19 MAYIS 1919’DA ATATÜK’ÜN SAMSUN’A ÇIKIŞI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞUNA GİDEN YOL (1)

Abone Ol

Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir.  Uzun yıllar, “Gençlik ve Spor Bayramı” adıyla  kutlanan bu bayram , Atatürk yılı olarak ilan edilen 1981’de dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren tarafından yapılan değişiklikle “Atatürk’ü Anma , Gençlik ve Spor Bayramı” adını almıştır.
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün  ulusal egemenliğe dayalı, kayıtsız ve şartsız ve tam bağımsız, modern, uygar ve  çağdaş yeni bir Türk devleti kurma ülküsünü yaşama geçirmek amacıyla Samsun’a çıktığı bir gündür.  19 Mayıs 1919 tarihi, Türk İstiklal Harbi’nin hukuken ve siyaseten ve de bir anlamda fiilen başladığı bir tarihtir.
Bir konuşmasında Atatürk: “Ben 19 Mayıs’ta doğdum” demiştir. Onun 19 Mayıs’ı doğum günü olarak kabul etmesi, bu güne verdiği önemi ve değeri göstermektedir. Bu yıl 103. Yılını kutlamakta  olduğumuz 19 Mayıs 1919 tarihi, Türk milletinin; özgürlüğe, bağımsızlığa  ve her türlü yenilik ve gelişmeye ilk adımı attığı gündür.
19 Mayıs 1919’un anlamını ve önemini daha iyi anlamak için 19 Mayıs öncesi koşulları gözden geçirmekte yarar  vardır. 1914 yılında başlayan I.Dünya Savaşına  dünyanın belli başlı devletleri katılmıştı. I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya, Sırbistan, İtalya, Yunanistan, ABD, Japonya, Romanya, Brezilya ve Portekiz’den oluşurken İttifak Devletleri ise Almanya, Avusturya, Macaristan, İtalya, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan’dan oluşuyordu.
1915 yılında Çanakkale’de  Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk askerinin destan yazmasına rağmen, diğer  İttifak Devletlerinin mağlup olmaları sonucu  30 Ekim 1918’de Limni Adası’nın Mondoros Limanı’nda demirli Agamemnon Zırhlısında  Mondoros Mütarekesi imzalandı ve  bu gelişmelerin ardından düşman gemileri  Çanakkale Boğazı’ndan geçerek  İstanbul’a demirledi.
I.Dünya Savaşı  sonunda İttifak  Devletlerin yenilmeleri üzerine savaş kuralları gereği Osmanlı Devleti de yenik sayılmıştı. 30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi  ülkenin üzerine karabasan gibi çöküyordu.  13 Kasım 1918’de İstanbul’a giren İtilaf Kuvvetleri, 2616 İngiliz, 540 Fransız ve 470 İtalyan askerinden oluşuyordu.    Bu güçlerden kuvvet alan Ermeni ve Rumlar, Trakya’da, Batı Anadolu’da ve Karadeniz Havzası’nda köy, kasaba ve  şehirlerde  kabarık ve tehlikeli bir topluluk teşkil ediyorlardı.
Mondoros Mütarekesinin hemen  ardından Boğazları kontrolü altına alan İngilizler; Çanakkale, Musul , Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Urfa, Urla ve Kars’ı işgal ettiler. İngilizler tarafından  Güney Doğu’da işgal edilen bazı iller daha sonra Fransızlara terk edildi.. Musul’daki petrol kaynakları için Fransa ile  15 Eylül 1919’da imzalanan Suriye İtilafnamesi ile Musul İngilizlere; Maraş, Antep ve Urfa civarı Fransızlara bırakıldı. Fransızlar 10 Nisan 1920’ye kadar işgali sürdürdü. İtalyanlar ise Antalya, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Marmaris’i işgal ettiler. Konya ve  Akşehir’e de asker yolladılar. Kaynak: dünya.com/kose-yazisi/milli-mucadele-basladiginda-anadolu-isgal-altinda-idi/327605
I.Dünya Savaşı sonrası Mondoros Mütarekesinin imzalanmasından sonra Mustafa Kemal İstanbul’a çağrılmıştı. İstanbul Hükümetleriyle kurtuluşun mümkün olmayacağını gören Mustafa Kemal’in hedefi Anadolu’ya geçerek büyük Türk milletine güvenerek  bağımsızlık mücadelesi yapmak ve yeni bir Türk devleti kurmaktı.
30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesinin  imzalanmasından bir gün sonra Adana’ya giderek Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralan Mustafa Kemal Paşa; “Savaş Müttefikler İçin Bitmiş Olabilir; Ama Bizi İlgilendiren Savaş, İstikbalimizin Savaşı Şimdi Başlıyor” sözleri ile Milli Mücadelenin başlangıcına işaret ediyordu.
Nitekim Mondoros Mütarekesi   hükümlerine yazılı itirazlarda bulunan  Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a girişinde Boğaz’daki işgalci gemilere bakarak “Geldikleri Gibi Giderler” diyerek milli mücadele azmini ve kararlılığını ifade ediyordu.
Samsun, işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi ve stratejik  bakımdan  büyük öneme sahipti ve de Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve  güvenilir bir kapıydı. Bu nedenle ; İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a 200 kişilik askeri birlik çıkarmışlar, bir müfreze de Mezifon’a göndermişlerdi. Çoğu Rumlardan oluşan 50-60 kişilik çeteler ile birlikte, Samsun Sancağı içinde , huzur ve asayişi kökünden sarsmışlardı..
..Bu gelişmelere ilk tepki  17-18 Mart 1919 gecesi, Samsun’daki, Türk Makineli Tüfek Birliği’nden geldi. Türk Makineli Tüfek Birliği’nden Sivrihisar’lı, Mülazım (Teğmen) Ahmet Hamdi Bey (Ayker), adında bir Teğmen, kahraman askerleri  ile birlikte dağa  çıkarak yöresel de olsa, bir direniş, isyan  hareketini başlatmıştı. Kaynak: A. Erdem Akyüz, Atatürk ve 19 Mayıs, Bütün Dünya, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Mayıs 2019
30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi  sonrası  Samsun ve çevresinde Rumların Türklere karşı saldırıları vardı. Haklarını savunan Türkler Rumlarla çatışmaya girerken  bölgede İngilizler rahatsız oluyordu. Bu nedenle  İngilizler, Osmanlı Devleti  Padişahından  Samsun ve çevresindeki kargaşayı durdurmasını istediler.  İngilizler  bu isteklerinin kabul edilmemesi durumunda Samsun’u da işgal edeceklerini  Osmanlı Devleti Padişahı’na bildirdiler. Padişah,  Samsun ve çevresindeki kargaşayı önlemek için Mustafa Kemal’i görevlendirecekti.
Mayıs 1919’a kadar İstanbul’da çeşitli temaslarda bulunan Atatürk, vatanı kurtarmak için Anadolu’ya  geçme  kararı almıştı. Atatürk’ün 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu’ya atanması , Mustafa Kemal’in Türk Kurtuluş Savaşı planlarını hayata geçirmesi için bir fırsat olacaktı. Atatürk bu görevi kabul etti. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını Samsun’a götürmek için Bandırma Vapuru ayarlandı ve geminin kaptanlığına da  İsmail Hakkı atandı ve yolculuk için bütün hazırlıklar tamamlandı.
Mustafa Kemal, 9.Ordu Müfettişi olarak Samsun’a geçmeden önce  Sultan Vahdeddin’e bir veda ziyaretinde bulunmuştu. Yıldız Sarayı salonunda Vahideddin’le adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk.. Salonun Boğaziçi’ne açılan penceresinden gördüğüm şu: Birbiri hizasında düşman zırhlıları!.. Bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı’na doğrulmuş. Padişah söze başlar:  “Paşa Paşa şimdiye dek devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık tarihe girmiştir. Bunları unutun asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden önemli olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin derken Mustafa Kemal, elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen  güveniniz demekle yetinmişti..
  ..Mustafa Kemal’i 13 Kasım 1918’de geldiği İstanbul’da 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket edeceği güne kadar kaldığı altı ay içerisinde Türk Kurtuluş Savaşını başlatmanın kararını çoktan  vermişti. Kurtuluş Savaşını başlatmak için Anadolu’ya geçmenin yollarını aramaya başlamış ve de bugün Şişli’de Müze olarak kullanılan evinde İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kazım Karabekir gibi yakın  arkadaşları ile birlikte Kurtuluş Savaşının düşünsel düzeyde  hazırlıklarını yapmışlardır. Şimdi sıra Anadolu’ya geçmeye gelmiştir. Kaynak: http//www.atam.gov.tr/dergi/sayi-50/mustafa-kemalin-samsuna-ciktigi-19-mayis-1919-daturkiyenin-içerisinde-bulundugu-sartlar.
Mustafa Kemal Atatürk ile beraber  16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik etmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a ayak basarken  tek bir siyasi hedefi vardır.  Ulusal sınırlar içerisinde, Türk milletinin ulusal egemenliğine dayalı, tam  bağımsız bir devlet  kurmaktır.  Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşının başladığı gündür. DEVAM EDECEK..