BİRLEŞMİŞ MİLLETLER 77. GENEL KURULU VE ÖNEMİ
Ne yazık ki şimdilerde de Rum-Yunan ikilisi Enosis’e giden yolu açmak için ‘sözde’ Federasyon görüşmelerini yeniden başlatarak Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalamayı hedeflemektedirler.
Gelinen noktada Kıbrıs Türk Halkının ve anavatanımız Türkiye’nin hedefi bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve tanınmasını sağlamak olduğu çok açık ve nettir.
Nitekim, BM’nin 77’nci Genel Kurul görüşmeleri kapsamında 20.09.2022 tarihinde yapmış olduğu konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Uluslararası topluma Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıma çağrısında bulunmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 77. Genel Kurulunda gerçekleştirmiş olduğu konuşmasını “tarihi” olarak değerlendiren KKTC Meclis Başkanı sayın Zorlu Töre: “Anavatan Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kararlı duruşu sayesinde Kıbrıs Türk Halkının hak ve menfaatlerinin kapsamlı bir biçimde korunduğunu belirtti.
KKTC Cumhurbaşkanı Vekili ve KKTC Meclis Başkanı sayın Zorlu Töre: “Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kıbrıs Türk Halkının egemenlik haklarının tescil edilmesine vurgu yaparak, uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet edişini memnuniyetle karşılıyor, Anavatan Türkiye’nin kararlı duruşunu yürekten selamlıyoruz” dedi.
Anavatanımız Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kararlı duruşu sayesinde Kıbrıs Türk Halkının hak ve menfaatleri kapsamlı bir biçimde korunduğunu dile getiren KKTC Meclis Başkanı ve KKTC Cumhurbaşkanı Vekili sayın Zorlu Töre “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Anavatan Türkiye ile işbirliği içerisinde sarsılmaz bağlarını daha da güçlendirerek ilerlemektedir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce yine BM Genel Kurulu’ndaki bir konuşmasında ifade ettiği gibi ‘Dünya Beşten Büyüktür’ vurgusu yaptığına dikkat çeken sayın Zorlu Töre “Bugün Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak küresel anlamda artan saygınlığı bu ifadeyi doğrulamaktadır” şeklinde konuştu.
Yakın geçmişte yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre Rusya’dan KKTC’ne direkt uçuşların yapılacağı haberi yayıldı. GKRY Başkanı Nikos Anastasiadis, Rusya’dan Ercan Havaalanı’na direkt uçuşlar başlayacağı haberi üzerine , 77’nci BM Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile görüşme ayarladı. 21 Eylül Çarşamba günü öğleden sonra gerçekleşeceği açıklanan görüşme son anda, GKRY tarafından iptal edilmişti.
O gün Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Fileleftheros Gazetesi “Kıbrıs İçin Rus Ruleti.. Lavrovile görüşme iptal edildi” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne direkt uçuşlar konusunu görüştüğünü ısrarla söylerken Anastasiadis’in, AB’den ve ABD’den gelecek tepkiler nedeniyle Lavrov’la görüşmesini iptal ettiğine dikkat çekmişti.
Rusya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçiliği, Moskova’nın KKTC’nin 2 direk uçuş başlatacağına dair haberi yalanladı. Milliyet Gazetesinde önceki gün “İlk uçuş için hedef 15 Kasım” başlığıyla bir haber yayımladı. Rusya’nın ülke olarak tanımadığı KKTC’ye direkt uçuş başlatacağı iddiasının “Diplomatik Zafer” olarak nitelediği haberde özetle şu ifadelere yer verildi:
ABD’nin Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırmasının ardından Türkiye ve KKTC’den diplomatik bir atılım haberi geldi. Rusya’dan KKTC’ye doğrudan uçuşların başlayacağı , ilk uçuşun da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla yeni Ercan Havalimanı’nın 15 Kasım’daki açılışına yetiştirilmeye çalışıldığı öğrenildi.
Ancak haber Rusya tarafından yalanlandı. Sputnik Türkiye’nin aktardığına göre Rusya’nın Lefkoşa Büyükelçiliğinden Rus basınına yapılan açıklamada , Rusya’dan KKTC’ye direkt uçak seferleri başlatmaya yönelik görüşme yapılmadığı belirtildi.
Öte yanan Rusya’dan Kuzey Kıbrıs’a doğrudan uçuşlar başlayacağı konusundaki haberler, Rum basınında geniş yankı buldu. Rusya’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne doğrudan uçuşlar başlayacağı konusunda “Milliyet” gazetesinde yer alan haberin ardından yapılan açıklamalar, dünkü gazetelerinde geniş yer buldu.
Alithia Gazetesi “Türkiye Rusya’dan İşgal Bölgelerine Uçuşlar Yapılacağını İlan Etti-Putin’in Kıbrıs Sorunu Mesajı ve Doğrudan Uçuşla İlgili Haberler” başlıklı haberinde , söz konusu haberle ilgili olarak Lefkoşa Rum kesiminde büyük bir endişe varken, Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’inin ise Güney Kıbrıs’ın Rusya’daki yeni Büyükelçisi Kipros Yorgallis’in önünde, Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi kararları temelindeki çözümüyle ilgili tezde istikrarlı olduklarını söylediğini iletti..
..Gazete, Rum Radyo Televizyon Kurumu (RİK) Muhabiri Thanasis Avgerinos’a dayanarak, Putin’in , Rusya Federasyonu’nun , Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde bütünlüklü , adlı, ve sürdürülebilir çözümünden yana tavır takındığını vurguladığını iletti.
Gazeteye göre, Güney Kıbrıs’ın Rusya’daki yeni Büyükelçisi Yorgallis ve diğer yabancı büyükelçilerin güven mektuplarının sunulması töreninde konuşan Putin, Rum Yönetimiyle olan ilişkilerinin daha kültürel ve manevi ortaklıkları ile iki halkın dostluk gelenekleri göz önüne alınarak inşa edildiğini dile getirdi. Rusya’nın Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik tezi değişmedi” dedi.
Yine 24 Eylül 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre GKRY lideri Anastasiadis Birleşmiş Milletler (BM) 77’nci Genel Kurul görüşmeleri kapsamında dün yaptığı konuşmada , ayni kürsüde önceki gün uluslararası topluma Kuzey Kıbrıs’ı tanıma, Ege ile Doğu Akdeniz’deki meseleleri iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka uygun olarak çözme çağrısı yapan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi..
..Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukukun korunması” hakkında sarf ettiği sözleri inandırıcı bulmadığını belirten Anastasiadis “Yunan adalarını ele geçirmekle tehdit eden, egemen ve komşu bir devletin hava sahasını binlerce kez ihlal eden, uluslararası hukuka aykırı davranan Türk Cumhurbaşkanının böyle bir iddiada bulunması ne kadar kışkırtıcı ve ironik?” diye konuştu. Devamla Anastasidis, Erdoğan’ın “Bugün adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk olduğu bilinmektedir” şeklindeki sözlerine de tepki göstererek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hangi gerçeklerden bahsettiğini merak ediyorum” dedi..
“Kıbrıs ile ilgili gerçeklerin bilinmesi gerektiğini söyleyen Anastasiadis “Bir AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin topraklarının %37’nin askeri işgal altında bulunduğu, 1974’teki Türk işgalinden sonra Kıbrıslı Rumların üçte birinin atalarının evlerini terk etmek zorunda kaldığı, işgal altındaki bölgelere yüz binlerce Türk vatandaşının yerleştirildiği ve böylece adanın demografik karakterinin değiştirildiği, Türkiye’nin işgal ettiği topraklarda mutlak siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve dini kontrolü altında yasa dışı bir varlık oluşturduğu gerçeği..” ifadelerini kullandı.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile yıkan ve Megali-İdea hayalleri içinde yaşayan Rum-Yunan ikilisinin 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkını silahlı saldırılara maruz kaldığını dünya kamuoyu çok iyi bilmektedir. Yine 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin Makarios’a karşı gerçekleştirdiği darbenin ardından Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson’un 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen Devletini ilan ettiğini bilmeyen yoktur.
Anavatanımız Türkiye’nin , Kıbrıs Türk halkının Girit misali yok olmasına göz yumması mümkün değildi. Nitekim Rum-Yunan ikilisine hele bir dur diyen anavatanımız Türkiye’nin gerçekleştirdiği 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluşurken Kıbrıs’a barış ve huzur gelmiştir. Yıllarca devam eden görüşme sürecinden olumlu bir sonucu varılamaması üzerine 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Buna rağmen yine de yıllarca ‘Federasyon’ görüşmeleri devam etmiştir. Yıllarca devam eden federasyon görüşme sürecinde Rum-Yunan ikilisi Enosis’e giden yolu açmak isteyecek ancak Kıbrıs Türk halkı buna izin vermeyecekti.
Sonuç olarak; BM’nin 77. Genel Kurulu vesilesiyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar ve diğer yetkililer Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını sağlamak açısından girişimlerde bulunma fırsatı elde etmişler ve de ileriye dönük büyük umutlarla geri dönmüşlerdir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..