SU'DAN KİM KORKAR!

Çocukken izlediğim bir sinema filmi vardı. Filmde, Tarık Akan ve Eroş Taş da oynuyordu.

Adana yöresinde 1980li yıllarda geçen hikayede, Almanyada işçi olarak bulunan bir köylü, köye dönüşünde yanında bir de Alman kurdu getiriyor. Köyün çocukları, köpekle oynarken, köpek çocukları ısırıyor. Mahalleli, köpeğin saldırgan tavrından şikayetçi olarak, kuduz olduğunu söylüyor ama Erol Taş, köpeğine toz kondurmuyor. Köpek tarafından ısırılan çocuklar arasında, kendi çocuğu da var.

Tarık Akan, köyün çocuklarını alıp, tedavi için dağ bayır aşarak Adananın yollarına düşüyor. Erol Taşın oğlu, gün geçtikçe ağresifleşiyor, suyu görünce korkuyor, saldırgan oluyor, en sonunda bir odaya kapatılıyor, kudurarak ölüyordu. Köpeğinin kuduz olduğunu önce kabul etmeyen Erol Taş, oğlu kudurarak ölünce, köpeğini eliyle vurup öldürüyordu.

İlkokuldaydım ve ilk kez o filmde öğrenmiştim, kuduz olanların sudan korktuğunu.

Dünkü  (23 Ekim 2015) Rum gazetelerinde bir haber vardı. Habere göre,

Rum Meclisi, Türkiyeyi, deniz altından borulara KKTCye su taşıdığı için,

devam eden çözüm çabalarını “dinamitlemekle” suçlayarak, sözüm ona kınıyor ve Avrupa Birliği (AB) ile uluslararası toplumu, bu duruma “tepki göstermeye” çağırıyor.

Fileleftheros gazetesine göre, Rum Meclisinden geçirilen kararda, “Türkiyenin Kıbrıstaki yasadışı davranışını, uluslararası hukuk kurallarının ve AB ilke ve değerlerinin bu ülke tarafından ihlal edilmesini kınıyoruz. Türkiyeyi istila oldubittilerini sağlamlaştıran ve devam etmekte olan Kıbrıs sorununun çözüm çabalarını dinamitleyen bu tür faaliyetlerine son vermeye çağırıyoruz” ifadesi kullanılıyor.

Allah Allah! Türkiye adaya bir nimet getiriyor, bu kışkırtıcı bulunuyor, çözüm çabalarını olumsuz etkileyici bulunuyor. Müzakerelerde olumlu giden ne var ki, su bu olumlu havayı bozsun?

Rumların bir ileri 3 geri yaptığı müzakereler,  Anadoludan su geldi diye mi olumsuz etkilenecekmiş…Sudan bahaneler… Sudan neden bu kadar korkuyorlar ki!

Haydi Rumların tavrı anlaşılıyor, sürpriz değil de, “sana ne oluyor” denilecekler var aramızda.

 

Çocuklar bile sevmedikleri, hoşnut olmadıkları insanların elini isteksizce öptüğünde, para alınca çocukça seviniyor. Bunlar ömür boyu maaşa bağlanmış yine de “hır”lıyor