Erhürman, Talat’a ve Akıncı’ya göre farklı bir ambalaj taşıyor. Talat ve Akıncı’ya göre en son söyleyebileceğini baştan söylememe ya da tabiri caizse ne şiş yansın ne de et misali ifade etme yetkinliği var.
Ne de olsa Hukuk Doçenti. Kavramlar ve kelimeler ile dans edebilme yetkinliği gelişmiş. Tanıyanların anlattığından Erhürman al komşun olsun bir kişiliğe de sahip olabilir ama Kıbrıs’da çözüme ulaşma konusunda o da Akıncı ve Talat gibi federasyon dogmasının hapsinde midir bilmiyoruz.
Beş yıllık süre içerisinde kim bilir belki de Türkiye’deki olası iktidar değişiminin de hesabı içinde federasyonu bir de ben deneyeyim düşüncesinde aday olmuştur.
Görüşüne saygı duyarız ama seçilmesi durumunda ilk günden itibaren Kıbrıs konusunda Türkiye devleti nezdinde karşı karşıya kalacağı konjonktürde ne yapacağını merak ediyoruz.
Hatırlatmakta fayda vardır ne yazık ki içi boş bir duruştan ve paradigma değişiminden ibaret olarak bırakılmış iki devletli çözüm siyaseti, 18 Temmuz 2024 de Kıbrıs Barış Harekatının 50. Yıl dönümü vesilesiyle TBMM’de oybirliği ile bir karar metni olarak onaylanmıştır.
Bu tablo karşısında Erhürman seçilirse seçimin hemen ertesinde yapacağı Ankara ziyaretinde Beştepe’de vereceği ilk mesajın ne olacağını seçimden önce söylese yerinde olmaz mı?
“T.C devletinin iki devletli çözüm siyasetini biliyoruz ama ben federasyonu ön koşulların kabul edilmesiyle müzakere etmek için Kıbrıs Türkünden yetki aldım” diyecek mi ya da diyebilecek mi? “İki devletli” çözümü savunan adaya karşı bu seçimi kazandım diyebilecek mi?
Sanmıyorum.
Hadi yalnızca o ilk ziyarette değil sonrasında da ne olacağı ile ilgili gelin bir ufuk turu yapalım.
Seçildiği durumda dogmanın etkisinde “iki devletli çözüm” siyasetini dile getirmemek ile bunu her fırsatta devlet politikası olarak dile getiren T.C devletinin çeşitli kurumları arasında “uyumlu çalışma” algısından da kopmamak için laf cambazlığı yapacağı bir dönem yaşayacağız. Muhalefet lideri olarak Erhürman bu laf cambazlığını ara ara gerekli olduğunda ustalıkla yaptı ama tam zamanlı bir görev icabı bunu yapabilecek mi? Bunun yaratacağı olası polemiklerin sebep olacakları karşısında ona oy verme eğiliminde olan özellikle merkezdeki kesim arkasında duracak mı? Türkiye’nin iki devletli çözüm iradesine rağmen ön koşullu federasyonu kovalaması konusunda biz yetki verdik diyecekler mi?
Seçilmesi durumunda Beştepe’de vereceği mesajın ne olacağı ile ilgili bu soruyu Erhürman’a sormaktan imtina edilmemesi lazım. Türkiye ile uyumlu çalışmak ile federasyon arasında bir tercih yapması gerekecekse tercihi ne olacak? Esas soru budur.
Bu hafta T.C Cumhurbaşkanı BM’de büyük ihtimal bir kez daha Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” diyecek. Beştepe’ye yapacağı ilk ziyarette Erhürman onu bunun değişmesi konusunda ikna mı edecek?
Alternatif aday olarak Tatar seçeneğinin taşıdığı bagajı ve onun tekrar seçilmesiyle verilecek olan mesajın iç siyaset açısından taşıyacağı anlama bakınca bunun merkezdeki seçmen için bir ikilem olduğunun farkındayım. Seçim sonucunun lehlerine olması ile kraldan kralcı olmaya hazır bir çete şu an iktidarda.
Yine de Erhürman’a görevinin en önemli parçası olan Kıbrıs konusunda bu soruları sormak UBP’nin yanında ya da destekçisi olmak anlamına gelmez. Bir siyasi yaklaşımı sorgularken diğerini savunur duruma düşürülmekle karşı karşıya kalmak mantıklı olan soruları dile getirmenin önüne geçmemeli. Görüşü ortaya koyana göre değil ortaya konan görüşe göre sorgulama yapmak ve adayın ne cevap verdiğine bakmak lazım. Hele hele konu Kıbrıs konusundaki söylem ve Cumhurbaşkanlığı seçimiyse.
RTE’nin tarafsız kalacağız demecinin verdiği özgüven ile “alttan güreşen efe” rolünden “ağa” konumuna geçip havaya giren Erhürman’ın Beştepe’de Türk kamuoyuna ne mesaj vereceğini netleştirmesi elindedir.
Merkezdeki seçmen son tahlilde 19 Ekim seçimiyle 2026’da yapılacak milletvekili seçimini kendine özgü sabır ile ayrıştırıp bu başka o başka diye bir tercih yapar mı bunu da hep birlikte göreceğiz. Bu seçimin sonucu bunun da cevabını verecektir.
Seçim sürecindeyiz ve adaylar söyledikleri ve söylemedikleri ile medeni bir şekilde sorgulanmalı ki sonrasında keşke denilmesin.
Daha da önemlisi bir 5 yıl daha, bu sefer de farklı bir şekilde heba edilmesin. Tecrübe edip öğrenmek istediğimiz herhalde bu değildir.