KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN VARLIĞI KABUL EDİLMELİDİR (17)

 

Sayın Mustafa Akıncı’nın KKTC’nin 4’üncü Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin hemen  ardından Rum-Yunan resmi makamları,  sayın Akıncı’nın  “Kıbrıslı”  hüviyetinin  ağır bastığını vurgulaması yanında   Akıncı’nın seçilmiş olmasını,  Kıbrıs sorununun geleceği açısından   olumlu bir gelişme olarak değerlendirmişlerdir..

26 Nisan 2015’te sayın Akıncı’nın  KKTC’nin 4’üncü  Cumhurbaşkanı olarak  seçilmesini , Rum-Yunan ikilisi tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanması  manidardı!.. KKTC’nin 3’üncü Cumhurbaşkanı sayın Dr. Derviş Eroğlu ile yaptığı görüme sürecinde masadan kaçan  GKRY Lideri Anastasiadis;  her nasılsa   Akıncı’nın  seçilmesini  memnuniyetle  karşıladığını  ifade  ediyordu..

Akıncı-Anastasiadis ikilisinin  bir ilki gerçekleştirerek    Lefkoşa’da  Lokmacı Barikatının  Kuzey’inde ve Güney’inde   sosyal  etkinlikte bulunmaları her iki halk arasında bir umut yaratmış ve de  bunun  yeni bir sürecin  başlangıcı olarak  değerlendirilmesine vesile olurken Türkiye, ABD ve AB de   bu yeni sürece destek belirtiyordu..

Sayın Akıncı’nın KKTC Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından   Anastasiadis “sonunda  ülkemizin  yeniden   birleşeceğine  dair ümitlerimiz artmıştır”  diyor ve de   sayın Akıncı  ile çözüme   ulaşabileceğini   düşünüyordu!

O günde  GKRY Lideri Nikos Anastasiadis, Ancak , Ada’da adil ve kalıcı bir siyasi çözümün gerçekleşebilmesi için  Anatasiadis’in  Ada’da kabul etmesi gereken gerçekler vardı…. Her şeyden önce  Kıbrıs’ta  dini, dili, kültürü, ırkı tamamen farklı iki ayrı halk vardır, iki ayrı demokrasi vardır ve de  bağımsız ve egemen   iki devlet vardır… Keza  1960 Garanti ve İttifak Anlaşmaları   yürürlüktedir ve de   anavatanımız Türkiye’nin   etkin ve fiili  garantisi devam etmektedir ve de  olası bir siyasi çözümde devam etmesi  Kıbrıs Türk halkının ve de anavatanımız Türkiye’nin   olmazsa olmazıdır.

Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm; Rumların   iddia ettikleri gibi 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla geçerliliğini  yitiren ve Rum devletine dönüşen  Kıbrıs Cumhuriyeti   çatısı altında  değil, yeni bir ortaklık  devleti çatısı altında  gerçekleşebilir..

Diğer bir önemli husus olarak da  anavatanımız Türkiye’nin  Kıbrıs’a ilişkin  çözüm Parametresi;  “ BM çatısı altında BM Genel Sekreteri’nin  iyi niyet  misyonu çerçevesinde   Adadaki gerçekler temelinde  iki eşit halk ve iki Kurucu  Devlet  tarafından  oluşturulacak yeni  bir ortaklıkla  bulunacaktır.  Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam edecektir”.  Kıbrıs’ta siyasi çözüm   umutlarının yeşerebilmesi için   Rum-Yunan  ikilisinin öncelikle   bu gerçeklere  inanmış olması gerekmektedir..

Bu noktada diğer bir önemli husus Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm adına   anavatanımız Türkiye’nin ise Rum-Yunan ikilisinin  şantajlarına  boyun eğmemesi ve   uluslararası  anlaşmalardan   kaynaklanan  hak ve   yetkilerinden  taviz  vermemesi çok ama çok önem arz etmektedir…

Yine Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüme ulaşılabilmesi için   KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı’nın  unutmaması  gereken çok önemli hususlar vardır…  Sayın Akıncı,  öncelikle Rum-Yunan ikilisinin  dün olduğu gibi bugün  de   Enosis hayali   ile yaşadığını ve de görüşme sürecinde  Enosis’e giden yolu açmak isteyeceğini hiç ama hiç unutmamalıydı… Sayın Akıncı; Anastasiadis’in; Makarios’tan, Klerides’ten, Papadopulos’tan   ve de Hrisofyas’tan bir farkı  olmadığını bilmemeli ve her an göz önünde bulundurmalıydı!…

Sayın Akıncı; Kıbrıs Türk halkının  1963-1974 yılları arasında yaşadıklarını bir kez daha yaşamak istemediğini, bunun için de anavatanımız Türkiye’nin  etkin ve fiili garantisinin  ve de  Türk askerinin  Kıbrıs’taki varlığının; Kıbrıs Türk halkının olmazsa olmazı olduğunu  ve   ebediyen  devam etmesi gerektiğini ve bunun  asla tartışma konusu yapılamayacağını, Türk askerinin, Türkiye’nin, Adadaki kalıcı barış ve huzur   ortamının   yegane teminatı olduğunu ve anavatanımız  Türkiyesiz bir KKTC’nin    var olamayacağını ve  görüşme masasına  taşınamayacağını  hiç ama  hiç  hatırdan çıkarmaması gerekirdi!..

Ancak  bazılarının  çözüm için acelesi  vardı ve  bu yönde mesajlar verilecekti!  Nitekim,  25 Haziran  2015’te  KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda   düzenlediği basın toplantısında o güne kadar 3 kez toplantı yapıldığını   ve  “Özlü Müzakerelere geçiş  safhasına  29 Haziran’da dördüncü liderler buluşmasıyla  başlıyoruz”   diyen  KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu:  “Garantiler konusunun  tartışılmaz bir konu  olmadığını”   vurguluyordu.  Burcu, “Garantiler tartışılacaktır ama önce  Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar   belli başlıklarda belli mesafe kat ettikten sonra” diye konuşmuştu..

Müzakere  masasında toprak  ayarlaması hatta  garanti anlaşmasının gündeme   geleceğini  vurgulayan Burcu: “Bunlar  Tabu Değildir. El Değmez  Hususlar Değildir” diyerek   ilerleyen günlerde  toprak tavizinin ve 1960 Garanti Anlaşmalarının    masaya yatırılacağının mesajını  veriyordu! … DEVAM EDECEK…