24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (2)

24 Kasım 1928, Mustafa Kemal Atatürk’ün  “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Atatürk  “Öğretmenler; Cumhuriyet Sizden  ‘Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür’  Nesiller İster” demişti..
Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar, sağlık, esenlik ve  mutluluklar dilerim. 24 Kasım, tüm öğretmenlerimizin hizmetlerine karşılık, saygı ve sevgi ile anıldığı, öğretmenlik mesleği ile  ilgili farkındalığın oluştuğu bir gündür. Öğretmenlik mesleğini onurlandırmak ve önemini vurgulamak için her yıl 24 Kasım günlerinde  anavatanımız Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde  okullarda, günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapılmakta , etkinlikler düzenlenmektedir.
Öğretmenlik mesleğini, öğretmenin toplumdaki yerini ve önemini belirtmek, saygınlığını artırmak, öğretmenler arasında sevgi, saygı ve dayanışma bağlarını kuvvetlendirmek, emekli öğretmenleri saygı ile anmak amacıyla  Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’in ,Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım günü, 1981 yılından bu yana “ Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.
Kıbrıs Türk halkı,  öğretmen ve okul merkezinde örgütlenerek dilini, dinini, kültürünü öğrenmiş, tarihini unutmamış, kısaca kimlik kazanarak var olmuş ve bu günlere gelmiştir.  Çok eski yıllarda Kıbrıs’ta  öğretmen, köylerin en ileri gelen bireyi idi. Öğretmen köyün muhtarı, Kooperatif katibi, köyün aydını, devletin  ileri geleni idi. Öğretmenlerimiz uzun yıllar,  köylünün sorunlarına çözüm yolları bulmuştur. Köylü, yapacağı işi öğretmene danışmadan yapmazdı. Öğretmenler, köy halkının dilekçelerini yazmış, kooperatifçiliğin kurulmasında ve ilerlemesinde, tarım ve bahçeciliğin  ilerlemesinde önder olmuştur. Köylü ile ilgili her şey öğretmenlerden sorulurdu. İngiliz Yönetimi döneminde  öğretmen köyün her şeyi idi.. Köyle, köylüyle ilgili her şey öğretmene sorulurdu.
Kıbrıs Türk Toplumunda eğitim, siyasal mücadele ve askeri alanlarda sosyo-kültürel yapının sürekliliği olgusuna öğretmenlerin katkıları büyüktür. Öğretmen, gerek Osmanlı döneminde ve gerekse İngiliz yönetiminde uzun süre hem okulda, hem de camide din hocalığı yapmıştır. Öğretmen köyün tek okumuşu, tek aydını idi. Gerçek şu ki  Osmanlı Devleti döneminde  Kıbrıs’ta köylerimizde Cami ve Okul yan yana idi.
İngiliz Sömürge Yönetiminin asimilasyon  politikalarına karşı köy öğretmeni  Kıbrıs Türk Toplumunun  dilini, dinini kaybetmemesi için büyük mücadeleler vermiştir. Kıbrıs Türk Toplumunda Türk dilinin, kültürünün kazandırılmasında, yaşatılmasında ve milli kimliğinin oluşumunda en küçük köylerde ve zor şartlar altında mesleğinin gereklerini yerine getirmeye çalışan öğretmenlerimizin rolü inkar edilemez.
Buna göre; Kıbrıs Türk Toplumunda öğretmenlerin Sosyo-Kültürel yapının sürekliliği olgusuna olan katkılarını, eğitim, siyasal mücadele ve askeri alanlar olarak ifade edilebilir.
Öğretmen kökenli Ali Nesim “Batmayan Eğitim Güneşlerimiz” adlı kitabındaki  ifadesine göre Rauf R. Denktaş, o günleri şöyle anlatır: “Bütün okullarda Türk tarihini hatırlatacak tek resim bile yoktu. Atatürk’ün fotoğrafını asmak, Türk bayrağı bulundurmak İngiliz Yönetimince ağır cezayı içeren suçlardı.  O günde Türk Bayrağını çektiği için, kimi duvara Atatürk resmi astığı için  sorgulanır ve uzak dağlık köylere sürgüne gönderilen öğretmenler pek çoktu..”
10 Aralık 1918’de Meclis-i Milli’nin toplanmasında ayni zamanda idadide öğretmen olan Müftü Ziya-i Efendi ve öğretmen Remzi Okan’ın rolü büyüktür. Bu toplantılar toplumda bir canlanma meydana getirir. Remzi Okan’ın öğretmenlikten uzaklaştırılmasının zemini hazırlanmıştı.
İngiliz Yönetimi döneminde öğretmenlerimiz gazete çıkararak büyük hizmetler vermişlerdir. Örneğin; Vatan Gazetesini öğretmen Mehmet Şevket Bodamyalızade, Söz ve Doğruyol gazetelerini yine öğretmen M. Remzi Okan çıkartmaktaydı.
Önce Balkan Harbi, sonra Türk Kurtuluş Savaşı günlerinde yardım kampanyaları düzenleyen öğretmenler böylece Milli Şuuru canlı tutmaya ön ayak olmuşlardır. Kıbrıs Türk Muallimler Cemiyeti, Kıbrıs Türk Toplumunda dayanışmayı vurgulayan ve bu yönde çalışmalarda bulunan en köklü derneklerdendi. Toplumsal hayatın her alanında öğretmen, köylü ile yönetim arasında elçilik yapmıştır. Öğretmen, köylünün sorunlarına çözüm yolları tavsiye etmiş, dilekçelerini yazmıştır. Kooperatifçiliğin ilerlemesinde öğretmenlerin önemli rolü vardır. Öğretmenler, tarım ve bahçeciliğin  ilerlemesinde ağaçlandırma çalışmalarında halkı bilinçlendirmişlerdir, vatan savunmasında önemli roller üstlenmişlerdir.
O günde Kıbrıs Türk Halkının temel kaygısı bir kimlik mücadelesi idi. İngiliz Yönetimi Kıbrıs’ta   her iki toplumu dini temelde nitelendirmiş ve Türklerden Müslüman Cemaat, Rumlardan ise Ortodoks Rumlar olarak bahsetmişlerdir.
1 Nisan 1955’te EOKA tedhiş örgütü Enosis’i gerçekleştirme adına faaliyete geçerken, öğretmenleriz  Kıbrıs Türk Halkının var olması ve bugünlere gelmesi adına günümüzde kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak kabul edilen  Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’de önemli görevler üstlenmişlerdir. Gün geldi, Kıbrıs Türk halkı da bir minnet nişanesi olarak  şehit olan öğretmenlerin adlarını  okullara vermişlerdir.  Örneğin, Ertuğrul Ahmet (Şehit Ertuğrul İlk Okulu, Lefkoşa), Tuncer Hasan (Şehit Tuncer İlk Okulu, Lefkoşa), Hüseyin Yalçın (Şehit Hüseyin  Yalçın İlk Okulu, Gazi Mağusa), Zeki Salih  (Şehit Zeki Salih İlk Okulu, Mağusa ), Menteş Zorba (Şehit Zorba İlk Okulu, Yeşilırmak)
İngiliz Yönetiminin, Kıbrıs Türk Halkının din kimliğini ortaya çıkarma politikaları, öğretmenlerimizde  milli kimliğe sarılma refleksini doğurmuştur.  Çünkü dini unsur, kültürel kimliğin parçası , etkileyici olmakla beraber evrensel değerleri yansıttığından   Kıbrıs Türk Halkı var olma mücadelesi veren bir toplumda milli kimlik önemliydi.
Öğretmenler, Türk kültürünün aktarılması ve yaşatılması işlevini evde ve kahvelerde milli romanlar okuyarak sahnelenecek tiyatro ve piyesler yazarak ve gerekirse bizzat kendisi de oynayarak yerine getirmeye çalışmışlardır. Tüm baskı ve yasaklara rağmen öğretmenler, kapı ve pencereleri kapatarak marşlar ve şiirler okuyorlardı.  Tüm bunların  amacı; kendi benliğine  sarılmaktı. Kıbrıs Türk Toplumunun Lefkoşa’da olan tek Lisesi olan “Türk Lisesi’nin adını İngiliz Yönetiminin  “İslam Lisesi” olarak değiştirmesi de Lisenin ismen de olsa temsil ettiği milli bütünleşmeyi engellemek içindi.
Öğretmenler, sadece okulda çocuklara değil, ayni zamanda kadın-erkek yetişkinlere de akşamları okullarda okuma-yazma kursları, kadınlar için ayrıca dikiş-nakış kursları açmışlardır.  Yine öğretmenler, siyasal bilinçlenme çerçevesinde etkin rol oynamışlardır. Kıbrıs Türk toplumunun siyasi örgütlenmesinde rol alarak bugün bir devlet olabilmenin temellerini atmıştır. 
Kıbrıs’ta öğretmenler, fikir ve kültürel  potansiyellerini  halkının hizmetine sunmanın yanında mevzide nöbet tutmuş, nefer, mücahit, komutan olarak hizmet vermişlerdir. Kıbrıs’ta kültürün ve medeniyetin temelini oluşturan öğretmenlerdir.
Atatürk; Öğretmenler!.. Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir” demişti.
Yine Atatürk; Öğretmenler!. “Cumhuriyet Sizden ‘Fikri Hür, Vicdanı Hür’ Nesiller İster. Milletleri Kurtaran Yalnız ve Ancak  Öğretmenlerdir” demişti.
Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi  “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun özverili ve saygı değer unsurlarıdır.
Atatürk,  öğretmenler; “Yeni Nesli, Cumhuriyetin Fedakar Öğretmen ve Eğitimcilerini Sizler Yetiştireceksiniz ve Yeni Nesil , Sizin Eseriniz Olacaktır.” demişti.
Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler  Günü’nü bir kez daha kutlarım..
Ne Mutlu Türküm Diyene..