Havanda su dövmeye devam

Dün, 29 Eylülde gerçekleşeceği ifade edilen görüşmelere katılmak üzere Cumhurbaşkanı Akıncı da New York'a uçtu.

Ortalık toz duman! Havanda su dövmeye devam!

Her kafadan bir ses çıkıyor.  Bu karmaşa içinden olumlu sonuçlara ulaşılamayacağı kesin.

Ön yargılı olduğumdan değil, yarım asırdır yaşadığımız gelişmelerden dolayı böyle düşünüyorum.

Sadece Akıncıya “yapıcı olun” çağrısında bulunmakla olumlu sonuçlar elde edilebileceğini düşünenler yanılıyor.

Sadece Türk tarafına baskı yapmakla, hizaya gel komutunda bulunmakla bu işler olmuyor.

Sonuçlardan kuşku duyanların, olası dengesiz çıkışlarla Kıbrıs Türkünün geleceğinin kararmasından korkanların uyarılarını histeri çığlık olarak tanımlayanlar her dönemde yanıldı.

Yanılmaktan da öte çıkan sonuçlara bakarak yüzleri kızarmalı!

Masaya harita konmasının sakıncalarını haykıranlar haksız mı çıktı?

Sorarım,

Masaya harita koymanın yanlışlığı anlaşıldığı için harita geri alınmadı mı?

Ya bonkörlüğün dış siyasette yeri olmadığının, olamayacağının farkına varamayanların yaptığı.

Bir adım önde mayasının da tutmadığı ortaya çıkmadı mı? 

İstediğiniz kadar tavizde bulunun, Rum kesimi egemenliğe tek başına sahip olmadığı, Kıbrıs Türkünü azınlık statüsüne razı etmediği sürece uzlaşıya ulaşılamayacağı aşikar!

Hele hidro karbon yataklarının verimi de ortaya çıktıktan sonra “gel gumbaro bütün bunlara sen de ortak ol” demelerini mi bekliyorsunuz?

Şartlar, şurtlar havalarda uçuşmaya başladı bile. Bunların alıştırma seansları olduğundan emin olabilirsiniz.

Guterres belgesi esas alınmalı deniliyor, CransMontana da kalındığı yerden başlaması isteniyor, harita yeniden masaya getirilsin talebinde bulunuluyor.

Muhataplarımızı verdiğimiz tavizlerle bal çuvalına soktuğumuz nasıl da belli oluyor.

Uzlaşı için yarım asrı aşan çabalar Kıbrıs Türkünün ekonomik kalkınması yolunda harcansaydı bu gün hem itibarımız, hem tanınmışlığımız konuşuluyor olacaktı.