1950’Lİ YILLARIN ÖNEMİ VE KIBRIS TÜRK HALKININ 27-28 OCAK 1958 DİRENİŞİ (1)

Abone Ol

27-28 Ocak 1958, Kıbrıs Türk Halkının bağımsızlığı için  tüm dünyaya  gerekirse canını seve seve verebileceğinin mesajını  verdiği günlerdir.27-28 Ocak 1958, Kıbrıs Türk Halkının “Kıbrıs’ta Ben De Varım ve Var Olmaya Devam Edeceğim” diye haykırdığı günlerdir..
Tarihin derinliklerine gidecek olursak, Rum-Yunan ikilisinin  Megali-İdea hayalleri çerçevesinde hayat bulan Enosis’i  gerçekleştirmek için  adanın daha Osmanlı Devletinin hakimiyeti altında olduğu  yıllarda  başladıkları çalışmalarına  1878’de Adanın idaresinin geçici olarak  İngiliz Yönetimine  devri ile  birlikte hız  verdiklerini görmekteyiz.
Nitekim,  II. Dünya Savaşı’nın, 14 Ağustos 1945’te  Japonya’nın kayıtsız şartsız  teslim olmayı kabul etmesinin ardından 2 Eylül 1945’te resmen sona ermesiyle birlikte; 28 Şubat 1947’de Yunan Parlamentosu,Megali-İdea  hayalleri çerçevesinde  28 Şubat 1947’de Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı yönünde Yunan Hükümeti Adanın kendilerine verilmesi durumunda  ABD’ne ve İngiltere’ye Ada’da  askeri üs verebileceğini  dile getiriyordu.
Rum Ortodoks Kilisesinin 15 Ocak 1950’de   Ada genelinde tüm kiliselerde bir hafta süreyle  Enosis Plebisit düzenleyeceğini  duyurmasının hemen ardından Kıbrıs Türk Halkı  buna tepki olarak  11 Aralık 1949’da Lefkoşa’da Ayasofya Meydanında  düzenlediği mitingeAda’nın her yanından 15.000 Türk katılmıştı..
12 Aralık  1949 günü sahibi olduğu “Halkın Sesi” gazetesinde mitinge geniş yer veren Liderimiz Dr. Fazıl Küçük“Kıbrıs’ın her  yerinden en ücra köylerinden, tarlasını, çiftini çubuğunu bırakarak, Rumların  Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için 15 Ocak’ta yapmayı kararlaştırdıkları Plebisiti ret ve protesto için  düzenlenen mitinge, küçüklü büyüklü bayraklarıyla donatılmış  otomobillerle ve büyük bir hassasiyet ve heyecan içinde geldiğini seyrederken  göğsümüz iftiharla  kabarıyor ve Kıbrıs  Türk Toplumunun milli meselelerde vatan borcunu yerine getirmeye karşı duyduğu  hassasiyeti bir kere daha takdir ediyorduk” diyordu..
Yine 13 Aralık 1949 tarihli  “Hür Söz” Gazetesinde yer alan haberde Mitinge  15000 Kıbrıs Türkü’nün katıldığı dile getirilirken “Kıbrıs Türklerinin bir tehlike anında yekpare hareket edeceğini tüm dünyaya duyurduğu” haberleri yer alıyordu..
Neticede 15 Ocak 1950 tarihinde Komünist AKEL Partisi desteğinde  bir hafta süreyle Rum Ortodoks Kilisesinin  Ada genelinde tüm kiliselerde düzenlemiş olduğu  Enosis Plebisitinde oy kullanan 224747 Rum’un 215108’i Enosis’e ‘evet’  diğer bir değişle  oy kullananların %96’sı Enosis’e ‘evet’ demişlerdi. Bu da Rumların sağcısı ile solcusu ile  hedeflerinin Enosis olduğunu diğer bir değişle Adanın Yunanistan’a ilhakını hedeflediklerini göstermektedir..
28 Haziran 1950’deBaşpiskopos II’ninölümünün ardından, 18 Ekim 1950’de  Başpiskopos seçilmesinin ardından  Fenoremeni Kilisesi’nde yapmış olduğu konuşmada Makarios III: “İsa’nın huzurunda  yemin ediyorum ki, tek hedefim Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasıdır ve bu hedefe  ulaşmak için  yaşamım boyunca mücadele edeceğim” diye yemin etmişti..
1950 Enosis Plebisiti ile Atina ve  Rum Ortodoks Kilisesi ortak bir strateji üzerinde  anlaşmaya varmışlardı!.. Buna göre Adanın bağımsızlığına yol açacak tüm girişimlere karşı çıkılacak; gerek Kıbrıs’ta ve gerekse dış ülkelerde ve de uluslararası platformlarda Enosis için yoğun bir çaba gösterilecek, gerekirse silahlı mücadeleye girilecek ve bu amaçla örgütlenecekti. Ayrıca Enosis’in gerçekleşmesine yönelik olarak self-determinasyon hakkının  tanınması için BM’e başvurulacaktı..
Şubat 1953’te Atina’ya giden ve resmi bir törenle karşılanan ve de 3 hafta sonra Kıbrıs’a dönüşünde Lefkoşa’da yapılan mitingte yapmış olduğu konuşmada Makarios III; Kıbrıs Rum halkını tüm Yunanlılarla el ele ve omuz omuza vererek Enosis için birlik ve beraberlik içinde mücadeleye çağırıyordu..
Kıbrıs Türk Halkını yok edip  Ada’yı Yunanistan’a bağlamak için kurulması hedeflenen  EOKA için ilk gizli görüşmelerin  2 Temmuz 1952’de Atina’da Makarios’un başkanlığında  yapılmasının  ardından 7 Mart 1953’te bir “İhtilal Konseyi” kurulmuş ve bu Konseyin kurucuları “Enosis Yemini” etmişlerdi.
Rum Ortodoks Kilisesi Enosis Plebisit sonuçlarını İngiliz Yönetimine vermesinin ardından 1950 Plebisit sonuçları konu Yunanistan  vasıtasıyla  16 Ağustos 1954’te BM’e  taşınmasıyla birlikte Yunanistan’da ve Kıbrıs’ta   çeşitli kentlerde coşkulu mitingler düzenlenir. Ancak  BM Genel Kurulu, İngiltere ve Türkiye’nin girişimleriyle Yunanistan’ın  başvurusunu o  günde görüşmeme kararı alınıyordu.
1954’ün ilk aylarında Yunanistan Hükümeti’nin bilgisi dahilinde Kıbrıs’a gizli silah sevkiyatı başlarken; Türk İstiklal Savaşı günlerinde Yunan Ordusu ile Anadolu içlerine kadar ilerleyen Yunan askerleri arasında yer alan Alb. Grivas;  9 Kasım 1954’te gizlice Baf’tan  Ada’ya çıkıyordu. O günde, Yunan Dışişleri Bakanı Stefanopulos’un direktifi ile Makarios’tan aldığı emirle Grivas’ın liderliğindeki  EOKA tedhiş örgütü 1 Nisan 1955’te  ilk bombalarını patlatarak eylemlerine geçiyordu..
28 Aralık 1956’da mevcut koşullarda Türk çıkarlarını koruyacak en iyi siyasi çözümün  “Taksim” olduğunu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes’in   “En iyi siyasi çözümün Taksim olduğunu söylemesi; saldırılar karşısında can ve mal  güvenliğinden yoksun olan Kıbrıs Türk halkının , ilerisi için bir umuda kapılmasına neden olmuş  ve o günden sonra Kıbrıs Türk halkı  “Kıbrıs Türk’türTürk Kalacaktır” sloganı “Ya Taksim Ya Ölülüm” olarak değiştirilmiş  oluyordu.
Geçmişe dönüp bakacak olursak  Ağustos 1954 tarihinde Kıbrıs Türk’tür Derneği kurulur. Derneğin kuruluşundan itibaren yönetim kurulunda Hikmet Bil (Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve Avukat), Hüsamettin Cantürk (Milli Talebe Federasyonu Başkanı),  Ziya Somer (öğrenci) ve Kamil Önal (gazeteci), Ahmet Emin Yalman, Selim Ragıp ve NevzatKaragil’di. Başkanlık görevini ise Hürriyet Gazetesi yazarı ve Avukat olan Hikmet Bil ve Başkan Yardımcılığını Orhan Birgit (Gazeteci) yapmıştı. Ama ne yazık ki; 6-7 Eylül 1955 olaylarının sorumlusu tutulan Kıbrıs Türk’tür Derneği 7 Eylül 1955’te kapatılacaktı..
Sonuç olarak; Rumların  Enosis tezlerine ve girişimlerine karşı, Kıbrıs’ın eski sahibi Anavatanımız Türkiye’ye verilmesini isteyen Kıbrıs Türk Halkı; 1957’den itibaren Anavatanımız Türkiye’nin ‘Taksim’ tezini benimsemesi üzerine “Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacaktır” sloganı yerine “Ya Taksim Ya Ölüm” sesleri yükselmeye başlayacaktı. DEVAM EDECEK..