30 AĞUSTOS ZAFERİNİN 100. YIL DÖNÜMÜNDE MUTLUYUZ GURURLUYUZ (1)
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun...
1 Nisan 1926’da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu’nda 30 Ağustos Başkumandan Muharebesi gününün Cumhuriyet Ordu ve Donamasının Zafer Bayramı olduğu, her yıl dönümünde bu bayram gününün Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri tarafından kutlanacağı belirtilmektedir.
30 Ağustos 1924’te Dumlupınar’da Çal Tepesi’nde “Meçhul Asker Abidesi”nin temelini attığı Başkomutan Meydan Savaşı’nın 2. Yıl dönümü dolayısıyla yapmış olduğu tarihi konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk: “Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı. Bu Abide Türk Vatanına Göz Dikenlere, Türk’ün 30 Ağustos Günündeki Ateşini, Süngüsünü, Hücumunu, Kudret ve İradesindeki Şiddeti Hatırlatılacaktır” diyordu.
Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında Limni Adası’nın Mondoros Limanında imzalanan 30 Ekim 1918 Mondoros Ateşkes Antlaşmasının özellikle 7. Ve 24. Maddeleri Osmanlı Devleti’nin siyasi egemenliğine gölge düşürür durumdaydı. Çünkü bu antlaşmanın 7. Maddesine göre, İtilaf Devletleri kendi güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir noktayı işgal edebileceklerdi.
I.Dünya Savaşı sonrası 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondoros Ateş-Kes Antlaşması maalesef bir Ateş-Kes Anlaşması değil, kayıtsız ve şartsız bir teslimiyetin belgesiydi. Keza 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması ile de Türk milletinden yüz yıllardan beridir hür yaşadığı toprakların düşmanlara verilmesi isteniyordu.
Mondoros Mütarekesi gereğince İtilaf Devletlerine güvenlikleri gereği, istedikleri yeri işgal etme yetkisi tanınıyordu. Keza bu antlaşmada stratejik noktaların işgali, ordunun terhisi ve donanma cephanelerin teslimi yer alıyordu. Bu esaret demekti. Türk milleti bunu asla kabul edemezdi.
İtilaf Devletleri, Mondoros Ateşkes Antlaşması’nın imza edilmesinden bir hafta sonra İstanbul’u işgal ettiler. Bu işgalin ardından İngiltere Musul ve çevresini, Fransa Suriye’yi, İtalya ise Anadolu’nun Güney sahillerine asker çıkardı. İzmir başta olmak üzere Batı Anadolu, Rumeli ve Doğu Karadeniz’de Rumlar örgütlenmeye ve çeteler kurup Türklere saldırmaya başladılar. Diğer taraftan Doğu Anadolu’da Erzurum, Van, Bitlis gibi şehirlerle Adana, Maraş Antep ve Urfa’da Ermeniler örgütlenmeye ve çeteler kurmaya başladılar. Kaynak: https//kahramanmaras.bel.tr/mondoros-ateskes-antlasmasi-30-ekim-1918
Yine 7 Mayıs 1919’da İtilaf Devletleri Yüksek Konseyi’nin aldığı karar uyarınca İtilaf Devletlerinden İngiltere’nin koruyuculuğu altında 15 Mayıs 1919’dan itibaren Yunanlılar İzmir’i işgal etmeye başlarken Gazeteci Hasan Tahsin’in Yunan Askeri Kuvvetlerine ilk kurşunu sıkmasıyla birlikte ilk Türk direnişi başlıyordu.
21 Haziran 1919’da İtilaf Devletleri Türk Milletinin direnişini kırmak için İzmir’de bulunan Yunan Askeri Kuvvetlerini Anadolu içlerine sürmeye karar verdi. Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya kısa sürede Yunan ordusu tarafından işgal edilmişti.
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basmasıyla birlikte, Samsun’da çakan kıvılcım bir meşale oluyor ve de Türk Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemal’in liderliğinde başlıyordu. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basmasıyla birlikte Türk Kurtuluş Savaşı başlarken 30 Ağustos 1922’de kazanılacak zaferin de temelleri atılıyordu. Diğer bir değişle 19 Mayıs 1919, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir gündür.
21-22 Haziran 1919’da gerçekleşen ve yayınlanan Amasya Genelgesi’nde “Vatanın Bütünlüğü ve Milletin Bağımsızlığı Tehlikededir. Milletin Bağımsızlığını yine Milletin Azim ve Kararlılığı Kurtaracaktır” deniliyordu.
23 Temmuz-07 Ağustos 1919’da Erzurum ve 4 Eylül-11 Eylül 1919’da Sivas Kongreleri yapıldı. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde : “Milli Sınırlar İçerisinde ‘Vatan’ Bir Bütündür, Parçalanamaz.. Manda ve Himaye Kabul Edilemez” deniliyor ve de bu kararlar yeni bir Türk devletinin kuruluşuna temel oluyordu.. Netice itibarıyla; Erzurum ve Sivas Kongrelerinin ardından İstanbul’daki Hükümet, ülke üzerindeki idare ve askeri denetimini tamamen kaybediyordu.
27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de TBMM’ni kurarak memleketin yönetimini halkın iradesine verirken Mustafa Kemal Paşa’nın yönetiminde Ulusal Direniş Hükümeti kuruluyordu.
TBMM’de Misak-ı Milli Sınırları içerisinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle düşmanla mücadele kararı alınırken kurulan düzenli ordularla savaşa girilir. O günde öncelikle Doğu’da Ermeni Çetelerine karşı mücadele başlatılıyordu.
10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşmasıyla Türkün kendi anayurdunda hür yaşama hakkına son verilirken Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi antlaşmayı sert bir dille kınadı ve de kabul edilemeyeceğini ilan etmişti.
Hiç şüphe yok ki; bu süreçte atılan en önemli adımlardan biri de düzenli bir ordunun kurulmasından sonra kazanılan I. İnönü Zaferidir. Yunanlılar 06 Ocak 1921’de Bursa ve Uşak bölgelerinden Eskişehir ve Afyon istikametinden ileri harekata geçer. 9 Ocak’ta İnönü mevzilerinin önüne gelen Yunan Askeri Kuvvetleri, 10 Ocak sabahı saat 06.30’da taarruza başlar. 11 Ocak 1921 sabahı I.İnönü Savaşları Türk’ün zaferi ile sonuçlanır.
Bu zaferin önemli askeri ve siyasi sonuçları olmuştur. I.İnönü Zaferi, düzenli ordunun ilk zaferi olduğundan Kuvay-ı Milliye’den düzenli orduya geçiş süreci hızlanırken, halkın yeni kurulan orduya güveni artıyordu. TBMM Hükümetinin kurduğu düzenli ordu ile kazandığı bu ilk zafer, onun içte ve dışta saygınlığını artırırken daha sonra kazanılacak zaferlerin de bir başlangıcı oluyor ve de 01 Nisan 1921’de de 2. İnönü Zaferi de kazanılarak Yunanlılara darbe indirilir.
I.İnönü Muharebesinden sonra Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey’e, 11 Ocak 1921 tarihli telgrafında TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa: “Bu muvaffakiyetin mukaddes topraklarımızı düşman istilasından kamilen kurtaracak olan kesin zafere hayırlı bir başlangıç olmasını Allah’tan diler ve bu tefrikatın umum Batı Ordusu Er ve Subaylarına iletilmesini rica ederim” diyordu. Kaynak: Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi (1918-1938), Ankara 1983, s. 227
Mustafa Kemal Paşa’nın tebrik telgrafına verdiği cevabi mesajında Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey: “Mukadderatımızı tam istiklal ile üzerine almış olan Büyük Millet Meclisi’ne kayıtsız şartsız bağlılıktan aldığı manevi ve kutsi feyz ile mukaddes topraklarımızın kurtarılması vazifesini ifa edeceğine ordunun kesin kanatla emin bulunduğunu arz ve temenni ederim” diyordu.
Yunan ordularının tekrar saldırıları üzerine ordularına Mustafa Kemal “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa vardır. Bu Satıh Bütün Vatandır. Vatanın Her karış Toprağı Vatandaşın Kanıyla Sulanmadıkça Terk Olunamaz” emrini verdi..
..23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan ve Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Meydan Muharebesi Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak tarihe geçmiş ve bu zafer sonrası TBMM tarafından Mustafa Kemal’e “Gazi” ünvanı ve “Mareşal” rütbesi verilmiştir. Kaynak: Dr. Öğr. Üyesi Halil Özcan, Başkomutanın Meydan Savaşı ve Zafer Bayramı, Bütün Dünya, Başkent Üniversitesi, Kültür Yayını s. 9-14, Ağustos 2019
E. Tuğgeneral Naim Babüroğlu , Sakarya Meydan Muharebesi’ni “Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın ve vatandan, milletten başka sevgili bilmeyen o kuşağın eseri” olarak nitelendirirken, Prof. Dr. Hakkı Uyar “Bir Ölüm Kalım Savaşıdır. Milli Mücadelenin en önemli dönüm noktalarından biridir” dedi..
..Dünya tarihinin en uzun meydan muharebesinde Türk ordusunun taarruzu sonucu Yunan ordusu 13 Eylül’de Sakarya Nehri’nin doğusunda Eskişehir-Afyon hattına kadar çekildi. Ayni gün Türk ordusu stratejik bir nokta olan Çal Dağı’nı geri aldı. 20 Eylül’de Sivrihisar, 22 Eylül’de Aziziye ve 24 Eylül’de Bolvadin ve Çay, düşman işgalinden kurtuldu. Sakarya Meydan Muharebesi , çok fazla subay kaybı olduğu için “Subay Muharebesi” olarak da anıldı. Kurtuluş Savaşı’nın son savunma savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Mustafa Kemal Atatürk’e 19 Eylül 1921’de Mareşallik rütbesi ve Gazi ünvanı verildi. Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı.. Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kurtulus-savasinin-donum-noktasi-olansakarya-meydan-muharebesi-100-yasinda-1862638
Sonuç olarak; 22 gün 22 gece süren savaş sonucunda yenilen Yunanlılar savunma durumuna geçerken İtalyanlar Sakarya savaşından sonra Anadolu topraklarını boşaltmışlardır.
Diğer yandan Rusya aracılığı ile Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalanırken Doğu sınırı belirlenmiştir. İngiltere ile de Esir Mübadele Anlaşması imzalanmış ve Malta’daki Türk esirler serbest bırakılmıştır. Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır.. YARIN DEVAM EDECEK