24 Kasım 1928 tarihi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mekteplerinin” Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Bu nedenle Anavatanımız Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her yıl 24 Kasım, “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.
24 Kasım Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun..
İlk Millet Mektebi, 11 Ağustos 1928’de Dolmabahçe Sarayı’nda açıldı. Bunu, İstanbul’da başka okulların açılışı izlemiş ve 3 Kasım 1928’de yayınlanan “Türk Harfleri hakkında Kanun’la, en geç altı ay içinde, yeni alfabenin öğrenilmesi zorunluluğu getirilmişti. 24 Kasım 1928’de yayınlanan Millet Mektepleri Teşkilatı Talimatnamesi’nde Cumhurbaşkanının, bu okulların Başöğretmeni olduğu; altı ay gibi kısa bir süre içinde, 16-45 yaş arasındaki, eski yazıyı bilen bilmeyen herkese yeni yazının öğretilmesi hükmü yer alıyordu..
..Başöğretmen Atatürk önderliğinde Cumhuriyetin kurucu kadrosunun hedefi büyüktü. Dolayısıyla günümüzde “Öğretmenler Günü” olarak kutladığımız bu özel gün için Başöğretmen Atatürk’ün Türk Milli Eğitimine ve Türk Milleti’ne bakışını doğru okumamız gerekmektedir. Kaynak: https://www.bursayediklim.com/basogretmen-ataturk-ve-24-kasim-ogretmenler-gunu/
Öğretmenlik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği “Öğretmenler Günü” pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle kutlanıyor.
Türk Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i kuran Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk; askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yenilikler yapmıştır. Bu yeniliklerden biri de 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap Alfabesi yerine Latin Alfabesinin kabulü olmuştur.
Günümüzde ; Anavatanımız Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her yıl 24 Kasım, “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu , Atatürk yılı ilan edilen 1981 yılında 12 Eylül Askeri İdaresi tarafından başlatılmış bir uygulamadır..
..24 Kasım 1928 , Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” ünvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiş ve bu ünvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayımlanması ile resmileşmiştir. Atatürk’ün 100. Doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun “Başöğretmen” oluşunun yıl dönümlerinin ülke çapında “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasına karar verildi. 26 Şubat 1981’de Resmi Gazete’de yayınlanan “Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği” ile Öğretmenler Günü’nün amaçları, kutlama gününe ilişkin esaslar belirlendi..
.. 24 Kasım’ı Öğretmenler Günü ilan eden dönemin Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren, ilk 24 Kasım kutlama mesajında öğretmenlere şöyle seslendi:
“Sevgili Öğretmenler, 24 Kasımlar sadece Öğretmenler Günü olarak anılmasın, bu gün ayni zamanda en büyük öğretmen Atatürk’ün ideallerinin gerçekleşmesi günü de olsun. Ayrıca bugün; birlik, beraberlik ve bütünlük içinde yarının Türk çocuklarının Atatürk’ün özlediği şekilde yetiştirildiklerinin de ant günü olsun. Bu vesile ile hepinize mutlu ve aydınlık yarınlar diler, sevgiler sunarım. Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wikiÖğretmenler_Günü
Mustafa Kemal Atatürk tarafından 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilan edilmesi ile birlikte Türk milletinde gelişmeler ve ilerlemeler ortaya çıktı. Başöğretmen Atatürk bir çok alanda yenilik yaparken “Harf İnkılabı” da bunlar arasındadır..
Atatürk; öğretmenler, Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli siz yetiştireceksiniz ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.. Cumhuriyeti, fikren , ilmen , fennen , bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizin başarınız Cumhuriyeti başarısı olacaktır, Cumhuriyet sizden “Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür” nesiller ister demişti..
Başöğretmen Atatürk tarafından ilan edilen öğretmenler Günü ilk kez 1981 yılında kutlanmıştır. Bu yılda kutlanmasının önemi ise Atatürk’ün doğumunun 100. Senesi olmasıdır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz sonrası bir yandan kazanılan zaferi kalıcı hale getirebilmek için çareler ararken, bir yandan da hiçbir gecikmeye fırsat vermeden ve zaferin rehavetine kapılmadan geleceğin inşası için hazırlık yaptı..
.. Bu kapsamda mesajlarını vermek üzere seçtiği yer, on dört gün kaldığı Bursa oldu. Bilindiği üzere Bursa, Osmanlı Devleti’nin ilk başkentiydi ve işgalden henüz kurtulmuştu. 27 Ekim Cuma günü, Setbaşı’nda (Şark Sinema-Tiyatrosunda), Bursa öğretmenleriyle birlikte İstanbul’dan gelecek olan öğretmenlere hitap edecekti. Ancak, Osmanlı Devleti’nin mevcut başkenti olan İstanbul da henüz işgal altındaydı..
..Bursa’da kazandığı zaferle gururlanan bir komutan değil, geleceği ilim ve fen temelinde kurmak isteyen bir teorisyen ve devrimci olarak, İstanbul’dan zaferini kutlamak için gelen öğretmenlerin karşısına çıktı.. Mustafa Kemal Paşa ayağa kalktı ve yavaş yavaş kürsünün başına geldi. Başkomutan, yüzündeki o ciddi tebessümle ve tam bir açıklıkla ilmi bir tez müdafaa eden ölümsüz bir profesör gibi söze başladı..
.. “Hanımlar”, “Beyler” hitabıyla başladığı konuşmasında öğretmenleri nur ocaklarını temsil eden yüce bir topluluk olarak tanımladı ve onlarla bir arada olmasından dolayı sonsuz mutluluk yaşadığını ifade etti. Öğretmenlerin kalplerindeki duyguları, kafalarındaki fikirleri, doğrudan doğruya gözlerinde ve alınlarında okumanın kendisi için sevinç kaynağı olduğunu ifade etti. Öğretmenler karşısındaki heyecanını ve onlardan beklentilerini eğitim ışığına hasret vatan çocukları adına yakarırcasına dile getirdi: “..Bugünün evlatlarını yetiştiriniz. Onları memlekete, millete faydalı uzuvlar yapınız.. Bunu sizden talep ediyorum…”
..Amasya tamimi ile çok milletli bir imparatorluktan milli bir devlete doğru keskin bir dönüşüm başlatılmış, ümmet iradesi yerine milli irade ortaya konulmuştu.. Bursa konuşması ile millet egemenliği bilincine sahip yurttaşların, yetiştirilerek sağlıklı ve bilinçli bir toplumun yaratılması ve bir daha işgalle karşılaşılmaması hedeflendi..
..Amasya Tamimi İzmir’in işgalinden yaklaşık bir ay sonra yayımlanmıştı. Bursa konuşması, İzmir’in işgalden kurtarılışından yaklaşık bir buçuk ay sonra yapıldı. Amasya Tamimi Anadolu’daki fiili asker işgaline karşı yayımlandı. Bursa konuşması yüzyıllardır süregelen cehalete karşı yapıldı..
..Bursa konuşmasının üzerinden altı yıl geçtikten sonra, 1 Kasım 1928’de Latin Harflerine geçildi. Halkla yeni harflerle daha çabuk okuma yazma öğretebilmek için Millet Mekteplerinin açılması kabul edildi. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, Millet Mektepleri kararnamesini 24 Kasım 1928’de onaylamakla bu mekteplerin “Başöğretmenliği”ni kabul etmiş oldu. Kaynak: Dr. Halil Özcan, Başkomutanın Aydınlanma Savaşı, Bildirgesi, Bütün Dünya, s. 27-31, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, 1 Kasım 2019
Mustafa Kemal Atatürk’e 5 Ağustos 1921’de TBMM tarafından Başkomutanlık ünvanı ve yetkisi verilmiş, 24 Kasım 1928’de ise Bakanlar Kurulu tarafından Başöğretmen ilan edilmiştir. Dünyada bu iki sıfatı kişiliğinde toplayan başka bir önder yoktur..
..Mustafa Kemal henüz bağımsızlık savaşını yeni başlattığı 1919 yılında 7/8 Temmuz gecesi Erzurum’da Mazhar Müfit Kansu’ya gizli bir deftere yazdırdığı hedefleri şunlardı: 1-Cumhuriyet ilan edilecektir. 2-Saltanat kaldırılacaktır. 3- Peçe ve Fes yerine çağdaş giysiler giyilecektir. 4-Arap harfleri yerine Latin harflerine dayalı yeni Türk Alfabesi getirilecektir.
Büyük devrimci bu hedeflerini kendi ifadesi ile milli bir sır gibi kendi vicdanında saklamış, yeri ve zamanı geldikçe , uygun fırsatlardan yararlanarak hayata geçirmiştir. Cumhuriyet ilan edildikten, Halifelik kaldırıldıktan ve kıyafet devrimi yapıldıktan sonra 1928 yılında sıra harf devrimine gelmiştir.
Ahmet Cevat Emre, Atatürk’ün Harf Devrimi konusunda şöyle dediğini aktarmaktadır: Eğer ben size bu meseleyi ancak son yıllarda düşündüm dersem biri Osmanlının Enderun sınıfının kullandığı yazılan ama konuşulmayan Türkçe, diğeri halk dili olarak konuşulan fakat yazılamayan Türkçe olmak üzere iki ayrı dil olmuştu. Bu durum ulusal birliğe ve Atatürk’ün kurmak istediği çağdaş Cumhuriyete uymuyordu.
1 Kasım 1928’de TBMM’nin yeni yasama yılına başladığında açılış töreninden sonra gerekli komisyon derhal toplandı, konuyu kararlaştırdı. Tasarı hazırladı. Bu yeni kanun tasarısı ayni gün toplanan TBMM’ne sevk edilerek oybirliği ile kabul edildi. Kasım tarihli Resmi gazetede de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 1 Ocak 1929’dan itibaren resmi yazışmalarda eski harflerle yazmak yasaklandı, yeni harfleri kullanmak zorunlu oldu, eğitim yılından itibaren okullarda yeni harflerle eğitim verilmeye başlandı. 24 Kasım’da Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati tarafından hazırlanan Millet Mektepleri Yönetmeliği Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak ilan edildi.. Ayni gün Atatürk’e Bakanlar Kurulu tarafından “Başöğretmen” ünvanı verildi.
1 Ocak 1929’da Millet Mektepleri açıldı. Okuma yazma bilmeyenlerin katılması zorunlu kılındı. Mekteplerde öğretmenler görev aldı. Millet Mektepleri 1936 yılında Halk evlerine devredilinceye kadar 2.5 milyon vatandaşa Okur-Yazar diploması verildi. Okur-Yazar oranı %10’dan %20’ye çıktı. 1932 yılında dil devrimi yapılarak Türkçemiz Arapça ve farsça kelimelerden arındırıldı. https://docplayer.biz.tr/134210959-Ataturk-basogretmen-yilmadan-yorulmadan-dr-cihangir-dumanli-html
1928 yılında Atatürk’ün mekteplerde Başöğretmenliği kabul etmesi ile kutlanmaya başlanmıştır.. Kıbrıs Türk halkı; o günde İngiliz Sömürge Yönetiminde dahi Atatürk İlke ve İnkılaplarını yürekten benimserken 15 Ağustos 1928’de toplanan Öğretmenler Cemiyeti, “Türkiye’de Latin Harfleri kabul edildiği zaman Kıbrıs’ta da kabul edilmesini karara bağlıyordu.
İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde İngilizlerin, Kıbrıs Türk halkının din kimliğini ortaya çıkarma politikaları, öğretmenlerimizde milli kimliğe sarılma refleksini doğurmuştur. Çünkü dini unsur kültürel kimliğin bir parçası olmakla beraber evrensel değerleri yansıttığından Kıbrıs Türk halkı gibi varoluş mücadelesi veren bir halk için “Milli Kimlik” çok önemliydi.
Batmayan Eğitim Güneşlerimiz adlı kitabında Eğitimci Ali Nesim, “Kıbrıs Türk halkı olarak bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi en iyi öğretmenler biliyor, çünkü Kıbrıs Türk halkının var olma mücadelesi hep öğretmenlerin önderliğinde gerçekleşmiştir” demektedir. Kaynak: Ali nesim, Uluslararası Sosyal Araştırma Dergisi, s. 216, Aralık 2009
1948 yılında Kıbrıs Türk Öğretmenlerinin davetlisi olarak bir grup öğretmenle Kıbrıs’a gelen Hasene İlgaz, Kıbrıs Notları isimli kitabında , Kıbrıs Türklerinde hayret ve heyecan içinde şahit olduğum milli coşkuyu görünce “kendi kendime ve çevreme sürekli bu nasıl oldu” sorusunu sormadan duramadım ve öğrendim ki Kıbrıslılar bunu öğretmenlerine borçlu” demiştir. Kaynak: Hasene İlgaz, Kıbrıs Notları, Doğan Kardeş Yayınları, 1949
Batmayan Eğitim Güneşlerimiz adlı kitabında öğretmen İsmail Savalaş, o günleri şöyle anlatır: “Yıl 1938.. Görev yapılan köy karma bir köy. “Geceleri gaz lambası ile köylüye kurs açtım. Okuma-Yazma ve Türkçe öğrettim. Köylüye gazete , kitap okuyarak havadislerden haberdar ederdik. Atatürk’ten ve yaptıklarından söz etmek pek hoşlarına giderdi. Her gece köy kahvesinde milli roman okurduk, köylü bayılırdı. Kapı ve pencereleri kapayarak marşlar öğretir, bayrak çeker, törenler yapar, milli hisleri besleyecek şekilde hareket ederdik” diyor.
Öğretmenlerimiz, siyasal bilinçlenme çerçevesinde etkin rol oynamışlardır. Öğretmenlerimiz, Kıbrıs Türk halkının siyasal örgütlenmesinde, bugünlere gelmesinde rol alarak bugün var olan bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda halkımızın birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinde ve de Türk Mukavemet Teşkilatı’nda önemli görevler alarak büyük mücadeleler vermişlerdir.
Ulu Önder Atatürk, “Öğretmenler, Yeni Nesil, Sizin Eseriniz Olacaktır” demişti. Büyük Türk Milletinin Önderi ve Türk Milletinin ilham kaynağı, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giden tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten dileklerimle kutluyorum.. Ne Mutlu Türküm Diyene…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE BAŞÖĞRETMEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Metin FAHRİOĞLU