi yapalım, böylece Kıbrıs Türkünün AKP’ye karşı olan genel hoşnutsuzluğunu dolaylı tepki olarak Erhürman’a oy olarak yönlendirelim, Erhürman da koltuğa oturduktan sonra Kıbrıs’ta çözümü şipşak bir oldu-bittiye getirelim” beklentisi varsa, ki gidişata bakıldığında bu apaçık ortadadır, bu da ters tepecektir…

Seçime kişiselleştirilmiş bakış açısıyla bakıp da Tatar’a oy vermek istemeyenler bile, yukarıdaki paragrafta açıkladığım tuzağa düşmeyecek kadar akıllıdırlar…Kıbrıs Türkü AKP’den vazgeçer ama Türkiye’den vazgeçmez, ve yine Kıbrıs Türkü AKP’nin çıkarları uğruna Türkiye’den ve Kıbrıs’ta kendi milli benliğinden ve varlığından Avrupa Birliği uğruna filan vazgeçmez… Türkiye’de akepe gider, makepe gelir, iktidarların biri gider, öteki gelir, ama Türkiye ile Kıbrıs Türkünün bağı insanlık var oldukça kopmadan devam etmek mecburiyetindedir.

Dolayısıyla devşirme ve tepkisel oy beklentisi de işe yaramaz…

Bunu zaten çıkan anket sonuçlarından da anlamış olmanız gerekirdi…

CTP kendi özgül ağırlığından daha fazlasını şu ana kadar çıkaramadı, tıpkı Akıncı döneminde olduğu gibi, seçmenin üçte ikisi halen karşı tarafta duruyor…

Aslında kimse uyumuyor, herkes de her şeyin farkındadır…